Fed ne yapacak?
ABD Merkez Bankası Fed'in para politikası hakkındaki kararı ve faiz politikasına dair vereceği ipuçları haftanın en önemli gündem maddesi olacak.
Dolardaki keskin değer artışı ile petrol fiyatlarındaki düşüşü kabullenmeye çalışan dünya ekonomisi için bu hafta gündemi Fed'in para politikası hakkındaki kararı ve faiz politikasına dair vereceği ipuçları oluşturacak.
Avrupa Merkez Bankası'nın (ECB) devlet tahvili alımlarına, yani para basmaya başlaması, ABD'de yaklaşan faiz artışlarıyla bir araya gelerek küresel döviz piyasaları ve gelişmekte olan ülke varlıklarının dalgalanmasına neden oluyor. Geçen yılın ortasında 1.40'a kadar yükselen euro/dolar kuru, şu an itibariyle 1.05 dolar düzeyine kadar gerilerken, yakın dönemde 1 düzeyine gerileyecek görünüyor. ABD'de art arda güçlü artışlar kaydeden istihdam verileri Fed'in faiz artışlarında "sabırlı" olmaktan vazgeçerek Haziran ayında faiz artırımına kapıyı aralayacağı beklentisi güçlendiriyor.
Fakat dolardaki değer kazancı ABD'nin ihracatını zorlaştırdığı gibi, ithal ürün kaynaklı enflasyonu sınırlayarak Fed'in faiz artırımlarını tekrar değerlendirmesine de neden olabilir.
Şahin Bullard faiz artırımı istiyor
Para politikasında sıkışlaştırma, yani faiz artışı yanlısı Fed yetkililerinden St. Louis Fed Başkanı James Bullard, önceki haftaki açıklamalarında işsizlikteki belirgin düşüşün göz önüne alındığında Fed'in faiz artırımında geç kalma tehlikesiyle karşı karşıya kaldığını ifade etti. Buna karşılık zayıf enflasyon nedeniyle Fed'in artırma kararını geciktireceğini düşünenler de var. Reuters anketine katılan 70 ekonomistin yarısı faiz artırımlarının Haziran, yarısı ise Haziran'dan sonra ama bu yıl içinde başlayacağını tahmin ediyor. Bank of America Merrill Lynch kıdemli ekonomisti Michael Hanson, "Baz senaryo enflasyondaki zayıflık nedeniyle Fed'in ifadelerini değiştirerek Haziran ayında faiz artırmaktan kaçınacağı şeklinde. Buna karşılık Fed'in bunu kabullenmiş gibi görünmek isteyeceğini sanmıyor ve Haziran ayında faiz artırım olasılığını piyasanın gündeminde tutacağını düşünüyoruz" dedi. Piyasaların gündemindeki diğer bir konu ise ekonomik büyümeyi desteklemeye çalışan ve bunun bir parçası olarak döviz kurlarında keskin oynaklığı kabul etmek zorunda kalan gelişmiş ülkelerin rekabetçi devalüasyonlardan yakınmaya ne zaman başlayacakları. Euro'ya bakıldığında ortak para biriminin 2014 ortasından bu yana dolar karşısında yüzde 25 değer kaybettiği görülüyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) Başkanı Christine Lagarde, Fed'in aşırı gevşek para politikasını sıkılaştırma hedefine karşılık Avrupa ve Japonya merkez bankalarının devam eden tahvil alım programlarına atıfta bulunarak, "Bu durum açık şekilde oynaklığın artmasına yol açacak ve kur etkisi dolar cinsi borçlanmanın yüksek olduğu ülke veya şirketlerin zorluklarla karşılaşmasına neden olacak" dedi. Goldman Sachs, şu anda 2017 sonu itibariyle euronun 0.8 dolar seviyesine ineceğini tahmin ediyor.
Merkez Bankalarının haftası
Bu haftanın gündeminin büyük bölümünü yılın başından bu yana para politikası gevşeten merkez bankaları oluşturuyor. Yıl başından bu yana 24 merkez bankası yavaşlayan ekonomileri hızlandırmak için para politikasını gevşetti. Japonya Merkez Bankası, Fed'in bir gün öncesinde Salı günü para politikasına dair kararını açıklayacak. Merkez bankasının geniş kapsamlı varlık alım programına devam etmesi bekleniyor. Ardından yıl başından bu yana iki defa faiz indiren, ancak sert faiz indirimleri isteyen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın sert eleştirilerine maruz kalan TCMB'nin para politikasına dair kararı uluslararası piyasalarda izlenecek. İsviçre Merkez Bankası ise frankının işlem bandını kaldırmasının ardından yapacağı ilk toplantının sonuçlarını Perşembe günü açıklayacak. Aynı gün Norveç'in de faiz kararını açıklaması bekleniyor. Ekonomistler politika faizinin 25 baz puan indirilerek yüzde 1'e indirileceğini tahmin ediyor.