Çin'den dev kentleşme hedefi

Çin'de 2020'ye kadar nüfusun yüzde 60'ı kentlerde yaşayacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

PEKİN - Çin, ekonomik büyümesi ve gelişmiş ülke olmasında en önemli kilometre taşlarından biri olarak kabul ettiği kentleşme ve şehircilik üzerine ilk kez bir plan açıkladı.  

Mega kentleri, dev coğrafyası ve dünyanın en büyük hareketli nüfusuna sahip Çin, gelişmesindeki önemli unsurlardan olan kentleşme için ilk kez bir ulusal plan hazırladı. Ülke, bu planı 2014-2020 arasında hayata geçirmeyi ve geçen sene liderlerin değiştiği kongrede açıklanan "Çin rüyası" ve "güçlü orta direk" hedefleri için altyapı oluşturmak amacıyla hayata geçirmeyi hedefliyor.  

Dünyanın en büyük göçmen işçi nüfusuna sahip Çin'in 2013 sonu itibariyle 270 milyon göçmen nüfusu bulunuyor ve bu nüfus her yıl "ekmeğinin peşinde" ülkenin gelişmiş bölgeleri ve kırsal kesimi arasında mekik dokuyarak dünyanın en büyük insan hareketine neden oluyor. 

Göçmen işçilerin en büyük sorunu olan "hukou" (ikamet kayıt sistemi) bu işçilerin büyük şehirlere yerleşememesinin en büyük nedeni olarak biliniyor. Kırsal kesimden gelen işçiler "hukou"sunun bulunduğu eyalet ya da şehir dışındaki yerlerde birçok sosyal haktan yararlanamıyor. Mevcut sistemde kırsalda ikamet kaydı olanların büyük şehirlerde "hukou"ya sahip olması çok zor ve göçmen işçilerin birçoğu şehirlerde eğitim, sağlık gibi temel sosyal hakların kullanımında memleketlerine nazaran büyük güçlükler yaşıyor.  

Bu konuyu ülkenin şehirleşmesi ve şehir nüfusunun artmasındaki en büyük sorunlarından biri olarak gören Çin, öncelikle 2020'ye kadar 100 milyon göçmen işçi ile kentlerde çeşitli sebeplerle yaşayanların kalıcı şehir ikametlerini almasını hedefliyor.  

Kalkınmada kritik eşik 

Dünyada gelişmiş ülkelerde ortalama kentsel nüfus yüzde 80 seviyelerindeyken, gelişmekte olan ülkelerde bu rakam yüzde 60 seviyelerinde bulunuyor.  

Kentleşme planına göre hedeflerin başında ülkedeki kent nüfusunun yüzde 60'a ulaşması ve bunların da en az dörtte üçünün şehir ikametine sahip olması gerekiyor. Ülkede hali hazırda kentlerde doğmayıp sonradan şehir ikamet sistemine kayıt yaptırabilenlerin nüfusa oranı yüzde 35,7 olarak biliniyor. 

Çin'de 1978'de şehirlerde yaşayan nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 17,9 seviyelerindeyken, 2013 sonunda bu rakam yüzde 53,7 seviyelerine yükseldi.  

Pekin yönetimi, ülkede şehir nüfusunun artmasını kalkınmada kritik bir eşik olarak görüyor ve son yıllarda hızlı bir şekilde kentlerdeki nüfusun artmasına yönelik çalışmalar yapıyor. Ancak bu çalışmaları yaparken dikkatli davranan yönetim, göçmen işçiler ve kırsal nüfusun gelişmiş doğu sahillerine yığılmasını engellemek için ülkenin orta ve batı kesimlerinde yeni cazibe merkezleri oluşturmak adına çalışmalar yürütüyor.  

Bu anlamda demiryolu ağlarını geliştirmeyi de öngören Pekin yönetimi, 2020'ye kadar dev coğrafyasında 200 binden az nüfusu olan şehirleri geleneksel demiryolu ağı, 500 binden fazla olan kentleri de hızlı demiryolu ağıyla bağlayacak.  

Ayrıca sivil havacılığı geliştirmek için de çaba harcayan Çin, mega kentler ve kırsal kesimde geliştireceği şehirler arasındaki hareketi hızlandırmak ve konforu artırmak adına sivil havacılığı ülke nüfusunun yüzde 90'ını kapsayacak şekilde geliştirecek.  

Hizmet sektörü ve sosyal öncelikli şehirler taahhüdü 

Kentleşmenin, sürdürülebilir ekonomik büyümesine büyük bir ivme katacağına inanan Pekin yönetimi, bu durumun ayrıca endüstriyel yapılanmayı hızlandıracağını ve bölgeler arası kalkınmayı dengeleyeceğini savunuyor.  

Bu konuda temel prensipler belirleyen Çin, insan merkezli, sosyal adaletin sağlandığı, kırsal ve kentsel kalkınmanın dengeli olduğu bir gelecek hedefliyor.  

Çin Başbakanı Li Kıçiang'ın geçen hafta yapılan Ulusal Kongre'de "büyük ekonomik kalkınmadan çok, halkın doğrudan kazançlı çıkacağı" büyüme hedefini telaffuz etmesiyle birlikte ülkenin hızlı büyümeden çok kaliteli büyümeye odaklanacağı sinyalini vermişti. Pekin yönetimi, optimize edilmiş şehir düzenleri, toprakların verimli kullanımı, tarım ve sanayi koordinasyonu, yeşil kalkınma ile şehirlerin karakterleri ve kültürel miraslarının ön planda olacağı bir kentleşme taahhüdünde bulunuyor.  

Pekin, Şanghay, Tiencin ve Çongçing gibi mega kentlerin önemine vurgu yapılan planda, küçük ve orta seviyedeki şehirlerin sayılarının artırılması hedefleniyor.  

Küçük şehirlerin kurulmasının halk için bir anlam taşımadığının farkında olan Pekin yönetimi, şehirlerdeki hizmet sektörünün geliştirileceği bir prensiple hareket edeceğini belirtiyor. Bununla paralel olarak çevre ve hava kirliliği gibi temel sorunlarla yüzleşen ve halkın yaşamını doğrudan etkileyen sınamalarla başı ağrıyan yönetim, yeşil üretim ve tüketimin model olacağı şehir ekonomileri kurmayı öngörüyor. 

Bununla beraber hali hazırda 280 milyon kişinin içme suyunun güvenli olmadığı ve yüz milyondan fazla kişinin sanayi tesislerine bir kilometreden daha yakın mesafede yaşadığı ülkede "temiz hava ve güvenli içme suyunun" herkese sağlanacağı bir ideal üzerine taahhütte bulunuyor. 

Çinghua Üniversitesi'nin bir araştırmasına göre, ülkede hali hazırda kentlerde yaşayan nüfusun sadece yüzde 27,6'sı şehirlerdeki eğitim, sağlık ve diğer sosyal hizmetlerden tam anlamıyla yararlanabiliyor. Bu rakamın dışında kalan yüzmilyonlarca şehir sakini ve kırsal nüfusun söz konusu sosyal imkanlara sınırlı erişimi bulunuyor. Uzmanlar bu planın hayata geçirilmesi halinde kırsal ve kentsel nüfus arasındaki sosyal hizmetler ile sağlık güvencelerin farklılıklarının azalabileceğini ancak ortadan kaldırılmasının daha uzun yıllar alacağını savunuyor. 

Bu konularda ilginizi çekebilir