ABD'de 'kölelik dönemi' tartışmaları: Yaklaşık 800 bin 'mahkum iş gücü' var

ABD'de 1861-1865 yıllarındaki iç savaşın ardından kölelik ve zorunlu çalışmanın kaldırılması amacıyla anayasada değişiklikler yapıldı. Ancak anayasanın 13. maddesindeki "bir suçun cezası olan durumlar", kölelik ve zorunlu çalıştırma yasağı kapsamının dışında tutuldu.

Yaklaşık 800 bin mahkum 'çalışıyor'

Associated Press (AP) ajansının haberine göre, ABD'de bulunan hapishanelerdeki yaklaşık 2 milyon mahkumun neredeyse 800 bini çeşitli alanlarda çalıştırılıyor. Hüküm süresinde çalıştırılan ve iş sırasında yaralananlar ile hayatını kaybeden mahkumlar, işçi haklarından faydalanamıyor.

Yasalar uyarınca "çalışan" olarak sınıflandırılmamaları da mahkumların "köle gibi çalıştırılmasını" meşru kılıyor. Yasalardaki bu şartlar, hüküm giymiş işçilerin, tazminat ve iş güvenliği gibi çeşitli haklardan faydalanamadıkları anlamına geliyor.

"Tehlikeli işlerde yetersiz ya da hiç eğitim almadan çalışıyorlar"

Yoğun trafik akışı olan otoyollarda çöp toplama, orman yangınlarını söndürme, ağır makine işletme gibi görevler verilen mahkumların "tehlikeli işlerde yetersiz eğitimle ya da hiç eğitim almadan" çalıştırılması tartışılıyor.

Konuyla ilgili görüşlerine başvurulan mahkumlar ve yakınları, hüküm süresince yapılan işlerde mahkumların ağır yaralanmalardan ölüme kadar çeşitli tehlikelerle karşı karşıya kaldıklarını ve ağır işler yapmalarına rağmen oldukça düşük miktarda para aldıklarını ifade ediyor.

"Mağduriyetlerinin telafisinden mahrumlar"

Missouri eyaletindeki Saint Louis Üniversitesi'nden hukuk profesörü Michael Duff, konuya ilişkin açıklamasında, "Haksız yere zarar görebilecek bir insan grubu var ve mağduriyetlerinin telafisinden mahrum kalıyorlar." ifadesini kullandı.

Bazı uzmanlar, mahkumların gönüllülük esasına dayalı, uygun ücret aldıkları şartlarda çalıştırılmalarının gerektiğini düşünüyor.

Öte yandan bazı hapishane yetkilileri ve işçi programlarının yöneticileri, mahkumların işlere dair eğitimlerine önem verdiklerini vurgulayarak iş esnasında yaralanmaların ciddiye alındığını savunuyor.