Clinton: İran'a yaptırımlar sert olacak
İran'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Hazayi, BM Güvenlik Konseyi'ndeki, kimi daimi üyelerin tutumu nedeniyle çifte standart uygulandığını belirtti.
BİRLEŞMİŞ MİLLETLKER/ WASHİNGTON/QUITO- ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran'ın nükleer programına karşı BM Güvenlik Konseyi'nde oylamaya sunulacak olan yeni yaptırımların, İran'ın karşı karşıya kaldığı en sert yaptırımlar olacağını belirtti.
Clinton, Ekvator'u ziyareti sırasında düzenlediği basın toplantısında, "Bu yaptırımlar İran'ın bugüne kadar karşı karşıya kaldığı en sert yaptırımlar olacak" dedi.
ABD için 2 ya da 3 "hayır" oyunun çıkma olasılığının başarısızlık ifade edip etmeyeceği yönündeki bir soruya Clinton, "Henüz olmamış bir şey için yorum yapmayacağım" karşılığını verdi.
BM Güvenlik Konseyi dönem başkanı Meksika'nın BM Daimi Temsilcisi Claude Heller, İran'ın nükleer programına karşı yaptırımlar içeren karar tasarısının da Çarşamba sabahı Konsey'e oylamaya için sunulacağını belirtmişti.
”İran, yaptıklarının sonucunu bugün anlayacak”
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, İran'a yeni yaptırımlar tasarısının bugün BM Güvenlik Konseyi'nde (BMGK) oylamaya sunulmasının öngörüldüğüne işaret ederek, "Tahran'ın, uluslararası yükümlüklerini yerine getirmemesi ve nükleer programı konusunda uluslararası toplumun sorularına yanıt vermemesinin sonuçları olduğunu bugün anlayacağını" söyledi.
Crowley, ABD Dışişleri Bakanlığında düzenlediği günlük basın toplantısında, BMGK'daki oylamada İran'a, izlediği yolu değiştirmesi gerektiği yönünde güçlü, zorlayıcı ve doğrudan bir uluslararası mesajın verileceğini umduklarını belirtti.
İran'ın, nükleer programından kaynaklanan kaygıları uluslararası toplumla doğrudan ele alma ve BMGK ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) altındaki yükümlülüklerini karşılamada isteksiz davrandığını ifade eden Crowley, "İran, bu tutumunun sonuçlarını yarın anlayacak" dedi.
Crowley, basın toplantısında bir gazetecinin, "Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinejad'ı (uluslararası toplumla) görüşmelerden hiçbir şekilde çekilmemeye ikna etmeye çalışıyor. Türkiye'nin burada oynayabileceği bir rol olduğunu düşünüyor musunuz?" şeklindeki sorusunu da yanıtladı.
"Türkiye'nin tabii ki oynayabileceği bir rol var"
"Türkiye'nin tabii ki oynayabileceği bir rol var" diyen Crowley, Türkiye'nin, İran'ın sınır komşusu olarak, bu ülkeye yönelik bir uluslararası adımın etkilerini ilk hissedecek ülkeler arasında yer aldığına dikkati çekti.
Crowley Türkiye'nin, hemen yanıbaşında nükleer bir İran görmeyi arzulamadığını çok net ortaya koyduğuna işaret ederek, "Hepimiz diplomasiye bağlıyız. Çok güçlü biçimde ifade ettiğimiz gibi, İran'ın, sadece sözlere dayanarak izlediği yolu değiştireceğini düşünmüyoruz. (ABD olarak) BMGK'de yaptırım tasarısı lehine oy vereceğiz" dedi.
Konsey'in diğer üyelerinin de oy kullanacağına dikkati çeken Crowley, "İran'a, izlediği yolu değiştirmesi gerektiği yönünde güçlü, zorlayıcı ve doğrudan bir uluslararası mesajın verileceğini umuyoruz" ifadesini kullandı.
Crowley İran'ın, bugünkü oylamanın ışığında ne yapacağı konusunun ise Tahran'a bağlı olduğunu kaydetti.
Bir gazetecinin, "BM Güvenlik Konseyi'ndeki oylamadan sonra bile olsa, Türkiye'nin arabuluculuk çabalarını destekleyecek misiniz?" sorusu üzerine Crowley, "Her zaman söylediğimiz gibi, iki yola sahibiz. Bunlardan biri diplomasi yolu ve yeni uluslararası temaslara kapıyı hiçbir zaman kapamadık. Diplomasi yolu hala ortada. Ancak aynı zamanda İran'a, yükümlülüklerine uymamasının sonuçları olacağını net biçimde ortaya koymak için daha fazla baskı uygulayacağız" diye konuştu.
