Elde edilecek kazançlar tüm Kıbrıslılar'a ait
Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs'taki doğal zenginliklerden elde edilecek kazançların tüm Kıbrıslılara ait olacağını bildirdi
ATİNA - Yunanistan Dışişleri Bakanlığı, Kıbrıs'taki doğal zenginliklerden elde edilecek kazançların tüm Kıbrıslılara ait olacağını bildirdi.
Dışişleri Bakanlığı, Atina hükümetinin Kıbrıs konusundaki tezleriyle ilgili açıklama yazılı yayımladı. Açıklamada Türkiye’nin, Kıbrıs’ın güneyinde Türk araştırma gemisi Barbaros'un inceleme yapması yönünde yayımladığı açıklamasının yasa dışı olduğu iddia edilerek, Ankara’nın bu hareketiyle Kıbrıs sorununun çözümüyle ilgili müzakere sürecini baltalayan yeni bir gerginlik yarattığı ileri sürüldü.
Kıbrıs’ın, "BM ve AB üyesi bir devlet olduğu" ve "uluslararası hukuka göre hakimiyet ve egemenlik hakları bulunduğu" belirtilen açıklamada, bu hakların Deniz Hukuku’nda öngörülen deniz bölgeleri ve özellikle de münhasır ekonomik bölge ve kıta sahanlığını da kapsadığı kaydedildi.
Kıbrıs’ta doğal zenginliklerin değerlendirilmesiyle elde edilecek kazançların tüm Kıbrıslılara ait olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı:
“ Kıbrıs Cumhuriyeti ve bizzat Başkan Sayın Nikos Anastasiadis,Kıbrıs Cumhuriyeti’nin deniz altındaki maden zenginliklerinin değerlendirilmesinden gelen kazançların tüm Kıbrıs vatandaşlarına ait olduğunu tüm tonlarda ve defalarca açıkça belirtmiştir. Ayrıca, Kıbrıs sorununun arzu edilen anlaşmalı çözümü çerçevesinde, doğal kaynakların ve maden zenginliklerinin değerlendirilmesiyle ilgili konular ve egemenlik haklarının uygulanmasıyla ilgili meseleler merkezi hükümetin yetkileri dahilinde olacak. Dolayısıyla, Türkiye yasa dışı açıklamasıyla bu egemenlik haklarına müdahale etmekle tehdit ederken, egemenlik haklarını fiiliyata geçirmeye yönelik belirli hareketleri ve tüm Kıbrıs halkının yararına maden zenginliğini değerlendirdiği için Kıbrıs Cumhuriyeti’nin itham edilmesi tam bir çelişkidir.”
“ Kıbrıs sorunuyla ilgili tezlerimizTürkiye ile aynı değil”
Bakanlık açıklamasında ayrıca, Türkiye’nin Kıbrıs sorunuyla ilgili Yunanistan tarafına yönelmesinin bir paradoks olduğu ileri sürülerek, Yunanistan’ın, Kıbrıs sorunuyla ilgili tezlerinin Türkiye ile aynı olduğunun düşünülmemesi gerektiği belirtildi.
Yunanistan’ın, “Kıbrıs Cumhuriyeti”nin ve Kıbrıslı Rum Toplumunun, yöneticileri tarafından demokratik bir şekilde ifade edilen kurumlarına ve mevzuatına saygı duyduğu, Atina ve Ankara’da Kıbrıslı Rum ve Türk Toplumu müzakerecileriyle gerçekleştirilen karşılıklı görüşmeler aracılığıyla da müzakerelerin ilerletilmesine yapıcı şekilde katkı sunduğu kaydedilen açıklamada şöyle denildi:
“ Türkiye başkasına ait olanları kendi başına değerlendirmemeli ve Yunanistan’ınKıbrıs sorunuyla ilgili tutumunun ya da Yunanistan’ın Kıbrıs Cumhuriyeti ile olan ilişkisinin kendi tezleriyle, kendi sorumluluğuyla ve adına açıklama yaptığı Kıbrıslı Türk Toplumu üzerinde etki yapma olanağının aynı olduğunu düşünmemeli. Türkiye, eğer arzu ediyorsa, uluslararası hukuka saygılı hareketlerle ve Kıbrıs Cumhuriyeti’nin milli hakimiyet ve milli egemenlik haklarıyla BM ve AB üyesi bir devlet olduğu gerçeğini kabul ederek iki liderin görüşmelerinin yeniden başlamasına, müzakerelerin ilerlemesine ve Doğu Akdeniz’de istikrara sonuç verici şekilde katkı sağlayabilir.”