2014 yılında Batı liderliğini yeniden keşfe çıkacak!

Piyasaların gerildiği, gelişen ülkelerin baskı altında kaldığı 2013 yılını bitiriyoruz. Yeni yılda ekonomik trendlerde bazı değişimler yaşanacak. Bunların başında Batı’nın büyüme hızını geri kazanması geliyor

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Evrim KÜÇÜK

Geride bırakmaya hazırlandığımız 2013 yılı gelişmiş ve gelişmekte olan ekonomilerle ilgili algıların değişmeye başladığı bir dönemdi. Yıl genelinde Çin, Hindistan ve Brezilya gibi gelişen ülkelerin küresel ekonominin motoru olma özelliğini yitirip yitirmediğine dair tartışmalara şahitlik ettik. 2014’te de iyi ekonomik haberler çoğunlukla zengin ülkelerden gelmeye devam edecek. Spor olayları ve seçimler nedeniyle siyasetin ekonomideki ağırlığının hissedileceği 2014’te Batı ülkeleri göz yaşı dökmeyecek.

The Economist dergisi, yeni yıla ilişkin beklentilerinin yer aldığı The World in 2014 (2014’te Dünya) ekini yayınladı. Economic Intelligence Unit’in (EIU) tahminlerine göre küresel ekonominin nasıl bir rota izleyeceğine dair değerlendirmelerin yer aldığı ekte, yeni yılda üç ekonomik değişimin meydana geleceğine dikkat çekildi.

Gelişen ülkelerde dinamizm azalıyor

Bunlardan ilki Batı’nın büyüme hızını geri kazanması. Amerika, Japonya ve Avrupa büyümeye devam edecek, büyük gelişmekte olan ekonomiler ise daha az dinamik bir görünüm sergileyecek. İçeride yaşanan enerji patlaması sayesinde ABD iş dünyası eski gücünü geri kazanacak. Transpasifik ve transatlantik ticaret anlaşmaları Batı’nın ekonomideki liderliğinin yeniden keşfedilmesinin önemli göstergeleri olarak karşımıza çıkacak.

Gelecek yıl Amerika küresel ekonomik büyümeye Çin’den daha fazla katkı sağlayacak, Japonya’nın katkısı da Hindistan’dan fazla olacak. Çin ve Hindistan’ın GSYH’leri zengin ülkelerden daha büyük oranda artmaya devam edecek fakat genel olarak gelişmekte olan ülkeler eski hızlarından uzak bir seyir izleyecek, Batı daha parlak bir görünüm sergileyecek.

ABD ekonomisi son iki yılda 4.3 milyon yeni iş yarattı ve 2014’te 2 milyon yeni iş imkanı daha yaratacak. Ucuz kaya gazının enerji maliyetlerini düşürmesi ABD’nin üretimdeki rekabet gücünü pekiştiriyor. Bu arada, ABD Doları’nın güçlenmesiyle sermayenin ABD’ye geri dönmesi bekleniyor. Krizle mücadele eden Avrupa’da hükümet açıkları yarı yarıya azalmış durumda; verimlilik artıyor, birim işgücü maliyeti azalıyor; İtalya, İspanya ile Portekiz’de cari açıklar düşüyor. İngiltere ekonomisi yeniden büyümeye başladı, Japonya ‘Abenomics’ ile güçlendi.

Zengin ülkelerin hiçbiri 2014’te gözyaşı dökmeyecek. ABD yüzde 3, Japonya yüzde 2 ve Euro Zone yüzde 1.2 büyüme kaydedecek. Çoğu gelişen ülke bu rakamlardan daha hızlı büyüyecek fakat performans açığı daralacak.

İkinci değişim merkez bankaları tarafında meydana gelecek. ABD Merkez Bankası’nın (Fed) tahvil alım programını yavaşlatmaya başlaması bunun ilk adımı. 2014’te dikkatler, yeni başkan Janet Yellen yönetimindeki Fed’e odaklanacak. Ülke ekonomisinin iyileşmesi halinde Fed para basmayı azaltacak ancak daha az para basılması faizlerin yükselmesi ve canlanmanın tehlike altına girmesi anlamına gelebilir. Bu tuzaktan kaçınmak için Fed’in teşviklerden yavaş bir şekilde çıkması gerekiyor. The Economist’e göre Fed’in sağladığı nakit dalgasının dinmesiyle birçok gelişmekte olan ülkeden para çıkışı yaşanacak.

Çin’in bankacılık sistemi tehdit altında

Üçüncü büyük değişim ise Çin’in daha ılımlı bir büyümeye hızına geçiş yapması olacak. Çin, bu yıl ilk kez The Economist’in ‘en hızlı büyüyen on ülke’ sıralamasının dışında kaldı. 2014’te hızlı büyüme için bakılması gereken ülkeler arasında Güney Sudan, Moğolistan ve Bhutan gibi gelişmekte olan ülkeler yer alıyor.  2013’te görevi devralan yeni yönetim yılda yüzde 10 büyüme döneminin sona erdiğini kabul ediyor. Ülke ekonomisinin 2014’te yüzde 7’nin üzerinde büyüme göstermesi beklenmiyor, yine de bunun bile 10 trilyon dolarlık bir orta sınıf ekonomisi için ciddi bir büyüme olduğu gerçeği yadsınamaz. Çin bankalarının batık kredi sorunun büyümesini de Japonya’nın 1990’lar ve ABD’nin 2000’lerdeki durumuna benzeten dergi, ülkedeki gölge bankaların yarattığı tehlikeye dikkat çekiyor.

Türkiye’de ekonomi ivme kazanıyor

Mart ayında yapılacak belediye seçimleri, üç dönemdir ikitarda olan Recep Tayyip Erdoğan ve partisi için bir referandum niteliğinde olacak. The Economist’e göre Erdoğan, 2013 yılındaki protestolar karşısındaki tutumunun bedelini sandıkta ödeyebilir.  Ülke ekonomisinin 2014’te yüzde 4.6 büyümesi, kişi başına gelirin 10.830 dolar olması ve enflasyonun yüzde 7.3 olarak gerçekleşmesi bekleniyor. Bütçenin ise yüzde 2.7 açık vereceği hesaplanıyor.

Dünya nüfusunun %40’ı sandık başında

Diğer yandan 2014 büyük spor olaylarına ve önemli seçimlere gebe. Rusya’nın Soçi kentindeki Kış Olimpiyatları ve Brezilya’nın ev sahipliği yapacağı Dünya Kupası 2014’ün en maliyetli spor olayları. Bu arada siyasi şokların yaşanabileceği bir yıla giriyoruz. Dünya nüfusunun yüzde 40’ı 2014’te sandık başına gidecek. Bunların en önemlilerinden biri muhafazakar Narendra Modi’nin iktidara gelebileceği Hindistan’daki seçimler. Endonezya’da da Jokowi taşları yerinden oynatabilir. Avrupa parlamentosu seçimlerini de unutmamak gerek. İskoçya sonbaharda İngiltere’den bağımsızlığını kazanmak için referanduma gidecek. Bunun etkilerinin Katalonya ve Quebec’e kadar kendisini hissettirmesi mümkün.Türkiye’de yapılacak cumhurbaşkanlığı seçimleri de yakından takip edilecek.

Güney Sudan %35 ile büyüme şampiyonu!

Büyüme liginde 2014’te artık daha yavaş büyüyen bir orta sınıf ülkesi olan Çin yok. En hızlı büyüyen ülkeler savaş sonrası toparlanma sürecine giren, doğal kaynak zengini ya da kumar zengini olanlar. 2011’de Sudan’dan ayrılan Güney Sudan petrol rezervleri sayesinde en hızlı büyüme potansiyeline sahip ülke olarak karşımıza çıkıyor. Madencilik patlamasının destek verdiği Moğolistan, ham madde zengini Türkmenistan, Sierre Leone, kasinolarından büyük gelir elde eden Macau yeni yılın yıldızları. Çatışmalar sonrasında yeniden imar edilen Libya, Irak istikrardan uzak görünmesine karşın listede. Aslında bu ekonomilerin hepsi küçük ölçekte. En hızlı büyüyecek beş ülkenin 2014 yılı toplam GSYH büyüklüğü 130 milyar dolar olacak, yani Çin’in 80’de 1’i kadar.

tablo-043.jpg

The Economist’in ülkeler bazında 2014 beklentisi

[PAGE]

The Economist’in ülkeler bazında 2014 beklentisi

AVRUPA

Almanya: Eylül 2013’te üçüncü kez başbakan seçilen Angela Merkel’in hükümet kurmak için hala bir ortağa ihtiyacı var. Ülkenin iç ve dış politikasında önemli bir değişim beklenmiyor. Ülkenin euro-garantörü rolü başbakanın bıçak sırtında kalmasına neden olacak. Ekonomi büyümeye devam edecek ancak fazla hızlı değil. 2014’te büyüme yüzde 1.3, kişi başına gelir 43.420 dolar, enflasyon artışı yüzde 1.8 olarak tahmin ediliyor.

Bulgaristan: Siyasi belirsizlikler nedeniyle 2014’ün yine seçim yılı olması bekleniyor. Artan harcamaların ekonomiye destek olacağı ancak ülkenin kriz öncesi momentumu yakalamasının zor olduğu belirtiliyor. 2014’te büyüme yüzde 2.2, kişi başına gelir 7.530 dolar, enflasyon artışı yüzde 2.3 olarak tahmin ediliyor.

Hırvatistan: AB üyesi olarak ilk yılını tamamlayacak olan ülkede ekonominin beş yıl aradan sonra yeniden büyümesi bekleniyor.   2014’te büyüme yüzde 0.9, kişi başına gelir 13.870 dolar, enflasyon artışı yüzde 2.8 olarak tahmin ediliyor.

Çek Cumhuriyeti: Politik sorunlar nedeniyle başta emeklilik sistemi olmak üzere yapısal reformların hayata geçirilmesindeki sıkıntılar sürecek. Uzun zamandır süren resesyonun ise sonlanacağı tahmin ediliyor. 2014’te büyüme yüzde 1.3, kişi başına gelir 19.300 dolar, enflasyon artışı yüzde 1.8 olarak tahmin ediliyor.

Fransa: Uyguladığı kemer sıkma politikası nedeniyle Cumhurbaşkanı François Hollande, sendikalar, kendi milletvekilleri ve parti tabanından direnç görmeye devam edecek. AB’nin Fransa’ya bütçe açığını yüzde 3’ün altına çekmesi için 2015’e kadar zaman tanıması bekleniyor. Ancak Almanya gibi ülkelerin güvenini sağlamak için Fransa’nın kemer sıkmaya devam etmesi bekleniyor.

2014’te ekonominin yüzde 0.8 büyümesi, kişi başına gelirin 41.410 dolar olması ve enflasyon artışının yüzde 1.8 olması bekleniyor.

İngiltere: Her ne kadar büyümeye konut balonunun neden olduğu ileri sürülse de, ekonomik canlanmanın küresel koşulların yardımıyla korunacağı düşünülüyor. Ülkede enerji ve ulaştırma altyapısına yönelik yatırımlar konusunda şirketlerin çekimser olabileceği belirtiliyor. Yeni yılda büyüme beklentisi yüzde 1.8.

İspanya: Ekonomi yeni yılda daralmaya devam edecek ve kamu finansmanı dışa bağımlılığını sürdürecek. Katalonya ve Bask bölgesindeki bağımsızlık sesleri yükselmeye devam edecek. Ancak hükümet hala umutlu. Reformlar, rekabet gücünü artırdı ve cari açık azaldı. Büyümenin pozitif bölgeye yaklaşmaya başladığı, işsizliğin zirve yapmak üzere olduğu belirtiliyor. 2014 yılında ekonomide yüzde 0.3’lük daralma beklentisi var.

İtalya: Siyasi belirsizlikler;  bütçe dengelenmesi ve istihdam piyasasının canlandırılması gibi reformları zorlaştıracak. Bunlar olmadan ise kamu finansmanını iyeleştirmek ve büyümenin toparlanmasını sağlamak oldukça güç. Ekonominin resesyonla flörtü sürecek ve 2014’te büyüme sadece binde 2 olarak gerçekleşecek.

Macaristan: Ekonominin, Euro Bölgesi’ndeki canlanmadan fayda sağlaması ancak büyümenin diğer gelişmekte olan ülkelerin hızının gerisinde kalması bekleniyor. Yeni yılda büyüme tahmini yüzde 1.7, enflasyon artış tahmini de yüzde 3.1.

Polonya: Teşvikler ve ülkenin ihracat pazarlarındaki canlanma ekonomik büyümeye ivme kazandıracak. Büyümenin yüzde 2.3 olması bekleniyor. Ülkenin ekonomi gündeminin tepesindeki maddelerden biri emeklilik reformu olacak. Bütçe gelirini artırmak isteyen hükümetin her iki cinsiyet için emeklilik yaşını yükseltmesi gündemde.

Portekiz: Kurtarma atmosferi devam edecek. 2011’de sağlanan kurtarma paketi yıl ortasında doluyor ancak ülkenin umulduğu gibi borçlanma piyasasına dönmesi beklenmiyor.Daha fazla hayat öpücüğü gerekebilir. Büyümenin sadece binde 1 olması beklenen ülkede enflasyonun yüzde 1.4 olacağı tahmin ediliyor.

Rusya: Zayıf yatırımlar ve Avrupa’daki ekonomik yavaşlama Rusya ekonomisine de yansıdı ancak iyi bir hasat sezonu, düşen enflasyon ve faiz indirimlerinin 2014 yılında ülke ekonomisini canlandırması bekleniyor. Rusya daha önceleri olduğu gibi emtia fiyatlarına bağımlı olmaya devam edecek. Brent tipi hafif petrolün 2014 yılında varil başına ortalama 107 dolardan satılması bekleniyor, bu da Rusya için iyi bir haber.

Romanya: Ekonomi politikasını IMF ile yapılan stand-by anlaşması şekillendirecek. IMF’nin sıkı bir mali duruş, enerji ve ulaştırma şirketlerinin özelleştirilmesini talep edeceği bir anlaşma var masada. Tüketici güvenindeki iyileşme ve artan ihracat ekonominin itici gücü olacak. 2014’te Romanya ekonomisinin yüzde 3.3 büyüme göstereceği tahmini yapılıyor.

Yunanistan: Avrupa ve IMF’den alınan yardımlar temmuzda sonlandı ancak 2014’te daha fazla yardım gerekebilir. İşten çıkarmalar, özelleştirme, bürokrasinin azaltılması gibi reformlar devam edecek. Bu ekonominin 2014’te yüzde 0.1 küçülmesini engellemeyecek.

ASYA

Bangladeş: Kentleşme ve altyapının yenilenmesine yönelik harcamalar, büyümenin motoru olarak tekstile eşlik edecek. Kişi başına gelirin 970 dolar olacağı 2014’te büyümenin yüzde 5.7 ile dünyada ilk sıralarda yer alması bekleniyor.

Çin: Liderlerin düşük katma değerli ihracat yerine iç tüketim modeline odaklanmasıyla ekonomide ılımlı bir aşağı yönlü trend izleniyor. Komünist Parti’den bir dizi mali ve sosyal reform bekleniyordu ancak radikal politika değişimleri yaşanmadı. Hükümet, vergi tedbirleri ve maaş zamları vasıtasıyla tüketicinin cebine daha fazla para koyacak. Yeni yılda ekonomik büyümenin yüzde 7.3 olması, kişi başına gelirin de 7.740 dolar olarak gerçekleşmesi bekleniyor.

Filipinler: Hükümetin gündeminde yoksullara yardımların artırılması, iş imkanları yaratılmasına olanak verecek endüstriyel kalkınma, kamu-özel sektör ortaklığında altyapının iyileştirilmesi var. Gelir düzeyinin artması hizmetler sektörünü ateşleyecek, yurtdışında çalışan Filipinliler’den gelen paralar da ekonomiye dolar desteği sağlayacak. Büyümenin yüzde 6.6 olması beklenen ülkede enflasyon tahmini ise yüzde 3.3.