"İran, kurban değil, aktör"
Crowley, "İran'ın, yeni yaptırımların çatışma anlamına geleceği şeklinde açıklamalar yaptığının" hatırlatılması üzerine, bunun İran'ın seçimi olduğunu belirterek, "Bu, Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşmasına taraf olan, nükleer programı bulunan ve bu programının sivil ve barışçıl olduğu yönünde uluslararası toplumu yıllardır tatmin etmeyen İran hakkındaki bir mesele" dedi.
Sözcü Crowley, "İran'ın burada kendisini bir kurban gibi göstermek istediğini, ancak İran'ın bu oyunda bir kurban değil, aktör olduğunu" söyleyerek, "Öne çıkıp, uluslararası yükümlülüklerini karşılamayan taraf İran" ifadesini kullandı.
"Oylamadan sonra atılabilecek adımlara kapıyı kapamıyoruz"
Sözcü Crowley, sözlerine şöyle devam etti:
"Yarınki yaptırım oylamasından sonra atılabilecek adımlara kapıyı kapamıyoruz. Eğer İran, yarınki oylamadan sonra uluslararası toplumun sorularına cevap verir, UAEK ile temas kurarsa, memnuniyet verici bir adım atmış olur.
Biliyorsunuz, yarın oylama olacak ve BM Güvenlik Konseyi'ndeki her ülke mevcut duruma dair düşüncesini dile getirecek. İran'ın uluslararası yükümlülüklerini yerine getirmemesinin kendisi açısından sonuçlar doğuracağını net olarak ortaya koyan başarılı bir oylama olmasını bekliyoruz"
"Arabulucuk seçeneğini dışlamıyoruz"
Crowley, bir gazetecinin, "Türkiye, Brezilya ile birlikte arabuluculuk ve farklı bir yol yaratmanın mücadelesini veriyor. 'Tamam, yaptırımlar konusunda frene basalım ve Türkiye ile Brezilya'nın arabuluculuk yolu üzerindeki çabalarına izin verelim ve ne olacağını görelim' demek akıllıca olmaz mı?" şeklindeki sorusu üzerineyse, "Ekimden bu yana 9 aylık sürede İran, uluslararası toplumla temas kurma fırsatına sahipti. Bunu yapmadı. Hiç kimse İran'ın, telefonu kaldırıp AB'yi ya da UAEK'yı aramasına engel olmadı" diye konuştu.
Bu nedenle, temaslar konusundaki suskunluğun sorumlusunun uluslararası toplum değil, İran ve bu ülkenin diyalog konusundaki isteksizliği olduğunu ifade eden Crowley, ancak arabulucuk seçeneğini de dışlamadıklarını, bunun 'ya o ya bu' şeklinde bir durum olmadığını, bu iki yolun birlikte çalıştığını söyledi.
Crowley, "İran'ın öne çıkıp, yapıcı biçimde temas kurduğunu görmek istiyoruz ve İran'a ek baskı getirilmesinin bu zamanda atılması gereken doğru bir adım olduğuna inanıyoruz" dedi.
İsrail'in Gazze'ye giden gemilere saldırısı
Crowley, "İsrail'in Gazze'ye giden yardım gemilerine baskınıyla ilgili açılacak soruşturmaya şeffaf bir uluslararası katılımın olmayacağından endişeli misiniz?" şeklindeki bir soru üzerine, "olayların soruşturulmasına uluslararası katılımın, herkesin görmek istediği güvenilirlik açısından önemli olacağını anladıklarını" belirtti.
Soruşturmaya uluslararası katılım konusunu İsrail ve diğer ülkelerle konuştuklarını ifade eden Crowley, "Bunun en iyi nasıl başarılacağı hususunda fikir alışverişinde bulunuyoruz ve bu görüşmeler devam ediyor" dedi.
