Almanya gaz şirketini Rusya’ya satıyor
Almanya’da Rus şirketleriyle olan enerji antlaşmalarına dair tartışmalar sürüyor.
HİLAL SARI
Rusya’nın devlete ait enerji şirketi Gazprom’un Avrupa’nın en büyük gaz depolama tesislerinden birini devralmasına ilişkin anlaşmanın gözden kaçmış olması Avrupa’da Rusya’ya enerji konusunda bağımlılığın artması sebebiyle tepki çekiyor. Gazprom uzun yıllardır iş ortağı olan Alman BASF ile bir varlık değişimine hazırlanıyor. Bu hamle ile Gazprom, Alman gaz depolama ve dağıtım şirketi Wingas’da yüzde 50’nin altında bulunan hissesini yüzde 100’e çıkaracak. Karşılığında ise BASF batı Sibirya gaz sahasından hisse sahibi olacak.
Yeşiller ve CDU anlaşma konusunda aynı fikirde
Anlaşma ilk kez 2012’de duyurulduğunda Almanya’da çok fazla endişeye yol açmamıştı, fakat Ukrayna krizi sonrasında bazı politikacılar anlaşmanın tekrar gözden geçirilmesi gerektiğini savunuyor. Endişeler Gazprom’un on yıllardır ülkenin en büyük enerji arzı sağlayan yabancı şirket olmasından ve şimdi Rusya ile politik anlamda Ukrayna konusunda çıkmaza düşülmesinden kaynaklanıyor. Rusya’nın Ukrayna’nın toprak bütünlüğünü Kırım’ı kendisine katarak ihlal etmesi Almanya’da bazı politikacıların Rusya’ya enerji konusunda bağımlı olunmaması gerektiğine dair endişelerini artırdı.
Muhalefet partisi Yeşiller bu bu hafta hükümetten anlaşmayı durdurmasını talep etti. Yeşiller Partisi’nden federal milletvekili Marieluise Beck Financial Times’a yaptığı açıklamada “Dileriz çok geç kalmamışızdır. Vladimir Putin’in ulusalcı politikaya yöneldiği ve dış politikayı yurt içi politik amaçları için kullandığı bu dönemde Gazprom’a bağımlığın artması bizi çok endişelendiriyor” diye konuştu. Almanya Parlamentosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı ve Angela Merkel’in merkez sağ partisi CDU’nun yönetici üyelerinden Norbert Röttgen de anlaşmaya ilişkin endişelerini dile getirdi. Röttgen “Bu krize verilecek doğru bir tepki değil. Tam tersine Rusya’ya bağımlılığımızı iyice derinleştiren bir hamle olur” diye konuştu.
Ekonomi Bakanlığı: Almanya dış yatırıma açık kalacaktır
Avrupa soğuk savaştan bu yana en kötü güvenlik kriziyle boğuşurken Alman hükümetinin anlaşmayı tekrar gözden geçirmek ya da engellemek için yasal haklarını kullanmamak için direndiği belirtiliyor. Gazprom’un uzun yıllardır Almanya’da faaliyet gösterdiğini belirten açıklamasında Almanya Ekonomi Bakanlığı “Ekonomi bakanlığı bu varlık değişimini (barter’ı) gaz arzı için tehlikeli bir işlem olarak görmemektedir. Almanya dış yatırıma açıktır ve açık kalacaktır” ifadelerini kullandı.
Almanya’da 20 yıldır süren bu belirsizlik Gazprom’u uzun vadeli gaz arzı projelerine yatırım yapması için teşvik eden diğer Avruğa Birliği (AB) ülkelerinde de devam ediyor. Bu süreçte sıkı çalışıp yerel varlığını kuvvetlendiren ve bir dış güç gibi görünmeyen Gazprom yüksek marjlı son tüketicilere erişimini garantiledi. Brüksel’den gelen düzenleyici baskılar Gazprom’un merkez ve doğu Avrupa’da kötüye kullanabileceği baskın pazar gücünü sınıyordu. Bu sebeple özellikle de tüm dünyada enerji dengelerini değiştiren kaya gazı devrimine karşın Gazprom son beş yılda fiyatlarını ve kar marjını düşürerek çabalarını ikiye katladı. Gazprom en büyük pazarı ve en etkili AB üyesi Almanya üzerindeki ilgisini ise artırdı.
Gazprom’un Almanya’da politik değil, psikolojik etkisi var
Gazprom 2006 yılından beri Almanya’nın lider futbol takımlarından Schalke’nin sponsorluğunu üstlendi. Kassel şehrinde her yıl Almanya ve doğu Avrupa’dan gençlerin geniş katılımıyla gerçekleşen müzik festivalinin en büyük destekçilerinden oldu. Yani Gazprom Almanya’daki varlığını sağlamlaştırmak için birçok spor ve kültür faaliyetinin de altına imza attı. Fakat 2005 yılında Rus gazını direk Almanya’ya bağlayan Nordstrem Baltık boru hattının yönetim kurulu başkanlığına eski Almanya Başbakanı Gerhard Schröder’i getirdiğinde Gazprom politikaya da dahil olarak ihtilafa yol açtı. Gazprom’un Schröder’i başkanlığa atamasına yönelen eleştiriler diğer politikacıları şirket hakkında daha dikkatlı olmaya itti. CDU yöneticilerinden Röttgen Gazprom’un direk politik bir etkisi olmadığını fakat Almanya’da konu olacak herhangi bir enerji münazarasında varlığı bulunduğunun altını çizdi. Röttgen “Bir şirket olarak fazla politik bir etkileri yok. Fakat enerji güvenliğimizin Rusya’ya bağımlı olmasının yarattığı endişe sebebiyle psikolojik bir varlığı bulunmakta” diye konuştu.
AB Enerji Komisyonu’nun yetkisi yok
BASF örneğindeki gibi anlaşmaların karmaşıklığı Rusya’nın herhangi bir karışıklık sonucu AB’ye enerji yaptırımları uyguladığında büyük sorunlara yol açabilir. Wingas anlaşması Aralık ayında düzenleyicilerin anlaşmanın herhangi bir rekabet kanununa aykırı olmamasını belirlemesinin açısından imzalanmıştı. Enerji Komiseri Günther Oethinger komisyonun enerji politikalarına müdahele etmesi için yeterli otoriteye sahip olmadığını söyledi.