Emtiayı vuran Çin rüzgarı esmeye devam edecek

Dünyanın en büyük hammadde tüketicisi Çin’deki ekonomik büyümeye ilişkin endişelerle emtia fiyatları son yılların en düşük seviyesine indi. Uzmanlara göre Çin’deki yavaşlama nedeniyle baskı sürecek

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK
DIŞ HABERLER

Çin ekonomisi kaynaklı korkular bu hafta emtia fiyatlarını finans krizinden bu yana en düşük seviyeye çekti. Her ne kadar dün Çin borsalarında devam eden kayba rağmen tepki alımlarının etkisiyle borsalar ve emtia fiyatları biraz toparlanma gösterse de analistlere göre, emtia fiyatları ve emtia üreticilerinin paralarında ağır baskı sürecek. Dünyanın en büyük hammadde tüketicisi Çin’in talebinin azalacağı beklentisi ve arz fazlası gibi nedenlerle emtia fiyatlarında esen düşüş rüzgarı uzmanlara göre devam edecek. 

Endüstriyel metallerde önceki gün yaşanan gerilemeye dün ara verildi. Önceki gün son yılların en düşük seviyesine gerileyen bakır yüzde 1, alüminyum yüzde 1.3 yükseldi. Petrol fiyatlarında da toparlanma vardı. UBS’in varlık yönetimi biriminde emtia bölümü başkanı Dominic Schnider, emtia piyalarının kısa vadede istikrar kazanabileceğini fakat bunun fiyatların daha da düşmeyeceği anlamına gelmediğini söylüyor. Schnider’a göre emtiayı finans krizi seviyelerine iten rüzgar henüz sona ermiş değil. Çin’in büyüme beklentilerinin 1990’dan bu yana en düşük seviyeye gelmesi ve ham maddelerde arzın talebin üzerinde kalması fiyatların düşmesindeki en büyük sebep. Doların değer kazanmaya başlaması ile emtia fiyatları üzerindeki satış baskısının da arttığına dikkat çekiliyor. 

Çin’deki ekonomik büyümeye ilişkin endişelerle emtia fiyatlarının düşmesinden en çok etkilenecek ülkelerin önde gelen emtia üreticilerinden Brezilya, Rusya ve Hindistan olacağı belirtiliyor. Çin’e demir cevheri ihracatının yüzde 80’i Brezilya, Avustralya ve Güney Afrika’dan yapılıyor. Avustralya’nın ihracatının yaklaşık üçte biri Çin’e yapılıyor. Brezilya ve Güney Afrika ise ihracatının yaklaşık beşte biri Çin’e gidiyor. ABD gibi büyük oranda emtia üreten ve tüketen ülkelerin de olumsuz etkilenebileceği kaydediliyor. Pamuk, mısır, petrol gibi emtialarda üretici olan ABD’nin düşen fiyatlar nedeniyle enfl asyonist baskıları hissedebileceği belirtiliyor. Bununla birlikte net ihracatçı olan ülkelerin de düşük emtia fiyatlarından olumsuz etkilenmesi bekleniyor. İhracatı milli gelirin yüzde 30’unu aşan Kazakistan, Azerbaycan ve Türkmenistan da azalan emtia fiyatlarından olumsuz etkilenecek ülkeler arasında gösteriliyor. Çin, petrol alımlarının büyük bir kısmını Rusya, Suudi Arabistan ve Angola’dan yapıyor. 

Mermer ve bakır satan Türkiye de etkilenecek 
Uzmanlar, Çin’in talebindeki düşüşün Türkiye’yi de kaçınılmaz olarak etkileyeceği uyarısı yapıyor. Türkiye, toplam ihracatının yaklaşık yüzde 2’lik kısmını Çin’e yapıyor. Azalan emtia talebi nedeniyle Türkiye’nin mevcut ihracatı da azalıyor. Özellikle nikel, bakır ve mermer gibi emtia ürünlerinin ihracatının zayıfl aması bekleniyor. Bu ürünler Çin’in Türkiye’den talebinin önemli bir kısmını oluşturuyor. Demir, çinko, krom ve bakırdaki gelir kaybının büyük bir kısmı da emtia fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanıyor. Çin’e yapılan işlenmiş mermer ihracatı temmuzda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 84.2 azalırken, elde edilen gelir de yüzde 58.4 düştü. Türkiye’nin bakır cevheri ihracatında aynı dönemde yüzde 64, çinko cevherinde ise yüzde 8.35 düşüş yaşandı. Çin’e yapılan demir cevherleri ihracatı, söz konusu dönemde yüzde 9 artarken, elde edilen gelir de yüzde 31 azaldı. Krom cevherleri ihracatı yüzde 22.77 artarken, gelir yüzde 0.91 azaldı. Kıymetli metal cevherleri ihracatında yüzde 22.68 artış görülürken, gelir yüzde 9.83 düştü. 