Soruşturmanın nasıl bir yapıda olması gerektiği konusundaki düşüncesinin sorulması üzerine Crowley, "Hızlı, güvenilir, tarafsız ve eksiksiz bir soruşturma olmasını istiyoruz ve bunun en iyi yolunun nasıl olacağı konusunu konuşuyoruz. Uluslararası katılımın, bu trajedinin geride bırakılmasında ve bizi çatışmanın kesin olarak sona erdirilmesine dair nihai hedefimize döndürmek için ekstra güven ve ivmenin yaratılmasında gerekli bir unsur olacağını kabul ediyoruz" diye konuştu.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Crowley, bir gazetecinin, "Yani soruşturmaya uluslararası bir katılımın hala mümkün olduğunu mu söylüyorsunuz?" sorusunu, "evet" diye yanıtladı.
"Çifte standart uygulanıyor"
İran'ın BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Muhammed Hazayi, BM Güvenlik Konseyi'nin, kimi daimi üyelerinin tutumu nedeniyle "çifte standart" uyguladığını belirtti.
İran'ın BM Daimi Temsilciliği, Hazayi'nin İran haber ajansı İRNA tarafından yaptırım tasarısı konusunda sorulan bir soruya verdiği yanıtı, BM'deki gazetecilere yazılı olarak gönderdi.
Hazayi soruya cevaben yaptığı açıklamada, BM Güvenlik Konseyi'ne yaptırım tasarısının, Konsey'in iki üyesinin İran'la birlikte Tahran Bildirisini kabul etmesinin ardından geldiği vurgulandı. Açıklamaya göre Hazayi, İran halkı, Tahran Bildirisinin beraberinde bölgesel ve uluslararası düzeyde daha yapıcı işbirliğini getirmesi ve uranyum takas anlaşmasının güven arttırıcı önlem olarak değerlendirilmesini beklerken, yaptırım tasarısının alalacele Konsey'e getirilmesinin yapıcı bir yol olmadığını, tam tersi bir yol olduğunu söyledi.
ABD, İngiltere ve Fransa'nın bu kapsamdaki tutum ve davranışlarının, Konsey'in geçici üyeleriyle yaptıkları iştişarelere ve görüşmelere sadık olmadıklarını da gösterdiğini belirten Hazayi, bunun aynı zamanda uranyum takasının aslında (5 1 ülkeleri açısından) sadece bir bahane ve yalan olduğunu da ispatladığı görüşünü savundu.
Konsey'in aynı üyelerinin ve aynı Konsey'in (bu ülkelerin tutumu yüzünden)" İsrail'in Filistin halkına yardım götüren gemilere zalimce saldırısı karşısında bir şey yapamadığını da belirten Hazayi, "Bu tutum, çifte standardı da göstermektedir" dedi.
Hazayi açıklamasının sonunda, konunun her ülkenin nükleer enerji hakkı kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini de belirterek, İsrail'in Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Antlaşmasına (NPT) katılması ve nükleer silahlarını yok etmesi yönünde 2 hafta önce BM'de yapılan çağrının, ABD'yi ve Konsey'in bazı üyelerini kızdırdığını da söyledi.
"Amacımız İran'ı müzakere yapmaya ikna etmek"
BM Güvenlik Konseyi'nin BM'ye üye diğer ülkelerin de katılımıyla İran'ın nükleer meselesini ele aldığı "özel toplantı" sona erdi.
Türkiye ve Brezilya'nın talebiyle, sadece Güvenlik Konseyi üyelerinin değil, BM'ye üye diğer devletlerin de katılıp dinleyebildikleri toplantının ardından ABD'nin BM Daimi Temsilcisi Büyükelçi Susan Rice gazetecilere açıklama yaptı.
Konsey'in BM daimi temsilcilerinin, İran'ın uluslararası barış ve güvenliği tehdit eden nükleer programı hakkında bir kez daha görüş alışverişinde bulunduklarını belirten Rice, ülkelerin tutumlarında bir değişiklik olmadığını söyledi. Konsey'in yarın İran'a yaptırım getiren kararını görüşeceğini söyleyen Rice şöyle konuştu:
"Bu, İran'a son derece güçlü, anlamlı ve önemli yaptırımlar getirecek bir karar olacak. Bizim hala amacımız İran'ı nükleer programını durdurmaya ve yapıcı şekilde müzakere etmeye ikna etmek. Bu kapsamda hem baskı uygulamaya hem de diplomatik kanala önem veriyoruz. Bu kapsamda kararın hem güçlü bir çoğunlukla kabul edilmesini, hem de tam ve etkili bir şekilde uygulanmasını istiyoruz."
