'Referandum ekonomik bir kaosu başlatır'

Capital Economics'in Avrupa Ekonomisti Maeve Johnston, referandumda 'evet' çıkarsa, İskoçya'nın ekonomisi üzerinde dikkate değer olumsuz bir etkisi olacağını açıkladı

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

LONDRA  -  Uluslararası ekonomistler 18 Eylül'de yapılacak olan referandum öncesinde İngiltere ve İskoçya'nın kamuoyunun nihai kararını vermesi için ekonomi kartlarını oynamaya başladığını belirterek, bağımsızlığın ekonomik bir kaosu başlatabileceğini düşünüyor. 

İskoçya'nın bu ay gerçekleştirilecek referandumda vereceği karar, birçok yönden hem İngiltere'nin hem de İskoçya'nın ekonomik geleceğini belirleyecek olmasına rağmen, para birimi, sınır kontrolü, AB üyeliği, nükleer program ve petrol kaynaklarıyla ilgili birçok konu belirsizliğini korumaya devam ediyor. 

Merkezi Londra'da bulunan Capital Economics'in Avrupa Ekonomisti Maeve Johnston, "Biz İskoçya'nın bağımsızlık referandumunda 'hayır' demesi halinde finans sektörünün tepkisinin büyük olmayacağını düşünüyoruz. Birçok şirket bağımsızlığın gerçekleşmemesini bekliyor zaten. Fakat referandumda eğer 'evet' çıkarsa,  bunun İskoçya ekonomisi üzerinde dikkate değer olumsuz bir etkisi olur" uyarısında bulundu. 

Kamuoyu anketleri çerçevesinde piyasalarda referandumdan "hayır" çıkmasının fiyatlamalarda esas alındığını belirten Johnston, "Bağımsızlığın gerçekleşmemesi halinde piyasalarda rahatlamayla birlikte gelen bir artış görülebilir. Bağımsızlığın seçilmesi halinde İskoç varlıklarında hızlı bir satış gelecek, ciddi bir sermaye çıkışı yaşanacaktır" değerlendirmesini yaptı. 

İngiltere'nin finansal kriz sonrasında İskoç bankalarını iflasın eşiğinden kurtarmasının ardından ortak kamu borçlarının bağımsız İskoçya tarafından üstlenilmemesi olasılığı İngiltere'yi endişelendirmeye devam ediyor. 

 "Bağımsızlık sterlini vurabilir" 

Johnston, "Eğer İskoçya borçlarını üstlenmezse, bu durum sterlini vurabilir. İskoçya'nın bağımsızlığı halinde oluşacak belirsizlik, İskoçya müzakereleri yürütüp, kredibilitesini yeni kurumlarla inşa etmeye çalışırken, ekonomi üzerinde ağırlığını hissettirecektir. Uzun vadede İskoçya, kamu finansmanında giderek azalacak Kuzey Denizi petrollerinden gelen gelir ve yaşlanan nüfus sebebiyle zorluk yaşayabilir" yorumunu yaptı. 

Uluslararası finans uzmanı Chris Skinner ise İngiltere ve İskoçya arasındaki finansal hizmetler sektörünün birbirleri ile yakın ilişkide olduğunu vurgulayarak, "Lyods Bankacılık Grubu aslında bir İskoçya bankası, Royal Bank of Scotland da öyle. Bu bankalar Edinburgh'da kayıtlı faaliyet gösteriyor. Eğer referandumda bağımsızlık kararı çıkarsa bu bankaların İngiltere bankası olarak yeniden kayıtlı hale gelmesi gerekir" dedi. 

Çok sayıda sigorta şirketinin de İskoçya'da faaliyet gösterdiğini belirten Skinner, bağımsızlık kararı verilmesi halinde başta Standard Life olmak üzere bazı sigortacılık şirketlerinin de merkezlerini İskoçya'dan İngiltere'ye taşıyabileceğinin altını çizdi. 

Skinner, İskoçya'nın yıllık milli gelirinin yüzde 8'inin finans hizmetleri sektöründen geldiğini, bunun da yaklaşık 8 milyar sterline yaklaşan bir sektörü oluşturduğunu, sektörün ülke genelinde 200 bin istihdam sağladığını vurguladı. 

İskoçya Finansal Hizmetler verileri de Skinner'ı doğrular nitelikte. Örneğin 2007 yılında bu yana İskoçya'nın finans sektörü yüzde 23 büyüme kaydederek toplam 9 bin kişinin istihdama katılmasını sağladı. 

