Almanya'nın büyüme beklentisi yükseldi
Bundesbank, Almanya'nın büyüme ve enflasyon beklentisini değiştirdi
Almanya Merkez Bankası (Bundesbank), Almanya için bu yıl büyüme beklentisini yüzde 0,8'den yüzde 1,5'e yükseltirken, aynı dönem için enflasyon beklentisini ise yüzde 1,1'den yüzde 0,5'e indirdi.
Bundesbank, Almanya'nın enflasyon ve büyüme görünümüne ilişkin yeni tahmin raporunu açıkladı. Raporda, büyüme ve enflasyon tahminlerinde değişikliğe gidildiği aktarıldı.
Raporda, bu yıl için büyüme beklentisinin yüzde 0,8'den yüzde 1,5'e ve 2016 için yüzde 1,5'ten yüzde 1,7'ye revize edildiği, 2017 içinse yüzde 1,7 'lik büyüme performansı beklendiğini bildirildi.
Alman ekonomisinin yükseliş eğilimi gösterdiği belirtilen raporda, "Almanya ekonomisi, geçen yılın ortasındaki döngüsel durgunluktan beklenenden daha hızlı bir şekilde toparlandı ve iç ve dış talebin desteği ile büyüme patikasına geri döndü" denildi.
Raporda, Bundesbank ekonomistlerinin ekonomik toparlanma ve faiz harcamalarındaki devam eden düşüşün genel olarak mali politikaların genişlemeci duruşunu maskelediğine işaret ettiği belirtildi.
Bundesbank projeksiyonlarına göre, tüketici fiyat enflasyonun hızlanmasının muhtemel olduğu aktarılan raporda, 2015 yılı enflasyon tahmininin yüzde 1,1'den yüzde 0,5'e düşürüldüğü, 2016 enflasyon tahmininin yüzde 1,8 olarak korunduğu ve 2017 için de yüzde 2,2'lik enflasyon öngörüldüğü bildirildi.
"Enflasyon görünümündeki düşüşün temel nedeni ham petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme"
Bundesbank Başkanı Jens Weidmann konuya ilişkin açıklamasında, enflasyon görünümündeki düşüşün temel nedeninin ham petrol fiyatlarındaki hızlı gerileme olduğunu ifade etti.
Yurt içi ekonomik faaliyetin olumlu iş gücü piyasası durumundan faydalandığını ifade eden Weidmann, "Gerçek gelir artış gösteriyor. Dış ticaret şu an küresel dinamikler nedeniyle engellense de aynı zamanda avronun değer kaybından destekleniyor ve Avro Bölgesi'ndeki döngüsel toparlanmayı güçlendiriyor" değerlendirmesinde bulundu.
Weidmann, ayrıca yurt içi cephesinde büyüyen iş gücü piyasası açığının ekonomik büyümeye arz yönlü risk oluşturduğunu ve bu açığın fiyat baskısını artırabileceğini sözlerine ekledi.