BDDK'nın kararını memnuniyetle karşılıyoruz
Dünya Bankası Türkiye Direktörü Zachau, "Kapsam dışında kalan mortgage ve otomobil kredileri de yakından izlenmeli" dedi.
ANKARA - Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, kredi talebini kısmak amacıyla BDDK'nın aldığı tedbirleri memnuniyetle karşıladıklarını belirtirken, "Mortgage ve otomobil kredileri kapsam dışı bırakıldı, zaman içinde bunların da izlenmesi gerekiyor" dedi.
Dünya Bankası tarafından hazırlanan "Küresel Kalkınma Perspektifleri 2011, Çok Kutupluluk: Yeni Küresel Ekonomi" raporunun sunumu, Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı'nda (TEPAV) tanıtıldı.
Burada konuşan Dünya Bankası Türkiye Direktörü Ulrich Zachau, rapor ile küresel kalkınmanın geleceğine yeni bir bakış açısı ile kısa ve uzun vadeli perspektif çerçevesi çizdiklerini kaydetti.
Küresel ekonomik kriz sonrasında Avrupa ülkeleri ve ABD ülkelerinin halen toparlanma sürecinde olduklarını ifade eden Zachau, ortaya konulan makro ekonomik politikaların bu ülkelerde yaşanan zorlukları da şekillendirdiğini, raporun da bu eksene odaklandığını söyledi. Uzun vadede ekonomik refahın gelişmekte olan ekonomilerde olacağını dile getiren Zachau, "Türkiye'ye bakacak olursak kriz sonrasında yüksek bir büyüme ile güçlü ve başarılı bir ekonomi var karşımızda" dedi.
BDDK, tedbirleri izlemeye devam etmeli
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BBDK) kredi talebini kısmak amacıyla önceki gün aldığı kararları da değerlendiren Zachau, şunları söyledi:
"Dünya Bankası olarak BDDK'nın aldığı tedbirleri memnuniyetle karşıladığımızı belirtmemiz gerekiyor. BDDK'nın bu tedbirleri izlemeye devam etmesi çok önemli. Mortgage ve otomobil kredileri kapsam dışı bırakıldı. Zaman içinde bunların da izlenmesi gerekiyor. Karar alıcıların parasal politikaları ve mali politikaları devam ettirmesi de önemli. Türkiye'de kısa vadeli konular bunlar."
Türkiye açısından uzun vadeli konulara bakıldığı zaman istihdamın Türkiye için önemli bir zorluk alanı olmaya devam edeceğini kaydeden Zachau, Dünya Bankası olarak Türk hükümetinin yeni istihdam stratejisini memnuniyetle karşıladıklarını ve bu stratejinin uygulanmasını beklediklerini bildirdi. Zachau, Ticaret Kanunun orta vadede uygulanmasını beklediklerini de sözlerine ekledi.
Türkiye, 15 küresel kutuptan biri olacak
Raporun sunumunu gerçekleştiren raporun baş yazarı ve Dünya Bankası Yükselen Küresel Eğilimler Grup Yöneticisi Mansoor Dailami, önümüzdeki dönemde uluslararası parasal mimari yapının önemli ölçüde değişeceğine inandıklarını belirterek, başta Çin'in resmi para birimi olmak üzere gelişmekte olan ülkelerin para birimlerinin küresel ekonomide önem taşıyacağını vurguladı.
Yükselen ekonomilerden Çin'in yanı sıra Asya'dan, Latin Amerika'dan birçok ülkenin küresel ekonominin önemli aktörleri haline geleceğini dile getiren Dailami, Türkiye'nin de 15 küresel kutuptan biri olacağını ve diğer ülkeleri etkileme anlamında da önemli bir rol üstleneceğini söyledi.
Gelişmekte olan ülkelerin durumuna bakıldığı zaman Türkiye'nin parlak bir geleceğe sahip gözüktüğünü ifade eden Mansoor Dailami, ''Türkiye dünyanın en üst sıradaki zengin ülkelerinden biri haline gelebilir önümüzdeki 20 yılda. Çünkü Türkiye'deki büyüme diğer gelişmekte olan ülkelere göre daha dengeli, sadece dış talebe değil, iç talebede de dayalı bir büyümesi var'' dedi.
2011 yılında da Türkiye'de önemli bir büyüme rakamının yakalanacağının öngörüldüğünü anlatan Dailami, Türkiye'de yatırım rasyosu konusunda biraz düşük bir oranın söz konusu olduğunu, bunun yüzde 20'ler oranlarına getirilmesi gerektiğini bildirdi.
5 ülke ileri ekonomi seviyesine ulaşacak
Dünya Bankası raporuna göre, 2025 yılında Brezilya, Hindistan, Endonezya, Kore ve Rusya gibi önde gelen yükselen ekonomilerin küresel büyüme kutupları olarak Çin'in ileri ekonomiler seviyesine ulaşması olası.
Rapora göre, küresel büyüme dengesi gelişmekte olan ülkelerden yükselen ekonomilere doğru kayarken yeni bir küresel ekonomik düzen ortaya çıkıyor. Yükselen piyasaların çok uluslu şirketleri, küresel yatırım akışlarının giderek daha önemli hale gelen kaynakları ve etmenleri haline gelecek. Uluslararası para rejimi çok para birimli bir rejime doğru hareket edecek.
2025 yılına gelindiğinde Türkiye küresel büyümeye katkıda bulunan önemli ülkelerden biri olacak. Türkiye'nin küresel büyümeye katkı yapabilmesi için ''teknoloji kabulü ve faktör yeniden dağıtımı yoluyla toplam faktör verimliliğinde iyileşmeler, insan sermayesinde başta olmak üzere sürdürülebilir düzeylerde yatırım, kurumsal reform ve yönetişim reformunda ilerlemenin sürdürülmesi ve makro ekonomik politika oluşturma ihtiyatlılık'' gibi konularda adımlar atması gerekecek.