Bir sonraki küresel kriz Made in China olacak
Borçluluk oranı görülmemiş bir hızda artan ve para birimini bir haftada yüzde 4 devalüe eden Çin, uzmanlarca sıradaki küresel krizin kaynağı olacak
HİLAL SARI-DIŞ HABERLER
Geçtiğimiz 50 yıl boyunca ortalama her sekiz yılda bir küresel bir kriz yaşanması sebebiyle, küresel ekonomideki iyileşmenin yedinci yılına girilmesinin ardından uzmanlar sıradaki krizin ne zaman ve nereden patlak vereceğini değerlendirmeye başladı. Tarih boyunca küresel büyümeye en büyük katkıyı sağlayan ABD ekonomisi olmuş ve tüm krizlerde ABD ekonomisinin yavaşlaması veya duraksaması sebebiyle dünya ekonomilerine yayılmıştı. Fakat bu sefer uzmanlar krizin Çin’den patlak vereceğini öngörerek sıradaki küresel krizin ‘made in China’ olacağını belirtiyor.
Yatırım danışmanlığı şirketi Morgan Stanley’nin gelişen piyasalar direktörü Ruchir Sharma, The Wall Street Journal gazetesi için kaleme aldığı analizinde küresel ekonominin resesyondan sadece bir şok ötede olduğunu ve ‘ağır borç yükü altındaki Çin’in' bu noktada kritik bir bağ olduğunu belirtti.
Büyümede 1-2 puanlık düşüş şok yaratır
Sharma, Çin’de ekonomik büyümede yaşanacak bir ya da iki puanlık bir gerilemenin bu şoku yaratacağı uyarısında bulundu. Sharma’ya göre Çin’de geçtiğimiz hafta yapılan devalüasyon da kritik Çin bağlantısının gerçekten de zayıflamakta olduğu algısını güçlendirdi. Küresel bir resesyon uzmanlarca bir ülke resesyonundan daha farklı değerlendiriliyor. Bunun sebebi ise küresel ekonominin yüzde 3’lük büyümesi bile birçok büyük gelişmekte olan ekonomide resesyon olarak hissediliyor. Uluslararası Para Fonu son 50 yılda gerçekleşen dört küresel krizi incelemek için kişi başı gelir ve bazı diğer faktörleri kullanıyor. Bu çalışmaya göre 1970’lerde, 80’lerin başında, 90’ların başında, 2001’de teknoloji balonu patladığında ve 2008-09 küresel finansal krizde küresel GSYH’nin büyüme hızı serbest piyasada belirlenen kur üzerinden yüzde 2’nin altına indi. Sharma analizinde son çeyrekte küresel ekonominin yüzde 2-2.5 koridoruna takıldığını belirtti ve ‘küresel bir resesyondan bir şok uzaktayız’ diye yazdı. Bu krizlerde başlıca nedeni ABD iken şimdi oklar Çin’i işaret ediyor. Bunun en önemli nedeni artık Çin’in küresel büyümeye katkısının yüzde 30’un üzerindeyken, ABD’nin ise sadece yüzde 17’lik bir katkısı olması. Çin’deki veriler ise işlerin işi gitmediğine işaret ediyor.
Borçluluk oranı beş yılda yüzde 300’e tırmandı
Başlıca sorun Çin’de son ekonomik yükselişin temelinde teşviklerin yatması. Dünyanın en büyük ikinci ekonomisinde borçluluk, 2008’den bu yana hiçbir gelişen ekonomide görülmemiş bir hızla artış gösterdi. Çin’in borçlarının GSYH’ye oranı 2008’den 2013’e kadar 80 puan arttı ve şu an yüzde 300 seviyesinde bulunuyor. Uzmanlar Pekin yönetiminin yüzde 7 büyüme hedefini de gerçekçi bulmuyor. Çin’in remi verilerine göre ekonomi yüzde 7 hedefine uygun bir şekilde büyüyor görünse de, elektrik üretiminden otomobil satışlarına bu yılın ilk ve ikinci çeyreğindeki tüm bağımsız veriler ekonominin yüzde 5’e yakın bir hızda büyüdüğüne işaret ediyor. Sharma, analizinde ayrıca Çin Komünist Partisi’ni önce konutta sonra da hisse piyasalarına ucuz krediler sağlayarak art arda balonlar yaratıp bu balonların patlamasını engelleyememekle eleştiriyor. Bu balonların patlaması ise ardından Pekin’in develüasyon hamlesini getirdi. Habere göre ülkenin döviz rezervleri son beş çeyrekte 4 trilyon dolardan 3.65 trilyon dolara geriledi.
Yatırımcı Asya kaynaklı deflasyona hazır olsun
Morgan Stanley gelişen piyasalar direktörüne göre Pekin’in para birimiyle ilgili ‘panik’ hamlesi ve hisse piyasalarındaki düşüşün bir sonraki krizin Çin’den kaynaklanacağına işaret ettiğini belirtiyor. Societe Generale analistleri ise yatırımcıların Asya kaynaklı bir deflasyon dalgasına hazırlanmaları gerektiğini belirterek ‘Bu büyük bir olayın başlangıcı, büyük ve çirkin bir olayın...’ diyerek yatırımcıları uyarıyor.