Dünya Bankası küresel büyüme beklentisini düşürdü
Dünya Bankası, bu yılki küresel büyüme beklentisini yüzde 3'ten yüzde 2.8'e düşürdü
Dünya Bankası, gelişmekte olan ülkelerin artan dış borçlanma maliyeti ve düşen emtia fiyatları nedeniyle zor bir dönemden geçtiğini belirtirken, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz artışının bu ülkelerin ekonomik şartlarını daha da kötüleştirebileceğine işaret etti.
Dünya Bankası, yılda iki kez hazırladığı "Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu"nun haziran sayısını yayımladı.
Buna göre, Dünya Bankası küresel büyüme beklentilerini bu yıl için yüzde 3'ten yüzde 2,8'e çekerken, 2016 ve 2017 yıllarına yönelik tahminlerinde herhangi bir revizyona gitmedi. Banka, küresel ekonominin gelecek iki yıl boyunca sırasıyla yüzde 3,3 ve yüzde 3,2 büyümesini bekliyor.
Bununla birlikte, 2015'in Türkiye'nin de aralarında bulunduğu gelişmekte olan ülkeler için zor bir yıl olacağının vurgulandığı raporda, bu ülke grubuna ilişkin büyüme beklentileri aşağı yönlü revize edildi.
Güncellenen tahminlere göre, gelişmekte olan ülkeler bu yıl yüzde 4,4 ve gelecek iki yıl boyunca sırasıyla yüzde 5,2 ve yüzde 5,4 büyüyecek. Bu rakamlar, ocak ayında yayımlanan bir önceki raporda, sırasıyla yüzde 4,8, yüzde 5,3 ve yüzde 5,4 olarak açıklanmıştı.
"Gelişmekte olan ülkeler zorlanıyor"
Aşağı yönlü revizyonlarda başta petrol olmak üzere emtia fiyatlarında izlenen gerilemenin önemli rol oynadığı belirtilen raporda, Dünya Bankası Baş Ekonomisti Franziska Ohnsorge'un şu tespitlerine yer verildi:
"Gelişmekte olan ülkeler, dört yıldır hayal kırıklığı yaratan performansın ardından ivme kazanmakta halen zorlanıyor. Birçok gelişmekte olan ülke, elverişli finansal şartlara rağmen, tarım, enerji, ulaşım, altyapı ve diğer önemli hizmet sektörlerindeki eksiklikler yüzünden uzun süreli bir yavaşlama yaşıyor."
Öte yandan, yüksek gelirli ülke ekonomilerinin ivme kazandığı kaydedilen raporda, Euro bölgesinin zayıflayan döviz kuru, düşen petrol fiyatları ve tarihin en düşük seviyesindeki faiz oranları sayesinde beklentilerden hızlı iyileştiğine işaret edildi.
Dünya Bankası, yüksek gelirli ülkelere yönelik büyüme beklentilerini ise 2015 için yüzde 2 ve gelecek iki yıl için sırasıyla yüzde 2,4 ve yüzde 2,2 olarak belirledi.
"Fed'in faiz artışı sermaye akışını yüzde 1,8 düşürebilir"
Raporda, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) bu yıl içinde başlaması beklenen faiz artışının gelişmekte olan ülkelere yönelik etkileri de değerlendirildi.
Söz konusu faiz artışının yükselen piyasa ekonomileri ile gelişmekte olan ülkeler açısından riskler yaratabileceği uyarısına yer verilen raporda, şu görüşler paylaşıldı:
"Fed'in faiz artışının bir süredir beklendiği ve ABD'de süren büyüme çerçevesinde gerçekleşeceği göze alındığında, faiz artırımlarının sorunsuz bir şekilde ilerlemesi mümkün görünüyor. Ancak, ilk faiz artışı ya da onu takip eden artırımların, beklentilerde ani değişimler yaratarak, uzun vadeli faiz oranlarında dik yükselişlere, küresel piyasalarda oynaklığa ve gelişmekte olan ülkelerin borçlanma maliyetinde sert artışlara yol açma riski var. Eğer uzun vadeli ABD devlet tahvili getirileri, faiz artışına karşılık olarak, (taper tantrum döneminde olduğu gibi) 100 baz puan artarsa, bu yükselen piyasa ekonomilerine sermaye akışını, Gayri Safi Yurtiçi Hasıla'nın (GSYH) yüzde 0,8 ila yüzde 1,8 aralığında düşebilir."