Fiyatlardaki düşüşün tek nedeni Çin değil 
Çin’in görünümü emtiadaki baskının başlıca nedeni olarak görülüyor. Ancak rakamlar Çin’in alımlarının devam ettiğini de gösteriyor. Temmuz ayında Çin’in aldığı 21 emtianın ithalatı yüzde 20’den fazla artış gösterdi. Çoğu nadir emtia ürünleri olsa da başlıca ürünlerde de artış var. Mesela ham petrol ithalatı temmuzda önceki aya göre yüzde 29.3 arttı. Buğday ithalatı yüzde 158, arpa ithalatı yüzde 67.9, mısır ithalatı yüzde 1.184, pirinç yüzde 78.2, soya yağı yüzde 25.8, plam yağı yüzde 53.3, doğal kauçuk yüzde 70.1 ve şeker yüzde 72.7 arttı. Kalay cevheri ithalatında artış yüzde 27 olurken, işlenmiş kalay yüzde 50.7, çinko cevheri yüzde 84.5, molibdenum yüzde 139.8, uranyum yüzde 227, krom yüzde 35.8, gümüş yüzde 63.3, platin yüzde 37.9 yükseldi. Uzmanlar bu nedenle, Çin ekonomisindeki görünümün emtia fiyatlarındaki düşüşü açıkmak için yeterli olmadığını, doları güçlendirecek faiz artışlarının masada olmasının da fiyatlar aşağı doğru çektiğini belirtiyorlar.

Emtia fiyatları neden çöktü?
Çin, dünya çapında üretilen termal kömürün yüzde 50’sini, alüminyumun yüzde 48’sini, nikelin yüzde 47’sini, çinkonun yüzde 45’ini, bakır, demir cevheri ve kurşunun yüzde 44’ünü, platinin yüzde 30’unu, paladyumun yüzde 20’sini, petrolün yüzde 15’ini, doğalgazın yüzde 8’ini ve nükleer enerjinin yüzde 5’ini tüketiyor. Dünyada yaklaşık 35 ülke ihracatının yüzde 15’inden fazlasını Çin’e yapıyor. Çin’in yavaşlamasının yanında birçok ürünün kendi piyasa dinamikleri de var. Başlıca ürünlerde görünüm düşüşe işaret ediyor.


ALÜMİNYUM 
Alüminyum fiyatları Çin’in ihracat duvarına çarptı ve altı yılın dibine indi. Üç ay vadeli alüminyumun fiyatı Londra’da bu hafta 1.506 dolar/tonla Haziran 2009’dan bu yana en düşük seviyeyi gördü. Çinli alüminyum şirketlerine sağlanan ihracat teşviki azaldı ancak yine de şirketlerin üretimlerini azaltmaya yanaşmaması nedeniyle pazarda hala alüminyum fazlası bulunuyor. Yılın ilk yarısında küresel alüminyum arzı yüzde 10.3 yükseldi. Çin’de de birçok dökümhane kapasite artırdı. Bunun sonucu olarak, temmuz ayında Xinjiang eyaletinde üretim yüzde 36.5 arttı. Analistlere göre Çin, alüminyumda müşteri konumundan rekabetçi konuma gelmeye başladı. Investec analistleri, Çin’in üretimindeki artış göz önüne alındığında alüminyumun önünde acılı bir yol bulunduğunu belirtiyorlar. Analistlere göre, Çin’deki dökümhanelerin maliyetlerinin düşük olması nedeniyle gelecek dönemde birçok Batılı alüminyum üretici kapasitesine önemli oranda düşürmek zorunda kalabilir.

BRENT 
Petrol fiyatlarının varili 40 dolara yaklaşarak 6.5 yılın en düşük seviyelerinde geziyor. Arzın büyümeye devam edeceği sinyalleri yatırımcıda gerginlik yaratıyor. Asıl korkuyu ise Çin salıyor. son 10 yılda Çin, petrol talebindeki artışa en büyük katkıyı yapan ülke oldu bu nedenle Çin’de yavaşlama tüketim açısından kötü haber. Diğer yandan ABD’nin kaya petrolü üretimi beklenenden daha dirençli çıktı. Petrol karteli OPEC’in ağır topları Suudi Arabistan ve Irak da rekor seviyede petrol pompalamaya devam ediyor. Analistler yılın ikinci yarısında günlük 2 milyon varil petrol fazlası oluşacağını tahmin ediyor. Eylül ayında rafinerilerde bakım çalışmalarının artacak olması sonbaharda petrol talebinde azalış eğilimine yol açabilir. Hedge fonların petrol fiyatlarındaki düşüşe oynaması da vadeli piyasalarda Brent ve WTI üzerinde baskıyı artırıyor ve Haziran 2014’te başlayan sert düşüşün devam edeceği sinyalleri veriyor. Uzmanlar fiyatların yükselmesi için üreticilerin frene basması gerektiğini söylüyor.