Uzmanlar, İskoçya'nın bağımsız olması halinde sterlini para birimi olarak koruyup koruyamayacağı konusunu temel endişe kaynağı olarak görüyor. Bağımsızlık yanlısı İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakanı Alex Salmond, İngiliz sterlininin ortak para birimi olarak kullanılmasından yana olduğunu sıklıkla dile getiriyor. Salmond, para birimi ve İskoçya'nın kamu borcu yükümlülüklerinin bağımsızlık sonrası İngiltere ile yapılacak müzakerelere bırakılmasından yana. Sterlinin ortak para birimi olmaması halinde bağımsız İskoçya'nın Avro Birliği'ne katılması konuşulsa da, Salmond'ın sterlin birliğini tercih ettiği biliniyor. 

İskoçya'nın bağımsızlık referandumu öncesindeki "bilinmeyenlerden" biri de Kuzey Denizi petrol ve doğalgazının ne şekilde kullanılacağı. İskoçya'nın bağımsızlık hareketini yürüten Salmond, Kuzey Denizi petrol ve doğalgazının gelirleri ile halkın adına Norveç'tekine benzer bir emeklilik fonu kurulmasını öneriyor. Öte yandan 1970'li yıllardan beri kullanılan rezervlerin halen ne kadar petrol ve doğalgaza sahip olduğu, ekonomik olarak İskoçya'yı ne kadar süre kalkındırabileceği konusunda kesin bilgi bulunmuyor. 

"Yıllık petrol geliri 6,1 milyar sterlin" 

Üstelik rezervlerin azaldığı yönündeki verilerin bir kısmı İngiltere'nin projeksiyonlarına da yansıtılmış durumda. Örneğin, İngiliz hükümetinin bilgilerine göre, Kuzey Denizi'den 2012 yılında elde edilen 6,1 milyar sterlinlik yıllık gelirin, 2018-19 yıllarında 3,5 milyar sterline gerilemesi bekleniyor. 

Buna rağmen "Evet İskoçya" kampanyasının üyelerinden Dan McDonald'a göre İngiliz hükümetinin tahminlerinden 6 kat daha fazla gelir elde etmek mümkün. 

İskoçya'nın bağımsız olması halinde özellikle göçmen politikaları ve sınır kontrolü konusunda da İngiltere ile karşı karşıya gelmesi olasılığı bulunuyor. İskoçya bağımsız olması halinde yılda göçmen kabulünü yüzde 10 oranında artırarak, her yıl yaklaşık 24 bin göçmeni ülkeye kabul etmeyi planlıyor. Her ne kadar İskoçya Bölgesel Hükümeti Başbakanı Salmond, ülkede sınır kontrolüne gerek olmayacağını, ortak seyahat alanı içerisinde kalacaklarını söylese de İngiltere İçişleri Bakanı Teresa May, "bir nevi sınır kontolünün" gerekebileceği uyarısında bulunuyor. İşçi Partisi Lideri Ed Miliband ise daha önce İskoçya'nın bağımsız olması halinde İngiltere ve İskoçya arasına sınır kontrol merkezleri kurulmasının önermişti. 

İskoçya'da bağımsızlık yanlılarının ele almayı taahhüt ettikleri bir diğer önemli konuda İngiltere'nin Vanguard denizaltılarında taşınan Trident füzeleri. Bağımsızlık yanlısı hareket, 1960'lı yıllardan bu yana İskoçya'nın batı sahilde konuşlanan füzelerin 2020 yılı itibariyle kaldırılacağının ve bağımsız İskoçya topraklarında nükleer silah bulundurulmayacağının sözünü veriyor. 

İş dünyası bağımsızlıkta bölündü 

İskoçya'nın gelecek ay yapacağı bağımsızlık referandumunun, İskoç ekonomisinin geleceği açısından önemli olacağını belirten 200'ün üzerinde iş adamı, geçen hafta açık bir mektup yazarak bağımsızlığın İskoç ekonomisinin çıkarına olduğunu vurguladı 

"The Herald" gazetesinde yayımlanan mektupta, "Bağımsız İskoçya küçük ve büyük bütün girişimleri ülkede istihdamın yaratılması için asıl zenginlik olarak görecektir. Bağımsız İskoçya inovasyon, girişim kültürü ve işletmeciliği cesaretlendirecek. İskoçya'nın bağımsız olması ülkenin büyük kaynaklarını ülkenin çıkarları doğrultusunda orada yaşayan ve çalışan insanlara yönlendirmesi gücünün elimize geçmesini sağlayacaktır" ifadelerine yer verilmişti. 

Öte yandan yine geçen hafta 130 iş adamından oluşan başka bir grup da bağımsızlığın ekonomiye etkilerine ilişkin uyarıda bulunan bir açık bir mektup yayınlayarak, bağımsızlık fikrine açıkça karşı çıktılarını ifade etmişti. 

18 Eylül'de yapılacak bağımsızlık referandumunda Birleşik Krallık'tan ayrılma kararı çıkması halinde İskoçya Hükümeti anayasanın hazırlanmasını sağlayacak yasa tasarısını İskoç Parlamentosu'na sunacak. 

Bu konularda ilginizi çekebilir