ABD devlet tahvili getirileri, Fed'in bir önceki Başkanı Ben Bernanke'nin Mayıs 2013'te varlık alımlarının azaltılacağı sinyalini vermesinin ardından aniden yaklaşık 100 baz puan artış göstermişti. Bu şiddetli tepki, finans terminolojisinde "taper tantrum" olarak adlandırılırken, yükselen piyasa ekonomilerinden ciddi sermaye çıkışına sebep olmuştu.
"Faiz artışı, 2016'ya ertelenmeli"
Dünya Bankası Başkan Yardımcısı ve Başekonomisti Kaushik Basu, raporun sunulduğu basın brifinginde, "Küresel ekonominin zemini yavaş, ancak kesin olarak değişiyor. Çin, şimdilik önündeki engelleri ustalıkla atlattı ve yüzde 7,1 büyümeye doğru ilerliyor. Yolsuzluk skandalıyla gündemde olan Brezilya, daha az şansa sahipti ve daralıyor. Hindistan ise yüzde 7,5 büyüme beklentisiyle, ilk kez Dünya Bankası'nın belli başlı ekonomiler listesinde en üst sırada yer alıyor. Değişen zemin üzerindeki en büyük gölge ise Fed'in nihai faiz artışı. Bu, sermaye akışlarını ve borçlanma maliyetini daha da kötüleştirebilir" değerlendirmesini yaptı.
Basu, bu görüşlerinin ardından Fed'in faiz artışını gelecek yıla ertelemesi çağrısında bulunurken, şunları kaydetti:
"ABD ekonomisinin son dönemde verdiği sinyaller oldukça karışık. Son istihdam verisi çok yüksek, birinci çeyrek büyüme verisi ise umut kırıcıydı. Benim bu duruma ilişkin endişem, nispeten erken faiz artışıyla daha fazla güçlenecek doların ABD ekonomisini kötü etkilemesi. ABD, çok büyük bir ekonomi olması nedeniyle onun için iyi olmayan gelişmeler, gelişmekte olan ve diğer ülkeleri de olumsuz etkiliyor. Bu nedenle, Fed'in faiz artışını 2016'ya ertelemesinin hem ABD hem de küresel ekonomi için daha iyi olacağını düşünüyorum."
Bununla birlikte, Dünya Bankası Kalkınma Beklentileri Direktörü Ayhan Köse, Fed'in faiz artışının özellikle büyüme beklentileri düşük, ancak kırılganlıkları yüksek olan yükselen piyasa ekonomilerine daha fazla zarar verebileceğini belirterek, "Yükselen piyasa ekonomileri, mali ve dış direnci artıracak ihtiyatlı politikaları uygulamaya koymamışsa, Fed'in parasal sıkılaştırmasından kaynaklanabilecek türbülans ve diğer yansımaların üstesinden gelmek konusunda ciddi zorluklarla karşılaşabilir" şeklinde konuştu.
Türkiye ekonomisi yavaşladı
Dünya Bankası "Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu"nun Türkiye'ye ilişkin bölümünde, düşen petrol fiyatları ve küresel iyileşmenin ülke ekonomisine beklenen katkıyı sağlamadığı belirtilirken, büyümenin siyasi belirsizlikle düşen yatırımcı güveni ve daha sıkı makro ihtiyati politikalar nedeniyle yavaşladığı dile getirildi.
Enflasyonun ise döviz kurunun etkisiyle hala Merkez Bankası'nın hedefinin üstünde seyrettiğine işaret edilen raporda, şu görüşlere yer verildi:
"Zayıf iç talep, düşük petrol fiyatları ve dirençli ihracat cari açığın iyileşmesini sağladı. Ancak, özellikle GSYH'ya oranı hala yüzde 5'in üstünde olan cari açığın, oynak sermaye akışlarıyla finanse edilmesi gibi bazı kırılganlıklar devam ediyor."
Dünya Bankası, nisan ayında yayımladığı bir raporla Türkiye'ye ilişkin büyüme beklentisini bu yıl için yüzde 3,5'den yüzde 3'e düşürmüş, gelecek yıl içinse yüzde 3,7'den yüzde 3,9'a yükseltmişti. Bu rakamlar, bugün yayımlanan raporda sabit bırakıldı.