Dış desteğin azaldığı Ürdün'de ekonomik kriz derinleşiyor
Ürdün'de dış desteğin azalmasının ekonomik krizi derinleştirdiğini söyleyen Ekonomist Mazin Marci, hükümetin yıllık bütçesini ayakta tutan temel sütunların Ürdün'ün hibe olarak aldığı yardımlar olduğunu söyledi. Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Muhammed Beni Selame ise Ürdün'ün uzzun vadede yaşanacak gelişmelerle başa çıkabilmesinin kendini yeni durumlara uyarlamasına bağlı olduğunu söyledi.
Uzmanlar, bir süredir bölgedeki krizlerin yansımalarının dayattığı zorlu ekonomik koşullardan muzdarip Ürdün'de dış desteğin azalmasıyla mevcut krizin daha da derinleşebileceğini belirtiyor.
Özellikle jeopolitik konumu itibarıyla kendisini çevreleyen sorunlardan doğrudan etkilenen Ürdün, her ne kadar sınır bölgeleri dahil olmak üzere ülkenin bütününde istikrar ve güvenliği korumayı başarsa da bu durum Amman'a yönelik dış desteğin azalmasını engellemeye yetmedi. Son dönemde Ürdün'e yönelik yabancı krediler sınırlandırıldı.
Dünyada başta Avrupa olmak üzere pek çok ülke Rusya-Ukrayna krizi ve onun ağır etkileriyle meşgul durumdayken bölge ülkeleri de küresel konumunu güçlendirmenin yollarını arıyor.
Ekonomi kaynaklı krizin yaşanmadığı bir yıl bile geçirmeyen Ürdün, şimdi tüm bu olayların gölgesinde dış desteğin de azalmasıyla krizlerle tek başına mücadele etmeye çalışıyor.
Hükümet, dış desteğin azalmasının neden olduğu açığı aldığı önlemlerle telafi etmeye çalışıyor. Ancak sübvansiyonların azaltılması gibi atılan bazı adımlar halkın tepkisine yol açıyor.
Ülke, 5 Aralık'tan bu yana benzin fiyatlarının düşürülmesi talebiyle taşımacılık sektöründe düzenlenen grevlere sahne oluyor.
"Hibe olarak tanımlanan yardımlarda ciddi gerileme var"
Ekonomist Mazin Marci, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Ürdün'ün Körfez başta olmak üzere Arap ülkelerinden ya da Avrupa Birliği (AB) ve üye ülkelerinden yahut da ABD, Kanada, Japonya'dan hibe olarak aldığı yardımlar; hükümetin yıllık bütçesini ayakta tutan temel sütunlardan birini oluşturuyordu." dedi.
Hibelerin bir kısmının sanayi, ticaret, enerji, su gibi çeşitli sektörlerdeki ikili anlaşmalar ya da belirli programlar için karşılıksız olarak verildiğini kaydeden Marci, "Hibe olarak tanımlanan yardımlarda ciddi bir gerileme var, 2008'deki küresel mali krizden bu yana çok kısıtlı hale geldi." diye konuştu.
Marci, bağışçı ülkelerden bazılarının ise ekonomik nedenlerden değil kendine mahsus siyasi etkenlerden dolayı Ürdün'e desteğini azalttığını söyledi.
Marci, bazı ülkelerin Filistin meselesi ya da Amman'ın kutsal mekanlar üzerindeki vesayetini kaldırmayı amaçlayan "Yüzyılın Anlaşması" gibi belirli meseleler karşısındaki siyasi tutumundan dolayı Ürdün'e baskı yapmaya çalıştığını dile getirdi.
Ülke harcamalarındaki genişlemenin yüzde 9 ila 10 olarak devam ettiğine, bütçe açığının 2,6 milyar dinar (3,6 milyar dolar) olduğuna, büyüme oranının yüzde 2,6'yı geçmediğine, işsizlik oranının yüzde 22,6, yoksulluk oranının da yüzde 22 olduğuna işaret eden Marci, 2023'te Ürdün'deki hükümet sorunlarının devam edebileceği değerlendirmesinde bulundu.
Bölgedeki siyasi altyapının değişmesi
Ürdün-Alman Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Bedir el-Madi, "Küresel siyasi sistemi etkileyen ülkelerin önceliklerinin son yıllarda, terörizme son verme çalışmaları gibi pek çok sebepten değiştiğine inanıyorum. Bu konuda Ürdün, jeopolitik konumu nedeniyle önemli bir role sahipti." diye konuştu.
Bazı bölge ülkelerinin, İsrail'le normalleşme girişimleriyle dünyaya "Ürdün'ün bu dosyada tek oyuncu olmadığı" mesajı vererek Amman'ın rolünü devre dışı bırakmaya çalıştığını söyleyen Madi, bölgedeki siyasi altyapının değişmesi ve Amman'ın siyasi ve ekonomik öncelikler arasında önemli bir ülke olarak desteklenmemesinin Ürdün'de istikrarsızlığa yol açabileceğini ifade etti.
İnsan hakları ve demokrasi konusu
Yermük Devlet Üniversitesi Siyaset Bilimi Öğretim Görevlisi Muhammed Beni Selame, Ürdün'e yönelik uluslararası desteğin azalma nedeninin Ürdün'ün iç işleriyle ve bağışçı ülkelerin dış işleriyle ilgili olduğunu söyledi.
Beni Selame, "ilgili uluslararası kuruluşların raporlarında belgelendiği üzere Ürdün'de demokratik süreçte ve insan haklarında bir gerileme olduğunu; Ürdün'ün özgür ve demokratik olmayan bir ülke olarak sınıflandırıldığını" kaydetti.
Demokrasi ve insan hakları çalışmalarında uzman olan Beni Selame, bağışçı ülkelerin, verdiği yardımları ülkedeki demokrasi ve insan hakları meselelerinde yaşanan gelişmelerle ilişkilendirdiğini anımsattı.
Beni Selame, bağışçı ülkelerin ise Ürdün'e yönelik yardımların azalmasını çeşitli krizler ile Kovid-19 salgını nedeniyle oluşan şartlar ve bundan kaynaklanan ekonomik yüklere bağladığını aktardı.
Ülkesinin dış yardımlara çok güvenmemesi gerektiğini vurgulayan Beni Selame, "Dış destek her zaman şarta bağlıdır ve bir gün tamamen kesilebilir. Ürdün'ün uzun vadede bu gelişmelerle başa çıkabilmek için kendini yeni durumlara uyarlaması gerekiyor." ifadelerini kullandı.