İngiltere'de ırkçılık artıyor mu?
Londralılar, ırkçılığın artmasının üzücü olduğunu söyleseler de göçmen sayısına kısıtlama getirilmesinin gerekli olduğunu ifade ettiler
LONDRA - İngiltere'de hem yerel hem de Avrupa Parlamentosu (AP) seçimlerinde göçmen ve Avrupa Birliği karşıtı Birleşik Krallık Bağımsızlık Partisi'ne (UKIP) desteğin arttığının ortaya çıkması, ülkede göçmen karşıtlığı ve ırkçılıkla ilgili tartışmaları da beraberinde getirdi.
İngiltere'de UKIP, AP seçimlerinde yüzde 27 ile en çok oy alan siyasi parti oldu. Çok sayıda göçmenin yaşadığı başkent Londra'dan ise en düşük desteği aldı ve sadece bir üyesini Londra'dan AP'ye sokabildi. İngiltere Başbakanı David Cameron'ın önceki gün Avrupalı liderlere ilettiği gibi AP seçimlerinde sandık başına gidenlerin sayısı oldukça az. İngiltere'de AP seçimlerine katılım oranı yüzde 34 olarak belirlendi.
AA'ya konuşan Londralıların çoğunun, AP seçimlerinde oy kullanmamış olmaları dikkati çekti. Ülkede artan ırkçılığın oldukça üzücü olduğunu dile getiren bazı Londralılar ülkelerinin AB'den çıkması, bazıları ise kesinlikle AB'de kalması gerektiğini belirtti. Bazıları "ırkçı" olmadığını söylese de göçmen sayılarıyla ilgili İngiltere'deki endişeyi anladığını dile getirenler de oldu.
56 yaşındaki şirket yöneticisi Stuart Hall, AP seçimlerinde ülkedeki "ana akım" siyasi partilerden birine oy verdiğini belirtirken, insanların çoğunun "daha iyi bir Avrupa" istedikleri ve "sürekli kendilerine ne yapılması gerektiğini söyleyen ve kuralcı bir Avrupa istemedikleri" için UKIP'e oy verdiklerini ifade etti.
İngiltere'de artan ırkçılığın üzücü olduğunu, birlikte yaşamayı insanların öğrenmesi gerektiğini ifade eden Hall, "Bazı insanların 'bu bizim ülkemiz ve bizim ülkemiz olarak da kalmalı' diye düşünmesini anlıyorum ama Birleşik Krallık'ın geçmişine baktığınızda birçok farklı ülkeden, toplumdan oluştuğunu görüyorsunuz. Birlikte yaşamayı öğrenmemiz gerekiyor" diye konuştu.
"Irkçı değilim ama"
AB şüphecisi bir partiye oy vermediğini söyleyen Grant Ashton ise ülkesinin AB üyesi olmasından mutlu olduğunu söyledi. Birleşik Krallık'ta ırkçılığın arttığına dair haberler ve araştırmalardan dolayı hayal kırıklığı yaşadığını belirten Ashton, "Yıllarca yurt dışında da yaşadım ve çalıştım. Mutlu bir Avrupalıyım" dedi.
Reklam şirketi yöneticisi olan 48 yaşındaki Richard Stickland, AP seçimlerinde oy kullanmadığını ifade ederek, "İnsanların göçmenlerle ilgili duyduğu endişeyi anlıyorum. Irkçı değilim ama duyulan endişeyi de bir taraftan anlayabiliyorum" diye konuştu.
Jeolog Ann Watkins ise oy kullanmadığını ancak oy verseydi Yeşiller Partisini tercih edeceğini dile getirdi. 53 yaşındaki Watkins, ırkçılık konusunda büyük bir cehalet olduğunu kaydederek, şunları söyledi:
"Bu ülkeye gelen göçmenlerin hangi koşullardan dolayı göç etmek zorunda kaldığını bilmiyoruz. Birçok farklı ülkeden insanla birlikte çalışıyorum. İngiliz hükümetinin 'daha eğitimli insanlar' istiyoruz söyleminden endişe duyuyorum."
Bankacı Steve Theadore da AP seçiminde sandık başına gitmediğini kaydetti ancak oy verseydi İşçi Partisi'ni tercih edeceğini dile getirdi. 42 yaşındaki Theadore, ülkede ırkçılığın arttığını düşünmediğini ifade ederek, "Bu, 'ırkçılığı' nasıl tanımladığınıza bağlı. Bence insanlar bıkmış durumdalar. Göç ile ilgili bir sınırlama getirilmeli. İnsanların bunu istediği için ırkçı olduklarını düşünmüyorum. Hükümetin göç politikasının ise gerçekçi olduğunu düşünmüyorum. AB'de bulunuyorsanız ve üyesiyseniz, göçü değiştiremezsiniz" diye konuştu.
İngiltere gündeminde dün geniş yer tutan, sosyal araştırmalar kuruluşunun düzenlediği "Britanya Sosyal Davranışlar" adlı anket, İngiltere'de her 3 kişiden birinin, ırkından dolayı kendisine önyargılı bakıldığına inandığını ortaya koyarken, 2000 yılından bu yana kendilerine önyargılı yaklaşıldığını hissedenlerin sayısında artış olduğuna dikkati çekmişti.
NatCen yetkilileri, sonuçları "tedirgin edici" olarak nitelendirirken, ankette, yabancılara önyargıyla bakanların yüzde 90'ının, İngiltere'ye gelen göçmenlerin sayısının düşürülmesini tercih ettiğinin belirlendiği ifade edildi.