İran'da rejim yanlıları "karşı eylem" düzenledi
İran dini lideri Hamaney'e bağlı grupların düzenlediği eylemler, yönetime karşı üç gündür devam eden protestolara yönelik "karşı gösteri" niteliği taşıyor. Karşı gösterilerin hedefinde ise Ruhani hükümetinin ekonomi karnesi yer alıyor.
İran dini lideri Ali Hamaney'e bağlı gruplar, birçok kentte "hayat pahalılığı"nı protesto amacıyla eylemler yapan kitlelere gözdağı vermek amacıyla karşı gösteri düzenledi.
İran medyasında yer alan haberlere göre, başta başkent Tahran olmak üzere ülkenin birçok kentinde düzenlenen gösteri ve anma törenlerinde, hükümete, Hamaney'in ekonomik alandaki tavsiyelerine uyma çağrısının yapıldığı bildirildi.
Tahran'daki Büyük Musalla Camisi'nde düzenlenen törende konuşan Hamaney'e bağlı Uzmanlar Meclisi Üyesi Mahmut Eraki, İran'ın batıyla ekonomik bir savaş halinde olduğunu ve Ruhani hükümetinin, Hamaney'in "Direniş Ekonomisi" programını daha büyük kararlılıkla uygulaması gerektiğini söyledi.
İran'ın Meşhed ve Kaşmer kentlerinde "hayat pahalılığı bahanesiyle" üç gün önce başlayan ve hükümet ve rejim karşıtı protestolara dönüşen gösterilere karşıt eylem niteliğinde olması beklenen anma merasimlerinin karar bildirisinde de hükümete "Direniş Ekonomisi"nin uygulanması yönünde çağrıda bulunulması dikkat çekti.
Medyada yer alan görüntüler, "30 Aralık 2009'u anma merasimleri"ne katılımın beklentilerin çok altında kaldığını gösteriyor.
İçişleri Bakanından izinsiz gösteri uyarısı
Öte yandan, başta başkent Tahran olmak üzere birçok şehirde devam ettiği bildirilen hükümet ve rejim karşıtı gösteri haberleri üzerine açıklamalarda bulunan İran İçişleri Bakanı Abdurreza Rahmani, halkı, "izinsiz" gösterilere katılmaması konusunda uyardı.
Rahmani, Cevan gazetesine verdiği demeçte, her türlü toplanma için yargı ve valilik yoluyla izin başvurusu yapılması gerektiğini hatırlatarak, "Güvenlik güçlerimiz ve yargımız şu ana kadar olayların büyümemesi için azami hassasiyet göstererek olayları idare etmeye çalıştılar. Halkımızdan ricam, izinsiz gösterilere katılarak, kendileri ve başkaları için sorun oluşturmasın." ifadelerini kullandı.
ABD'ye 'içişlerine müdahale' tepkisi
İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Behram Kasımi, ABD Başkanı Donald Trump ve ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert'in İran'daki gösterilere ilişkin açıklamalarına tepki göstererek ABD'yi İran'ın içişlerine müdahale etmekle suçladı.
İran halkının, ülkesinin güvenlik ve geleceğinin en büyük destekçisi olduğunu belirten Kasımi, halkın taleplerini yerine getirmek için ülkesinin "güçlü bir demokratik yapı ve anayasa"ya sahip olduğunu söyledi.
ABD Başkanı Trump, İran'da devam eden protestolara ilişkin, "İran yönetimi, kendini ifade hakkı da dahil kendi halkının haklarına saygı göstermelidir." değerlendirmesinde bulunmuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Nauert ise İran'daki yönetim karşıtı gösterileri yakından takip ettiklerini açıklayarak, olaylar sırasındaki tutuklamaları kınadıklarını bildirmişti.
İran'daki rejim karşıtı gösterilerin ardındaki nedenler
Perşembe günü, İran'ın dini ve manevi hüviyete sahip ve en kalabalık ikinci kentlerinden Meşhed'de "hayat pahalılığına itiraz" amacıyla başlayan gösteriler kısa sürede, Şahrud, Nişabur, Kum, Kirmanşah, Yezd, Kazvin ve diğer birçok kente sıçramasıyla bir anda ülkenin ana gündemine oturdu.
Herhangi bir şahıs veya siyasi grubun çağrısı olmadan, yalnızca ülkenin siyasi sosyal ve ekonomik durumuna karşı itiraz için başlayan gösterilere, bugün de Tahran üniversitesindeki öğrencilerin eylemleriyle birlikte başkente de sıçramış oldu.
Hayat şartlarının zorluğu, yoksulluk ve işsizliğe karşı başlayan gösterilerin ana omurgasını, yatırımlarını, çoğunluğu muhafazakar kanada ait batık şirketlere kaptıran ve sayıları birkaç milyonu bulanların dışında, toplumun fakir kesimi ve bazı siyasi grupların oluşturduğu belirtiliyor.
Ülkenin ekonomik yapısı ile dış siyasetinin iç içe bir ilişkiye sahip olması nedeniyle gösterilerde dış politikanın da hedef tahtasına konulduğunu kaydeden uzmanlar, gösterilerin, yatırım mağdurları, yoksul kesim ve siyasi muhaliflerin birleşme noktası haline geldiğini ifade ediyor.
Göstericiler, halkın yoksulluk ve kötü hayat şartlarına rağmen, İran'ın Suriye, Yemen ve Irak gibi dış ülkelerde milletin parasının harcandığını attıkları sloganlarla dile getiriyor.
Son bir yıl içerisinde, yatırım mağdurları ve işsiz kesimin, birçok kentte ufak çaplı gösterilerle sesini duyurmaya çalışmasının, söz konusu eylemlerin habercisi olduğu belirtilirken, ülke yetkililerinin, toplumda biriken ekonomik hoşnutsuzluk duygusunun giderilmesi için gösterilere izin verdiği ileri sürülüyor.
Öte yandan, hükümete bağlı içişleri bakanlığı ve dini lidere bağlı güvenlik güçlerinin izniyle yapılan halk toplantılarına, hükümetin izin vermemesine karşın, güvenlik güçlerinin engel olmaması, farklı senaryoların konuşulmasına neden oluyor.
Son bir kaç gün içerisinde düzenlenen gösterilerde, ilk kez hem reformcu ve ılımlı harekete bağlı hükümet karşıtı hem de muhafazakar kanada karşı sloganların bir arada atılması siyasi yorumcuları şaşkına uğratırken, herhangi bir parti veya gruba bağlı bir siyasi şahsiyetin olaylara müdahil olmaması ülkedeki her iki siyasi kanadın dikkatini çekiyor.
Gösterilerin siyasi boyut kazanması ve ülke geneline yayılmasıyla iki siyasi kanat yetkilileri birbirini suçlama yarışına girdi. İran Cumhurbaşkanı Birinci Yardımcısı İshak Cihangiri, ekonomik şartların "bahane" olduğunu ve olayın perde arkasında farklı oyunlar oynandığını ileri sürerken, muhafazakar kesim ise olayları, "Ruhaniye oy verme pişmanlığı" olarak değerlendiriyor.
İran'da devam eden hükümet ve rejim karşıtı gösterilerin, muhalif lider Mir Hüseyin Musevi'yi desteklemek amacıyla düzenlendiği iddia edilen 2009 yılındaki olayların yıl dönümünde yapılması da ayrıca birçok siyasi yorumcunun dikkatini çekti.
Söz konusu protestolar, İran Lideri Ali Hamaney'e yakın muhafazakarların sokağa çağrılmasıyla 30 Aralık 2009'da düzenlenen "karşı eylem"in ardından bitmişti.