BAKIR
Çin’in bakır talebi bu yıl yüzde 2-3 ile tahminlerin altında artış gösterdi. Talepteki bu kaymayı öngören Çinli hedge fonlar ocaktan itibaren metalin fiyatının hızla geri çekilmesine yol açtı. Birçok alanda kullanılan metalin fiyatı bu ay 5.000 dolar/tonun altına inerek 2009 yılından bu yana en düşük seviyeye düştü. Analistler, rafine bakır ithalatı temmuzda yüzde 2 artan Çin’in alımlarının halen aktif olduğuna fakat genel olarak talebin zayıfl adığına dikkati çekiyorlar. Emtia işlemcisi Glencore, bakır stokunun tarihin en düşük seviyelerinde bulunduğunu ve fiyatları aslında hedge fonların düşürdüğünü savunuyor. Normalde düşük envanterin yüksek fiyat anlamına geldiği hatırlatılıyor. İşlemciler ise Çin’in altyapı yatırımlarının yavaşlamasının fiyatları baskı altında tutmaya devam edeceğini söylüyor. Bakır şu an üretim maliyetinin altında işlem görüyor ve madenlerin yüzde 17’sinin bakır yüzünden kayba uğradığı belirtiliyor. Bu ise üretimin azalması ve uzun vadede fiyatların artabileceği anlamına geliyor.

DEMİR CEVHERİ
Demir cevheri fiyatları son iki ayda diğer endüstriyel metallerden daha performans gösterdi ve temmuz ayında gördüğü rekor düşük seviyenin yüzde 25 üzerine tırmandı. Fiyatların yeniden 56 dolar/ton seviyesine çıkmasının nedeni Brezilya ile Avustralya’nın ihracatını azaltması. Ama Steel Index’e göre fiyatlar, arzın talebi aşmaya devam etmesi nedeniyle bu yıl yüzde 22 gerilemiş durumda. Çin borsasında demir cevheri fiyatları pazartesi günü tek seansta yüzde 4 değer kaybetti. Üretim maliyeti yüksek madencilik grupları, fiyatlardaki düşüşten olumsuz etkileniyor ancak önde gelen madenler üretimlerini kısmaya çok da hevesli görünmüyor. Örneğin Rio Tinto, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, bu yıl Çin’e geçen yıla oranla yüzde 20 daha fazla demir cevheri teslimatı yapmayı planladığını bildirdi. Finans kuruluşu Goldman Sachs, yılın üçüncü çeyreğinde demir cevheri fiyatlarının 49 dolar/ton ve dördüncü çeyreğinde 48 dolar/ tona ineceği tahmin ediliyor

ALTIN
Sarı metalin yüzü bu ay güldü. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) piyasalardaki karmaşa ve ekonomik belirsizlik nedeniyle faiz artışını öteleyebileceği beklentisi bu ay altın fiyatlarının yükselmesini sağladı. Çin’in parasını devalüe etmesinin ardından yatırımcının güvenli liman arayışıyla altına yönelmesi de fiyatlara destek verdi. Uluslararası piyasalarda altın fiyatları bu ay yüzde 6 değer kazandı. Fakat yatırımcının ‘kara pazartesi’ olarak nitelenen önceki günkü piyasa çöküşünde bazı varlıklardaki pozisyonlarını kapatmak için altın satması fiyatları düşürdü. Analistlere göre altın, diğer emtia ürünlerindeki düşüşlere göre piyasadaki hareketlere daha iyi direnç gösterdi. Yine de riskten kaçışın hızlandığı ve doların değer kaybettiği ortamda güç kazanamaması uzmanlara göre görünüm zayıf olmasına işaret ediyor. Alıcılar geleneksel Çin ve Hindistan pazarları yerine ABD ve Avrupa’dan işlemcilerdi. Bu da fiyatların Amerikan Doları’na ve Fed’in faizle ilgili vereceği mesajlara bağımlı olduğu anlamına geliyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir