AB'deki büyüme Türkiye'nin gerisinde kaldı
Dünya Bankası AB'deki büyümenin Türkiye'nin gerisinde kaldığını bildirdi.
Dünya Bankası'na göre Avrupa'da toparlanma yavaş ve önemli risklerle birlikte olsa da güçleniyor. Toparlanmayı sürdürülebilir kılmak için Avrupa'nın ihracat ve yatırımı destekleyen, istihdam yaratan ve zayıf toplum kesimlerini korumaya alan reformları sürdürmeye gereksinimi bulunuyor.
Avrupa'da ekonomik büyümenin 2013'teki yüzde “0” ve 2014'teki yüzde 1.3 oranından sonra; 2015 ve 2016'da yüzde 1.8 ve 2 oranlarına yükselmesi bekleniyor.
Dünya Bankası'nın yeni yayınlanan AB Düzenli Ekonomik Raporu'na göre orta ve doğu Avrupa ülkeleri, 2015 yılında, sağlıklı tüketici talebi, yatırımda tedrici bir geri dönüş ve süren ihracat artışı üzerinde temellenen, yüzde 2.4'ün üzerine çıkan bir oranda, Avrupa ortalamasının üzerinde büyümeye devam edecek.
Rapora göre büyüme sonunda, Avrupa'ya 2014 yılında döndü ve adımları da tedrici olarak güçlendi. Güçlenme, tüketimi destekleyen artan tüketici güveni ve yatırımda bir hızlanma üzerine temellendi.
AB ekonomisi 2014'te özellikle, özel tüketim olmak üzere iç talep artarken yüzde 1.3 genişledi.
Avrupa'nın başlangıçta 2008 ve 2012-13'teki finansal krizlerden sonraki toparlanması, 2010'e göre yüzde 3'ten az artmış reel GSYH düzeyleriyle; ABD'deki yüzde 10, Kore ve Meksika'da yüzde 15 ve Türkiye ile Şili'deki yüzde 20 puanlık bir ekonomik genişlemeye kıyasla, geçen dört yılda diğer OECD ekonomilerindeki gelişmelerin gerisinde kaldı. Sadece Japonya'da 20 yıldan fazla bir süre baskılanmış büyüme Avrupa'daki seviyelere benzedi.
Dünya Bankası, AB'deki bu uzun süren ve halsiz toparlanmanın nedenlerinden biri olarak özellikle, İrlanda, İngiltere, orta ve doğudaki AB ülkeleri yanında, birçok güneydeki AB üyesini etkilemiş bulunan, sürdürülemez kredi ve konut patlamalarının aşama aşama çözülmesini gösterdi.
Yüksek cari açıkta ifadesini bulan yapısal dengesizliklerin ortaya çıkışıyla rekabet edilebilirliğin kaybı ve hem özel sektör, sonra da kamu borçlarında hızlı birikim de yavaş büyümeye yol açan nedenlerden biri oldu.