ABD Müslüman ulusları terör merceğinden görmeyecek

ABD ulusal güvenlik stratejisinde "İslami aşırıcılık", "cihad" terimleri çıkarılacak

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

WASHINGTON - ABD Başkanı Barack Obama'nın danışmanlarının, ülkenin ulusal güvenlik stratejisinin anahatlarını içeren belgeyi, "İslami aşırıcılık", "cihad" gibi terimleri çıkararak yeniden yazacağı bildirildi.

Amerikan haber ajansı AP'nin, terörle mücadele yetkililerinin sözlerine dayandırdığı haberine göre, belge bu tür terimlerden arındırılarak, ABD'nin Müslüman ulusları terör merceğinden görmediğini vurgulayacak biçimde yeniden yazılacak.

Bu adımın, ülkenin Ulusal Güvenlik Stratejisinde önemli değişikliği yansıtacağı ifade ediliyor. Daha önce "Bush doktrini" olarak bilinen, önleyici savaş ilkesine yer verilen belgede halen "militan İslami radikalizme karşı mücadele, 21'inci yüzyılın ilk yıllarının büyük ideolojik çatışmasıdır" ifadesi bulunuyor.

Belgenin halen yazılmakta olması nedeniyle değişikliklere ilişkin bilgi veren yetkililerin isimleri açıklanmazken, Beyaz Saray'ın da konuyu gündeme getirmediği kaydedildi. Bununla birlikte, belgenin yeniden yazılmasının, nükleer silahların yok edilmesi ve kullanılabileceği koşulların sınırlanması konularında verdiği sözler gibi, Obama'nın Amerikan dış politikasına damgasını vurmasının son örneği olduğu yorumu yapılıyor.

"Yeni başlangıç"

Habere göre, belgedeki revizyonların, Beyaz Saray'ın açıkça tartıştığı, ABD'nin Müslüman uluslarla sadece nasıl konuştuğu değil, aynı zamanda sağlıktan bilime, iş dünyasından eğitime kadar neler konuştuğu hususlarında da değişikliğe gidilmesi yönündeki daha geniş çabanın bir parçası olduğu belirtiliyor.

Amerikan yönetiminin İslam ile terörizmi birbirinden ayırma yönündeki girişimleri, Obama'nın ABD ile Müslüman dünyası arasındaki ilişkilerde "yeni başlangıç" sözünü verdiği tarihi Kahire konuşmasından bu yana yaklaşık bir yıldır devam ediyor. Beyaz Saray, önceki yönetimin bu ilişkiyi tamamen "terörle savaş ve fikirler savaşını kazanma" üzerine temellendirdiğine inanıyor.

Ulusal Güvenlik Konseyi yetkililerinden Pradeep Ramamurthy, "Nüfusunun büyük çoğunluğu terörist olmayacak bir ülkeye gidiyorsunuz ve 'terörist olmamanız için size bir hastane inşa ediyoruz' diyorsunuz. Bu çok da mantıklı değil" dedi.

Ramamurthy, Obama'nın, "ulusal güvenlik hedeflerinin takibinde" diplomasinin ve açılımın kullanılması misyonuyla geçen Mayısta kurduğu, Ulusal Güvenlik Konseyi bünyesindeki Küresel Diyalog Biriminin başında yer alıyor.

Birimin, kurulduğundan bu yana terörle savaşa dair dilin değişmesine katkıda bulunmakla kalmadığı, ülkenin Müslüman iş dünyasına yatırımlarını, küresel ısınma üzerindeki çalışmalarını, bilimsel araştırmalara desteğini ve çocuk felciyle mücadeleyi şekillendirdiği de ifade ediliyor. Diplomatların yurt dışına çıkmadan önce, Ramamurthy ya da yardımcısı Jenny Urizar'dan brifing aldığı belirtiliyor.

Eski başkanlardan Ronald Reagan'dan ilham aldı

Ramamurthy'nin, "ABD'yi terörizmle savaşan mı, yoksa birlikte iş yapılmak istenen bir ulus olarak mı görmek istersiniz?" sözleriyle dile getirdiği mesajı verebilmek için, Obama'nın metin yazarlarının, "hiç beklenmedik bir kaynak" olarak nitelendirilen eski başkanlardan Ronald Reagan'dan ilham aldığı ifade ediliyor.

Reagan, 1984 yılında komünist Çin'i ziyaretinde, Şangay'daki Fudan Üniversitesinde yaptığı konuşmada, eğitimden, uzay ve bilimsel araştırmalardan, özgürlüklerden bahsetmiş, ancak komünizm ve demokrasiye hiç değinmemişti. Tıpkı Reagan'ın Çin'de yaptığı gibi Obama da, Kahire konuşmasını, "terörizmin çok daha ötesinde konularda birlikte çalışabiliriz" mesajını vermede fırsat olarak görerek, terörizme kısaca atıfta bulundu ve onun yerine işbirliği hususuna odaklandı. Obama örneğin, çocuk felciyle mücadelede İslam Konferansı Teşkilatı ile birlikte çalışacağını duyurdu.

Ancak tüm bu çabalara rağmen, kamuoyu yoklamaları, Müslüman dünyası içinde ABD'ye olumlu bakanların oranında tutarlı bir ilerlemeye işaret etse de, halen çoğunluğun bakışının olumsuz olduğunu ortaya koyuyor.

Bu konularda ilginizi çekebilir