Avrupa'da seçimler ekonominin yönünü değiştirebilir
Gelecek yıl Almanya ve Fransa'da yapılacak olan seçimler Avrupa'da ekonomi politikalarının değişmesinde etkili olacağı öngörülüyor.
Avrupa'nın ekonomik politikalarında gidişat yavaş ancak belirgin biçimde değişmeye başlıyor. Almanya'nın da bu akıma kapılması sadece bir zaman meselesi olabilir. Avrupa Komisyonu'nun bu hafta Almanya'nın harcamalarını artırmasını isteyenlerin safına katılması Berlin'i, başlayalı nerdeyse 10 yıl olacak finansal krizde bugüne kadar hiç olmadığı kadar yalnız ve koşullarla ters düşen bir konumda bıraktı.
Komisyon'un euro bölgesinde "belirgin ölçüde daha pozitif" bir mali politika izlenmesi çağrısı, beklendiği gibi Almanya Maliye Bakanı Wolfgang Schaeuble ve Berlin'deki muhafazakar çevreler tarafından kabul görmedi. Schaeuble cuma günü Komisyonu yetkisini aşmakla suçladı ve enerjisini Avrupa Birliği'nin mali kurallarının uygulanmasını sağlamaya harcamasını istedi.
Ancak bu gelişmenin, gelecek yıl bu zamanlarda, Alman hükümetinin uzun zamandır uygulatmayı başardığı "önce tasarruf" tavrından uzaklaşan bir genel politika değişikliğinin ilk adımı olduğunu görebiliriz.
Bu değişiklik, Donald Trump'ın seçim zaferinin yarattığı baskıdan ve Fransa ve Almanya'da 2017 yılında yeni hükümetlerin kurulacak olmasına kadar değişen birçok faktörden destek alabilir.
JP Morgan'dan Marco Protopapa geçen hafta yaptığı bir açıklamada, "Almanya'nın tavrının zaman içinde etkisini kaybedeceğini umuyoruz" dedi.
Trump'ın zaferi özellikle önem taşıyor. Çünkü bir yandan Almanya'yı savunma ve güvenlik için daha fazla kamu harcaması yapmaya zorlaması muhtemel. Diğer yandan da Alman siyasetine, hoşnutsuzluğu giderek artan bir alt sınıfı görmezden gelmenin tehlikeleri hakkında güçlü bir sinyal verecek. Küreselleşmenin fırtınasında savrulan bu kesim, öfkesini seçim sandığında göstermeye hazır olduğunu belli ediyor.
Fransa'da ekonomi vaatleri
Yaklaşan Fransa seçimleri de kritik önemde. Önde gelen adayların hepsi, mayıs ayında cumhurbaşkanı olurlarsa radikal ekonomik reformlar vaat ediyorlar.
Bu durumda Fransa ile Almanya arasında "ekonomik teşviklere karşılık reform" şeklinde bir tür büyük pazarlık gündeme gelebilir. Bu formül, uzun yıllardır tartışılmasına rağmen Fransa'da sevilmeyen François Hollande'ın cumhurbaşkanlığı ve duraklama halindeki Fransız ekonomisi ile mümkün olmuyordu.
Cumhurbaşkanı adaylarından merkez eğilimli Alain Juppe'nin bir danışmanı, "Büyük pazarlık oyunu kesinlikle başladı" dedi. Ancak oyunun yönünü asıl değiştirecek etken, gelecek yıl sonbaharda yapılacak Alman seçimleri ve Almanya'nın kurallara uyma yanlı ve kısıtlayıcı mali politika yaklaşımının temsilcisi Schaeuble'nin akıbeti olabilir.
Olası sonuç: Büyük koalisyon
Seçimin en olası sonucu yine Başbakan Angela Merkel'in muhafazakarlarıyla merkez-sol sosyal demokratlar arasında bir "büyük koalisyon" olabilir.
Schaeuble, parlamento seçimlerine tekrar gireceğini açıkladı. Bu, yeni kurulacak hükümette de önemli bir rol üstlenmek isteyeceğini gösteriyor. Ancak bir koalisyonda tercih hakkını ilk kullanacak taraf olan sosyal demokratlar bu kez maliye bakanlığını kendileri almak isteyebilirler. 2005 yılında Merkel'in ilk başbakanlık döneminde de böyle olmuştu. Bu durumda Schaeuble başka bir bakanlığa kaydırılırsa, mali tutumluluğun koruyucusu rolünü kaybedebilir.
İki büyük koalisyonda da görev yapmış olan üst düzeyli bir yetkili, geçmişten alınan derslerle, Merkel'in başkanlığında kurulacak bir sonraki koalisyonun küçük ortağının, geleneksel olarak ilk tercih olan dışişleri bakanlığı yerine maliye bakanlığını isteyebileceğini söyledi.
Ortak kim olursa olsun, herkes biliyor ki maliye bakanlığı dışişleri bakanlığından çok daha değerlidir.
Almanya'da eylül ayında ARD televizyonu için yapılan bir ankete göre Almanların yüzde 58'i vergi gelirlerinden daha fazlasının altyapı yatırımları için harcanmasını istiyor. Yüzde 27 borç indirimi, yüzde 16 ise vergi indirimi istiyor.
Merkezi Berlin'de bulunan DIW ekonomik enstitüsünün başında bulunan ve Avrupa Merkez Bankası'nın eski üst düzeyli görevlilerinden Marcel Fratzshcer, Alman hükümeti üzerinde tavır değişikliğine gitmesi için baskının arttığını söyledi.
Marcel Fratzshcer: Bence Schaeuble yerinde kalsa bile, daha fazla bir yön değişikliği olacak. Eğer ABD harcamalarını artırır ve buna başarılı olursa, bu bir işaret olur. Benim kaygım, bunun fazla geç kalmış olması. Yani hükümetin sahip olduğu mali hareket serbestisini emeklilik maaşlarını artırmak ve vergi indirimi getirmek için harcamış olması.