Güçlü büyüme için yeni reform vurgusu
IMF'nin yükselen piyasalar raporunda; Brezilya, Türkiye ve G.Afrika gibi ekonomiler için önceliğin, “Tüketimi azaltmak ve dış açıklarla çöküş riskini azaltacak olan, yatırımda iç finansman payını da artıracak tasarrufları yükseltmek olduğu” belirtildi
ANKARA - IMF uzmanları büyümelerini, dış borçlanmayla finanse edilen özel tüketim ya da yüksek kamu tüketimi üzerine inşa eden Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika gibi yükselen piyasa ekonomileri için önceliğin, “tüketimi azaltmak ve dış açıklar ile çöküş riskini azaltacak tasarrufları artırmak” olduğunu bildirdi.
IMF uzmanları tarafından hazırlanan “Dönüşüm İçindeki Yükselen Piyasalar: Büyüme Beklenti ve Zorlukları” başlıklı raporda, sürdürülebilir ve güçlü bir büyüme için yapısal reformlara yenilenmiş bir vurgu yapılması gerektiği belirtildi.
Reform önceliklerinin ülkelere özgü koşullara bağlı olduğu belirtilen notta, politika yapıcıların “arz darboğazlarının kaldırılması, üretimin artırılması ve ekonomilerini ekonomik faaliyetler değer zincirinde terfi ettirmeleri” için reform önceliklerini tanımaya ihtiyaç duydukları belirtildi.
IMF uzmanları, öncü ekonomiler dâhil düşük gelirli ülkeler için en büyük kazancın; “ekonomiyi değer zincirinde terfi ettirecek, yeni sektörleri geliştirmeye hazırlayacak” reformlardan elde edileceğini belirttiler. Uzmanlar yüksek gelirli ülkelerin ise en büyük kazancı inovasyon ve teknolojik gelişmeden elde edeceklerini bildirdiler. IMF notunda Türkiye örneği de verilerek, “Büyüme kaynaklarının kimi durumlarda tüketimden (Brezilya ve Türkiye), diğer durumlarda da yatırımdan (Çin) uzaklaştırılıp yeniden yönlendirilmesi için reformlar gerekiyor” denildi.
Büyümenin yeniden dengelenmesi
Ekonomilerin daha sürdürülebilir büyüme modellerine yeniden yönlendirilmesi için içte yeniden dengelenmeye gerek duyulduğu vurgulanan raporda, aşırı talep birikmesinden sakınmanın daha sürdürülebilir büyüme yoluna girişteki önceliklerden biri olduğu belirtildi.
Aşırı talebin volatilite ya da yükseliş/çöküş döngülerine yolacak dış dengesizlikler biçiminde ortaya çıktığı kaydedilen raporda Türkiye örneği satırlarda şöyle yer aldı:
“Yakınsama sürecini duraksatacak ya da yolundan çıkaracak bu tip eğilimlerden sakınmak için farklı ülkelerde farklı politika gündemlerine ihtiyaç var. Bu örneğin Çin’de yatırımı (ve kredi büyümesini) daha sürdürülebilir düzeylere indirmeyi, dış ticarete konu sektörlerde sürekli düşük dış talep finansmanını, iç tüketimin artmasını ve içteki özel sektör için oyun sahasını eşitlemeyi gerektirir. Büyüme modellerini, dış borçlanmayla finanse edilen özel tüketim ya da yüksek kamu tüketimi üzerine inşa eden diğer yükselen piyasa ekonomileri (örn. Brezilya, Türkiye ve Güney Afrika) için öncelik tüketimi azaltmak ve dış yapısal açıkları ve yükseliş/çöküş döngü riskini azaltacak olan, yatırımın iç finansmanının payını artırma amaçlı tasarrufları yükseltmektir.”