Rice bir soru üzerine, yeni kararın İran üzerinde son derece etkili olacağını belirterek "Bu yüzden İran bu kararın kabul edilmesini engellemeye çok çalıştı" diye konuştu.
Rice sorular üzerine, karar tasarısında yer alan yaptırımlar arasında, İranlılar'ın yurtdışında uranyum tesisleri ve faaliyetlerine yönelik yatırımlarıyla ilgili olarak bağlayıcı yaptırımların ve silah ambargosunun bulunduğunu, çok önemli yeni mali önlemler getirildiğini de belirtti.
Batılı diplomatlardan edinilen bilgiye göre, karar tasarısında, İran'ın nükleer programıyla ilgisi olan, aralarında bir de bankanın bulunduğu 40 şirketin ve bir kişinin yaptırımlar listesinde yer alacağı belirtiliyor. BM kulislerinde bu kişinin İsfahan'da bir nükleer merkezin başında bulunan Cevad Rahiki olduğu konuşuluyor. Yaptırımlar listesinde yer alan kişi ve kuruluşların uluslararası alanda mal varlıkları donduruluyor ve ayrıca seyahat yasağı getiriliyor.
Bu arada diplomatik kaynaklar Konsey'in bugün BM'nin diğer üyelerinin de katılabildiği toplantılarının son derece önemli olduğunu, bu şekilde tüm BM üyelerinin şeffaflık ilkesi temelinde tarafların görüşlerini öğrenme şansına ulaştıklarını belirttiler.
Konsey'in daimi üyeleri olan ABD, İngiltere, Fransa, Çin, Rusya ile Almanya (5 1 ülkeleri) arasında 5 aydır müzakere edilen ve İran'ın nükleer programına yönelik yeni ve daha sıkı yaptırımlar getiren tasarıya Türkiye, Brezilya ve Lübnan'ın soğuk baktığı biliniyor.
Karar tasarısının 15 üyeli Konsey'den geçmesi için 5 daimi üye tarafından veto edilmemesi ve en az 9 üyenin "evet" oyunu alması gerekiyor.
İran toplantıda konuşmak için talepte bulunmadı
Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi, bugün Türkiye ve Brezilya'nın talebinin kabul edilmesinin ardından yine toplanarak BM'ye üye diğer devletlerin de yer aldığı özel toplantıda, İran'ın nükleer meselesini görüşmeye devam ediyor.
Konsey'in basına kapalı düzenlenen özel toplantısına, toplantıya katılmak isteyen BM'ye üye ülkelerin temsilcileri de katılıyor.
Bu arada İran'ın toplantıda konuşma yapma hakkı olduğu halde bu yönde bir talepte bulunmadığı bildirildi.
Toplantıyla ilgili olarak basına bilgi veren diplomatik kaynaklar, Konsey'in bugüne dek hep teknik seviyede konuyu görüştüğünü, bugün ise ilk kez BM'ye üye ülkelerin önünde bir tartışma yapılacağını kaydetti. İran'a karşı yaptırımların kabul edilmesi halinde bunun bütün BM ülkelerini bağlayacağını belirten kaynaklar, şeffaflık ilkesi içinde bu konunun tartışılması gerektiğini söyledi.
Türkiye ve Brezilya'nın İran'la birlikte üzerinde anlaştıkları Tahran Bildirisiyle diplomatik açıdan bir fırsat penceresi açtıklarını ve bunun İran meselesinin çözümünde diplomatik çözüm yolunu kuvvetlendirme amacını taşıdığını belirten kaynaklar, Tahran Bildirisinin güven arttırıcı önlem olarak görülmesi gerektiğini ve bundan yararlanılması gerektiğini söylediler.
İran meselesinin çözümünde "baskı" ve "diplomatik yolun" birbiriyle eşit değerlendirilmemesi gerektiğini belirten diplomatik kaynaklar, asıl çözüm yolunun yaptırım kararı alma gibi baskı yolunun değil, diplomatik yolun olduğunu, meselelerin ancak diplomatik müzakerelerle çözülebileceğini vurguladılar. Tahran Bildirisinden bu anlamda tam olarak yararlanılması gerektiğini söyleyen kaynaklar, yaptırımların kabul edilmesinin diplomatik yolu zayıflattığını, ancak Türkiye'nin ne olursa olsun diplomatik çözüme önem ve öncelik vereceğini dile getirdiler.