2010'daki büyüme 2011'de yakalanamaz
Ernst & Young'ın Avrupa Euro Bölgesi Kış Tahminleri raporunda, 2011'in Avrupa ekonomisi için umut vaat etmediği belirtildi.
İSTANBUL - Ernst & Young'ın, Avrupa Merkez Bankası'nın Euro Bölgesi için geliştirdiği modele dayalı olarak gerçekleştirdiği Avrupa Euro Bölgesi Kış Tahminleri raporunda, 2011'in Avrupa ekonomisi için umut vaat etmediği belirtildi.
Raporda, Avrupa Euro Bölgesi ekonomisinin bu yılın büyük bir bölümünde güçlü bir performans sergilemekle birlikte önümüzdeki yıl GSYH artışının yüzde 1,4 seviyesinde kalıp bölge ekonomisinde yavaşlama görüleceği ifade edilerek, bölgede yer alan 16 ülkenin büyüme ivmelerinin çok farklı seyredeceği kaydedildi.
Avrupa Merkez Bankasının kötüye gidişi gösteren sinyalleri dikkate alarak yaşanabilecek yeni bir krize yönelik ek önlemleri devreye almaya hazırlıklı olması gerektiğine dikkatin çekildiği raporda, Euro bölgesi ekonomisinin canlanmasında Almanya'nın başı çektiği, GSYH artışının bu yıl yüzde 3,5, gelecek yıl ise yüzde 2,1 oranında gerçekleşeceği, kriz öncesi GSYH seviyelerinin ise tahminlerden daha önce, 2011'in sonlarında yakalanacağının öngörüldüğü belirtildi.
Gerek ihracat gerekse son zamanlarda iç piyasanın canlanmasının Almanya'nın toparlanmasına büyük ölçüde katkıda bulunduğu ifade edilen raporda, Alman ekonomisine yakından bağlı ülkelerin, özellikle Slovakya ve Avusturya'nın da, dengeli bir şekilde büyüyeceğinin tahmin edildiği, Fransa ve Hollanda'yı da kapsayan diğer kuzey ülkelerinde ise daha düşük bir büyüme hızının beklendiği kaydedildi.
Euro Bölgesi'ne yönelik herhangi bir tahmini zorlaştıran belirsizliklerin, ülke borcu kriziyle birlikte daha çok ağırlaştığı belirtilen raporda, şöyle denildi:
" 2011'deki yüzde 1,4'lük oldukça temkinli artış hızının gerçekleşme olasılığı yüzde 45'dir. Ayrıca, hem iç talebin daralması hem de bankaların ek stres testleri karşısında bilançolarını düzeltmeye çalışmaları nedeniyle ekonomik canlanmanın daha ağır aksak seyredeceği de öngörülebilir. 2011 ve 2012 yıllarında büyüme artışının sırasıyla yüzde 1 ve yüzde 0,8 seviyelerinde kalacağı öngörülen (referans oranlar sırasıyla yüzde 1,4 ve yüzde 1,7) bu senaryonun gerçekleşme olasılığı rapora göre yüzde 25'dir. Yüzde 10 ihtimalle gerçekleşebileceği öngörülen daha kötü bir senaryoya göre ise, ülke borcu krizinin daha çok ağırlaşması, Euro Bölgesi'nin çevre ülkelerinde devlet borçlarının geniş çaplı yapılandırılmasına ve nihayetinde büyük bir finans krizinin patlak vermesine yol açabilmesi. Bu senaryonun gerçekleşmesi halinde rapor tahminlerine göre Euro Bölgesi'nde GSYH artışı birkaç yıl boyunca eksi yüzde 2–3 aralığında seyredecek ve geçmişteki herhangi bir canlanmanın etkisi sıfırlanacaktır. Böyle bir kriz 2011'de gerçekleşirse Euro Bölgesi'nde GSYH seviyesi 2014 yılı sonunda bile kriz öncesindeki seviyesinden yüzde 3,5 düşük olacaktır."
2011 yılının sonlarından önce faiz oranlarının yükseltilmemesi gerektiği belirtilen raporda, Euro Bölgesi'ne bir bütün olarak bakıldığında gelecek yıl işsizlik seviyesinin düşeceğinin pek beklenmemesi gerektiği, bölgedeki işsiz sayısının 2013'den önce 15 milyonun altına inmeyeceği bildirildi.
"Güney-Kuzey farkı giderek açılacak"
Ernst & Young'ın Eurozone Forecast Kıdemli Ekonomi Danışmanı Marie Diron, yaptığı değerlendirmede, Euro bölgesinin büyük bir ihtimalle bu krizden sıyrılacağını savunarak, " Ancak, en iyi senaryoya göre bile büyüme, bölgenin kuzey ülkelerinde gerçekleşecek ve kaçınılmaz olarak güney ülkelerle fark giderek açılacaktır. Üstelik finans piyasalarında patlak veren her olay çok daha kötü senaryoların gerçekleşme olasılığını artırmaktadır" ifadesini kullandı.
Diron, Avrupa Merkez Bankasının daha ilk baştan parasal genişleme seçeneğini reddetmesinin problem yaratabileceğini belirterek, şu görüşleri dile getirdi:
" Avrupa Merkez Bankasının elindeki silahlar Avrupa Euro Bölgesi'nde ülke borçlarından kaynaklanacak yeni bir krizin etkilerine karşı korunmaya yeterli olmayabilir. Bankanın mevcut araçlarıyla bunu başaracağını söylemek kolay değildir. Kötüye gidiş risklerinin dikkate alınarak Avrupa Bölgesi para politikası için bir 'B Planı' geliştirilmelidir. Avrupa Merkez Bankası, gerektiğinde ilave destek sağlayabilmek için sıkı maliye politikalarının hayli belirsiz etkilerini ve finans piyasalarındaki gelişmeleri izlemeyi sürdürmelidir.
Kötüye gidiş riskleri ciddiyetini koruduğu için 2010'daki büyüme seviyelerinin 2011'de de yakalanması pek mümkün değildir. Kamu finansmanı ve bankacılık sektörlerindeki meseleler Avrupa Euro Bölgesi tahvil piyasalarındaki sorunların daha çok ağırlaşmasına yol açabilecektir. Sonuçta ülke borçlarının ödenmesinde temerrüde düşülürse, bölge tekrar resesyona girebilecektir. Bu koşullarda Avrupa Merkez Bankası bir süre esnek para politikası izlemeli ve kullandığı araçları genişletmeye hazır olmalıdır."
Ernst & Young'ın Avrupa, Ortadoğu, Hindistan ve Afrika Bölgesi Başkanı Mark Otty de, Euro Bölgesi'nde ekonomik durumun öngörülememesi nedeniyle şirketlerin geleceklerini planlamada çok zorlandığını, Avrupa'nın birçok bölgesinde GSYH artışına yönelik kötümserlik hüküm sürerken, ileriye dönük yatırımlar ve istihdam planlarında konservatif yaklaşımın devam ettiğini belirtti.