Herrick, Türk yatırımcılara ABD'nin kapılarını açıyor
Türkiye'ye Karun Hazineleri'ni getiren ABD'li hukuk şirketi Herrick, Türk ve ABD'li yatırımcılar adına iki ülke arasında danışmanlık köprüsü kuruyor.
AYDIN ŞAHİNALP
İSTANBUL - Elmalı Sikkeleri ve Karun Hazineleri gibi sayısız tarihi eseri Türkiye’ye kazandıran ABD’li hukuk şirketi Herrick, Türk ve ABD’li girşimcilerin karşılıklı yatırımları için iki ülke arasında danışmanlık köprüsü görevini üstleniyor. Türk yatırımcısı için ABD’de bazı sektörlerin yıldızının parladığını anlatan Herrick Türkiye’nin Yönetici Ortağı Avukat Barbaros Karaahmet, ancak girişimcileri kötü deneyimlere karşı uyarıyor. ABD’de 1928 yılında kurulan Herrick, bünyesindeki 140 kişilik avukat ekibiyle ticaret, emlak, sanat, bankalar, spor hukuku gibi birçok farklı alanda hizmet veriyor. Firmanın Sanat Hukuku Grubu Eş Başkanı Lawrence Kaye liderliğindeki ekibi, 1987’de, başta Karun Hazineleri ve Elmalı Sikkeleri olmak üzere sayısız tarihi eserin Türkiye’ye iadesinde ön ayak oldu. Son yıllarda ise Herrick, Türk firmaların ABD’deki yatırımlarına ve Amerikalı şirketlerin Türkiye’deki yatırımlarına danışmanlık yaparak öne çıkıyor.
Emlak, gıda ve mobilya yıldızı parlayan sektörler
Herrick Türkiye’nin Yönetici Ortağı Avukat Barbaros Karaahmet, Türk yatırımcısı için ABD’de bazı sektörlerin yıldızının parladığını söyledi. Karaahmet, “Türkiye’de ofisimizi açtığımız 2013’ten bu yana çok şey değişti. Amerika’ya ilgi çok daha arttı. Bu Türk Hava Yolları’nın direk uçuşlarıyla doğru orantılı. Nereye direk uçuş varsa Türkler de oraya yöneliyor. Örneğin Miami’ye uçuşlar başlayınca Miami’ye ilgi yükseldi. Son yıllarda ABD’de Türk yatırımcısı açısından bazı sektörlerin yıldızı parlıyor. Emlak, gıda, mobilya, mücevherat başta geliyor. Geçmişte tekstil de vardı. Ancak bu alanda markalaşamadığımız için işleri Çin ve Bangladeş gibi ülkelere kaptırıyoruz. Mobilya, gıda ve emlak sektöründe Türkiye için önümüz açık” dedi.
‘ABD’de kâr marjı düşük fakat volümler çok yüksek’
ABD ve Türkiye arasındaki 17.5 milyar dolarlık ticaret hacminin potansiyeli yansıtmadığını aktaran Karaahmet, İstanbul ve New York arasında çok yakın özelikler bulunduğunu kaydetti. Karaahmet sözlerini şöyle sürdürdü: “Türkler Avrupa’dan ziyade Amerika’da kendilerini çok rahat hissediyor. Türk işadamları New York ve çevresinde çok başarılı olabilir. ABD’de güçlü ve hızlı işleyen bir hukuk sitemi var. ABD hukukunda çerçeve çiziliyor. O çerçeve içinde kaldığınız sürece sorun çıkmıyor. Amerikan sistemini öğrenip kendini oraya adapte edenlerin önü açılıyor. Bilindiği gibi ABD’de kâr marjları düşük ama volümler çok yüksek.” Hukukçu bir aileden geldiğini aktaran Karaahmet, ABD’ye yatırımı düşünen firmalara önemli uyarılarda da bulundu. Türk insanının hasta olmadan doktora gitmediğini vurgulayan Karaahmet, “Genelde bize de başvurulduğu zaman iş işten geçmiş oluyor. Firma ABD’ye malını satıyor ve diyor ki; ‘Çok büyük bir firmaya sattım. Paramı alırım’ Ama o büyük firmaların küçük firmaları yutarak büyüdüklerini dikkate almıyor. Ve ‘sözleşme nerede?’ diye sorduğumuzda; ‘Biz bu adamla el sıkıştık’ deniliyor. Bu şekilde iş yapıldığı zaman maalesef istenmeyen sonuçlar yaşanıyor. Amerikan hukuk sistemini bilen tarafta bazen borcunu ödemiyor veya büyük indirimler talep ediyor. Büyük olsun küçük olsun firmalara diyoruz ki; bize baştan gelin” sözleriyle de yatırım düşünen şirketleri uyardı.
ABD’de bazı bölgelere yatırım için teşvik veriliyor
Avukat Barbaros Karaahmet, ABD’nin içinde gelişme hedeflenen bölgeler bulunduğunu bu bölgelere yatırım yapıldığında devlet teşvikleri uygulandığını söyledi. Karaahmet, “Yatırımın büyüklüğü ve çalıştırılan insan sayısına oranla vergi avantajları uygulanıyor. Eyaletler bazında yer tahsis edilmesi söz konusu. Türk yatırımcısı açısından bakıldığında hangi eyaletin hangi avantajları var bunun değerlendirmesi gerekiyor. ‘Benim rakibim orada mı?’ sorusu sorulmalı” dedi.