Güney Kore: İş dostu bir ortamın desteklendiği ülkede Başkan Park Geun-hye, sosyal refah harcamalarının artırılmasını öngören daha  sol politikalar izleyebilir. Ekonomi 2014’teivme kazanacak ve yüzde 3.4 büyüyecek. 2020 yılına kadarki dönemde yıllık büyümenin yüzde 4’e kadar çıkacağı tahmin ediliyor.

Hindistan: Genel seçimlerin gelecek yıl damgasını vuracağı Hindistan’da ekonominin sadece yüzde 6 büyümeyi başarabileceği tahminleri yapılıyor. Yüksek enflasyon, zayıf para birimi, şirketlerin ağır borç yükü ve uluslararası güven kaybı ekonomi üzerinde baskı yaratmaya devam edecek. 2014’te kişi başına gelirin 1.700 dolar olması, enflasyonun yüzde 9’da seyretmesi bekleniyor.

Japonya: 2014, Başbakan Abe’nin deflasyonist baskıları bertaraf etmek için hazırladığı paket için önemli bir sınav niteliğinde olacak. Mali ve parasal politikaların meyvesini vermeye başladığı paketin büyümeyi desteklemek amaçlı arz ayağının başarıya ulaşma şansının ise sınırlı olması bekleniyor. Vergi artışlarına büyümenin yüzde 2 olacağı tahmin edilen gelecek yıl borçlar ve demografik yapının görünümü bulanıklaştırabileceği ifade ediliyor.

Malezya: Siyasi baskılar hükümetin 2020 yılında yüksek gelir grubu ülkelere dahil olma stratejisinin önünde engel oluşturabilir. Yine de tüketici harcamaları ve yatırımların sürmesinin sayesinde talebin gücünü koruması, ekonominin 2014’te yüzde 5.0 büyümesi bekleniyor. Kişi başına gelir beklentisi ise 11.700 dolar.

KUZEY VE LATİN AMERİKA

ABD: Para politikasını sıkılaşmasıyla yüksek getirili destinasyonlardaki para buraya geri akacak. Ilımlı ekonomik büyüme sürecek. Konut sektöründeki toparlanma, ucuz enerji ve imalatta rekabet gücünün artmasıyla ekonominin yüzde 2.6 büyümesi bekleniyor. Kişi başına gelir beklentisi ise 54.920 dolar.

Meksika: 2014’te enerji sektörünün dışa açılmasının ve vergi tabanının genişletilmesine ilişkin reformların etkileri izlenecek. Büyümenin yüzde 4’e ve kişi başına gelirin 12 bin dolara yaklaşması bekleniyor.

Arjantin: Hükümetin dış ticaretten, sermaye akışına ve döviz kurlarına kadar ekonominin hemen her alanına müdahale ettiği Arjantin’de iyi bir hasat sezonu 2013’te ekonomiye destek vermişti. 2014’te ise işler yavaşlayacak ve büyüme yüzde 2.6 civarında olacak.

Brezilya: Bu yılın ortalarında patlayan protestolar nedeniyle zor bir dönem geçiren Brezilya’da yeni yılda Dünya Kupası yakından izlenecek. Ekonominin ılımlı bir şekilde büyümesi ve diğer BRICS ülkelerinin gerisinde kalması bekleniyor. GSYH artış tahmini yüzde 2.5, kişi başına gelir beklentisi 10.860 dolar.

ORTADOĞU

Irak: Başta enerji şirketleri olmak üzere yabancı şirketlerin yatırımları sürecek. Ekonomi yatırımlara büyük bir sıçrama yaparak yanıt verecek. 2014’te büyümenin yüzde 8.5 olacağı tahminleri yapılıyor.

İran: Yaptırımlar ekonomiyi sıkıştırıyor. Petrol ihracatı istikrara kavuşacak ancak kapasitenin altında kalmaya devam edecek. Ekonomi 2012-13 dönemindeki kaybını biraz telafi edip yüzde 1.0 büyüyecek. Enflasyon ise yüzde 28’i bulacak.

Bu konularda ilginizi çekebilir