6 milyon Türk, bankacılık hizmeti almıyor

Boston Consulting Group, Türk bankacılık sistemini mercek altına aldı. Buna göre Türkiye'de 15 yaşından büyük nüfusun sadece yüzde 49'unun bankacılık ilişkisi var; bu oran Avrupa'da yüzde 100

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

İSTANBUL - Danışmanlık şirketi The Boston Consulting Group'un (BCG) yaptığı bankacılık araştırmasına göre dünyada son iki yıldır yaşanmakta olan finansal dalgalanma ortamı küresel bankacılık sektöründe olduğu gibi Türkiye'de de ciddi etkilere yol açtı.

Raporda bankaları şube sayılarını artırıp, müşteriyle bire bir ilişki kurmaya çağıran BCG, şube ağlarının etkin kullanımı için bankaların dikkat etmesi gereken 6 ana adımı şöyle sıraladı:

• Şubenin rolünü önemseyin

• Şube ağınızı ve şube yapılanmanızı gözden geçirin

• Şube ağının maliyet yapısını gözden geçirin ancak ilk adım olan segmentasyonu atlamayın

• Müşterinin şube tecrübesinden tatmin olmasını sağlayın

•  Satış verimliliğini yeniden canlandırın

• Kriz sonrası hizmet modelinizi netleştirin, bu modele uyum sağlayın

BCG'nin global çalışmasını Türkiye perspektifinden değerlendiren BCG İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Burak Tansan, Türk bankacılık sisteminin küresel krizden olumsuz olarak etkilenmeden çıkmayı başardığını söyledi. "Burada güçlü sermaye yeterlilik oranları, 2001 krizinin ülkemize kattığı bir sigorta olarak, bankacılık sistemini korudu. Ayrıca 'toxic asset' denilen karmaşık yatırım araçları da ülkemizde bulunmadığından Türk bankacılık sistemi krizi sadece artmakta olan ancak sektördeki gelişmiş risk yönetim becerisi nedeniyle çok yüksek seviyelere çıkmayan takipteki kredi oranları ile atlattı" diye konuşan Tansan, rapordan Türkiye'deki bankalar için çıkan mesajları şöyle sıraladı:

1.Türk bankacılık sistemi henüz doygunluktan çok uzak. Türk bankacılık sistemi büyüklüğünün ülke ekonomisine oranı da Avrupa'nın yaklaşık üçte biri civarında. Türkiye'deki mevduat ve kredilerin toplamı GSMH'nın %72'sine denk gelirken Avrupa'da bu oran %227 civarında. Türkiye'de 15 yaşından büyük nüfusun sadece %49'unun bankacılık ilişkisi var; bu oran Avrupa'da 100%.

2.Şube ağları, bankacılık hizmetlerinin yaygınlaşmasında çok önemli bir rol oynuyor. BCG araştırmalarına göre Türk halkı halen şubelerde bankacılık yapmayı tercih ediyor. Alternatif kanallar gelişse de Türk bankacılık müşterileri "şubeyi seviyor".

3.Türkiye'de bankacılık sektöründe şube penetrasyonu da hala çok düşük seviyelerde. Bu nedenle şube ağlarının hızlı bir şekilde genişlemesi sürpriz olmamalı. Türkiye'de sektördeki toplam şube sayısının nüfusa oranı Avrupa ortalamasının yaklaşık beşte biri seviyesinde seyrediyor. Avrupa Birliği ortalamasında 1 milyon nüfusa 571 şube düşerken, Türkiye'de aynı nüfusa sadece 108 şube düşüyor.

4.Türk bankaları şube ağlarını oldukça iyi ve verimli yönetiyorlar. Kısıtlı şube sayısı ile Avrupa'nın lider bankalarının benzer ülkelerde yaptıkları iş hacimlerini Türkiye'de yakalayan bankalar var.  Ancak bunun temel sebepleri belli Türk bankalarının şube ağlarını etkin yönetmesinin yanı sıra, Türkiye'de müşterilerin ve kaynakların diğer ülkelere göre çok daha yüksek bir şekilde üç büyük ilde yoğunlaşması ve bunun da şube ağlarında odaklanmayı daha mümkün kılması yatıyor.

Türkiye'de 6 milyon kişi bankacılık hizmeti almıyor

BCG İstanbul Ofisi Yönetici Ortağı Burak Tansan'a göre, "Türkiye'de 6 milyon hanehalkı halen herhangi bir bankacılık hizmeti almıyor. Bu rakam birçok gelişmiş ülkenin nüfus toplamından fazla. Bu bağlamda bankaların şubeleşmesi çok önemli ancak her şube doğal olarak ekonomik anlamda karlı olmuyor; yani bazı bölgelerde banka şubesi açılması şu anda ekonomik olarak mantıklı olmuyor.

Ancak, Türkiye'de bankacılık hizmetlerinin önümüzdeki dönemde hızlı bir şekilde daha yaygınlaşmasıyla beraber Türk bankaları da şube karlılığı takibi ve yapılandırması, merkez ve merkeze bağlı uydu şubeleri, şubelerin içerisindeki ekiplerin birden fazla görevleri oluşumu gibi uygulamalara yönelmeliler. Türk bankaları bu tip adımlarla şubelerin ekonomik karlılık gereksinimlerini aşağıya çekebilir ve yeni bölgelerde de şubeleşmeye gidebilirler. Bizim gerek yurt içi gerekse yurt dışı tecrübelerimize göre, şubenin yerinin doğru belirlenmesi, müşterilere şube içinde doğru hizmet modelinin ve ürünlerin sunulması bankaların performanslarında çok ciddi farklılıklar yaratıyor.

Örnek vermek gerekirse, doğru bir semtte doğru yerde açılan bir şube, aynı ilde çok doygun olan veya potansiyeli yüksek olmayan ve/veya yanlış fiziksel lokasyonda açılan aynı ölçekte bir şubeden 2.5-3 kat daha verimli olmaktadır. Türk bankacılık sistemi için hem şube ağının genişlemesi hem de bunun verimli yapılması çok önemli bir konu başlığı. BCG olarak gelecek için beklentimiz bankalarımızın hem şubeleşmeyi hem de şubelerindeki verimliliği artırması yönünde.  Bunun için ise bahsi geçen ‘6 ana adım' ve daha da önemlisi bunların doğru olarak uygulanması çok kritik". 

Bu konularda ilginizi çekebilir