'Türk-Amerikan ilişkilerinde bahar yaşanabilir'
ABD'de ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin Kongre'de çoğunluğu elde etmesinin, Ankara-Washington ilişkilerine olumlu yansıması bekleniyor
WASHIGNTON - ABD'de ara seçimlerde Cumhuriyetçilerin, Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu elde etmesinin, Suriye ve 1915 olayları gibi meselelerde Türkiye ile Cumhuriyetçilerin örtüşen fikirlere sahip olması nedeniyle Ankara-Washington ilişkilerine olumlu yansıması bekleniyor.
Amerikalılar önceki gün Temsilciler Meclisi'nin tamamı ve Senato'nun üçte biri için sandık başına gitti. Seçimler, resmi olmayan sonuçlara göre, Cumhuriyetçi Parti'nin Kongre'nin her iki kanadında da çoğunluğu elde etmesiyle noktalandı. Yürütmenin Beyaz Saray'da Demokratlarda, yasamanın da Kongre'de Cumhuriyetçilerin elinde olmasının, zaten bölünmüş olan ABD siyasetinde Başkan Barack Obama ile Kongre arasındaki çekişmeyi daha da kızdırması büyük olasılık. Obama ile Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçen Kongre'nin karşı karşıya geleceği en büyük noktalardan biri de şüphesiz dış politika, çünkü yürütmenin başındaki Obama ile yasama organı Kongre'nin dış politikaya bakış açılarında belirgin farklılık bulunuyor. Böyle bir ortamda da Amerikan dış politikasında Türkiye'ye yönelik yaklaşımın, Ankara'nın Cumhuriyetçilerle olan bazı fikir birliklerinden dolayı olumlu bir seyir göstereceği öngörülüyor.
"Suriye konusunda Türkiye rahatlayacak"
Washington Enstitüsü Türkiye Araştırma Programı Direktörü Soner Çağaptay, Cumhuriyetçilerin Kongre'nin her iki kanadında da baskın gelmesinin, Türkiye açısından olumlu sonuçları olacağını söyledi.
"Cumhuriyetçilerin dış politikadaki görüşleri bazı konularda Türkiye'ye daha yakın, bazı konularda ise daha sıkıntılı" diyen Çağaptay, Cumhuriyetçilerin Ankara ile fikir birliği içinde olduğu konuların başında Suriye krizinin geldiğine vurgu yaptı. Çağaptay, Çay Partisi gibi marjinal kesimlerin dışında Cumhuriyetçilerin ana akım kanadının, Suriye'deki krizde Türkiye'nin tavrına daha yakın bir çizgide bulunduğuna işaret ederek, Cumhuriyetçilerin Beşşar Esed'e karşı uluslararası askeri girişim, ılımlı muhaliflerin eğitilmesi ve donatılması ve temel hedefin Esed'in yönetimden uzaklaştırılması konusunda Türkiye ile aynı ortak paydada buluştuğuna dikkati çekti. Son dönemde terör örgütü IŞİD'e odaklanan ABD'nin Suriye stratejisinde, senatör John McCain gibi kişilerin en başından beri politikanın Esed'e yoğunlaşması gerektiğini dile getirdiğini anımsatan Çağaptay, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu aynen Ankara'nın söylediği ve istediği. Dolayısıyla Suriye konusunda Türkiye rahatlayacak. Kongre, ciddi bir güç kaynağıdır, Amerikan siyaseti için gerek muhaliflerin desteklenmesi ve eğitilmesi, gerekse Esed'e karşı bir girişim başlatılması için Türkiye'nin tavrına, tezine yakın politikalar üretecektir".
Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Washington DC Araştırma Direktörü Kadir Üstün de John McCain ve Lindsey Graham gibi senatörlerin, ara seçimlerin ardından daha etkin konuma gelecek olmasıyla Suriye meselesinde Obama yönetimini Türkiye'nin çizgisi doğrultusunda zorlayabileceklerini kaydetti. "Cumhuriyetçilerin Senato'da çoğunluğu elde etmesi dış politikada belli değişikliklere neden olacaktır" diyen Üstün, Cumhuriyetçilerin Başkan Obama'yı savunma harcamalarında kesintiye gitmesi ve IŞİD konusunda değişikliğe itebileceğini dile getirdi. Üstün, "Irak'ta hükümete daha fazla destek verilmesi, belki de Amerikan askerlerinin sahaya indirilmesi konusunda yönetimi zorlayabilirler. Hem Suriye hem Irak'ta daha fazla bir Amerikan angajmanı beklenebilir. Sonuçta Obama burada verdiği sözlerden geri adım atmak istemeyecektir ama Suriye konusunda Obama yönetimini daha kapsamlı bir politikaya yöneltirlerse Türkiye ile ilişkiler özellikle Suriye ve Irak konusunda daha olumlu gelişme gösterecektir" değerlendirmesinde bulundu.
"Türkiye-İsrail ilişkilerinde normalleşme Kongre'de Ankara'nın lehine olur"
Yeni dönemde Türkiye'nin Kongre ile sıkıntı yaşayabileceği konuların başında, Ankara'nın İsrail ile olan ilişkilerinin yer alması bekleniyor. Türkiye-İsrail ilişkilerinin mevcut durumunun Kongre'de belirli bir rahatsızlık oluşturduğuna değinen Çağaptay, Demokratlara göre Cumhuriyetçilerin İsrail'e daha yakın olmasına dikkati çekti.
"ABD Kongresi Amerika'nın iki müttefiki saydığı Türkiye ve İsrail'in iyi geçinmesini istiyor" diyen Çağaptay, şunları kaydetti:
"Cumhuriyetçilerin bu konudaki hassasiyetinin Demokratlara göre daha da derin olduğunu söylemek mümkün. Çünkü Cumhuriyetçiler dış politikada güvenlikçi refleksi kuvvetli bir parti. ABD'nin Ortadoğu'daki iki müttefikinin iyi geçinmemesinin ABD'nin çıkarına aykırı olduğunu düşünüyorlar. Dolayısıyla Türk-İsrail ilişkilerinde normalleşme yaşanması için böyle bir beklenti olacaktır veya böyle bir normalleşme olursa Cumhuriyetçilerin çoğunlukta olduğu Kongre de Türkiye'nin lehine olur".
Çağaptay, normalleşmenin yaşanmaması durumunda ise Kongre'de Türkiye'ye ilişkin çok daha fazla sorunların ortaya çıkabileceği öngörüsünde bulundu.
"Türkiye'yi kaybedilmemesi gereken ülke olarak gören Cumhuriyetçiler var"
1915 olaylarının 100'üncü yılı olacak 2015 öncesi Kongre'nin Cumhuriyetçilerin kontrolüne geçmesi, 1915 olaylarına ilişkin Ermeni iddialarını içeren tasarılar açısında da Türkiye'nin lehine görünüyor. Senato'da Ermeni lobisinin en güçlü destekçilerinden Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Robert Menendez'in koltuğunu kaybederek yerine Ermeni iddialarına karşı çıkan Bob Corker'ın geçecek olması, pozitif gelişme olarak yorumlanıyor.
Cumhuriyetçilerin 1915 olaylarına yaklaşımda Türkiye'ye yakın olduklarına vurgu yapan Çağaptay, "Ne zamanki tasarılar gündeme geldi, bunu engelleyen taraf Cumhuriyetçiler oldu" hatırlatmasında bulundu.
Çağaptay, Cumhuriyetçilerin güvenlik refleksleri ağır basan bir grup olduğu için Ankara'yla ilişkileri bozmak istemeyeceğine işaret ederek, "Türkiye'yi önemli bir müttefik, kaybedilmemesi gereken bir ülke olarak gören Cumhuriyetçiler var. O açıdan bakıldığında Cumhuriyetçi partinin çoğunluğu elde etmesi Türkiye için bir kazanç" yorumunu yaptı.
Ermeni iddialarını içeren tasarılar konusunda Cumhuriyetçilerin daha pozitif olabileceği konusunda Çağaptay ile aynı fikri paylaşan Kadir Üstün, söz konusu iddiaların 100'üncü yılında ise havanın farklı olacağı ikazında bulundu. Temsilciler Meclisi Başkanı Boehner'in iddialarla ilgili tasarıları daha önce gündeme almayacağı sözü verdiğini anlatan Üstün, "Cumhuriyetçiler bu konuda hassas olacaktır. Türkiye ile aralarını daha sağlamlaştırmak isteyeceklerdir" ifadesini kullandı.
"2015'te belirli bir gürültü olacaktır" diyen Üstün, Başkan Obama'nın seçilmeden önce Ermenilere söz verdiğini hatırlatarak şunları kaydetti:
"Bu spekülasyon olur ama yine böyle bir tasarıyı Demokratlar gündeme getirirse Obama belki karşı çıkmayabilir de. Cumhuriyetçiler bunu kendilerinden gündeme getirmek istemeyeceklerdir ancak Kongre'de yeterince Ermeni lobisine yakın insan var. Dolayısıyla bu tasarı yeniden bir şekilde gündeme gelecektir ama Cumhuriyetçilerin Kongre'de çoğunluğu ele geçirmesiyle tasarının geçme ihtimali daha da azaldı diyebiliriz".
"İlişkilerde kesinti, çöküş yaşanmaz"
Türkiye'nin etrafında yer alan ülkelerin ABD ile sorunlar yaşaması, Washington gözünde Türkiye'yi stratejik bir öneme sahip bir ülke konumuna getiriyor. ABD'nin İran, Suriye, Rusya ve Irak ile belirli sıkıntılar yaşadığı göz önünde bulundurulduğunda, Türkiye ile ilişkilerde kesinti veya çöküş yaşanmayacağını dile getiren Çağaptay, "Nihai analizde Kongre'de veya Beyaz Saray'da hangi partinin olduğu çok fazla fark ettirmiyor" dedi. Çağaptay, "Türkiye olmazsa olmaz ülke değil Washington'ın gözünde ama çok kıymetli bir ülke. Bu analizi hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar yapıyor, dolayasıyla aynı analizi yapmaya devam edecekleri için ilişkilerde kesinti, çöküş yaşanmaz, dönüş de yaşanmaz.
Bu ilişkilerde gidişatın değişmesi, örneğin 2015'i bekliyoruz, Kongre'de bu Ermeni soykırımı tasarısı geçirilecek mi geçirilmeyecek mi ya da Beyaz Saray bunu (soykırımı) ifade edecek mi etmeyecek mi beklentileri var. Varsayalım ki Suriye'deki güvenlik algısında ve Türk-İsrail ilişkilerinde normalleşme yaşandı. Türkiye'nin stratejik öneminden dolayı zaten o Cumhuriyetçi ağırlıklı Kongre'nin Türkiye'ye vereceği kıymetle Türk-Amerikan ilişkilerinde Kongre açısından bir bahar yaşanabilir" diye konuştu.