"tuhaf" istanbul öyküleri

Haldun Hürel'in yeni kitabı Tuhaf ve Kısa Öykülerde İstanbul Kapı Yayınları'ndan çıktı.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Hürel kitabında okurları "dillerin tabir, kalemlerin tasvir etmesi mümkün olmayan" bir İstanbul'a tuhaf ve kısa öykülerle götürmeyi amaçlıyor. İşte onlardan ikisi:

baba-kız gezemez

"Osmanlı'nın son dönemlerinde İstanbul'un vapurlarında kadınlar ve erkekler ayrı bölümlerde oturmaya devam ederlerdi. Ama beri yandan, ‘daha Batılı' olarak nam salmış Beyoğlu caddelerinde, kızlar babaları ile birlikte dolaşabiliyorlardı. Gelgelelim, sultanın oturduğu Yıldız'a yakın olan Beşiktaş ve çevresinde, baba-kızın ‘bu şekilde gezinmesine' izin verilmiyordu!.."

portakal zehirler mi?

"Eski İstanbul'un ne kadar bol ve ünlüydü meyveleri, sebzeleri… Hemen her evin arka bahçesinde bir meyve ağacı olurdu demek hiç de yanlış sayılmazdı. Ama bütün meyveleri ne zaman tanıdı acaba koca İstanbul?..

Portakalı 16. yüzyılda gördü. Ispanak İran'dan geldi bize. Fasulye Mısır'dan, patates ise Amerika'dan… Turp İtalya'dan ve vazgeçilmezimiz patlıcan ise Hindistan'dan… Domates ve patlıcanla ilk tanışan İstanbulluların bazıları, bunları ‘zehirli olabilir' endişesiyle, sadece ‘süs bitkisi' (!) olarak kullanmıştı!.."

TUHAF VE KISA ÖYKÜLERDE İSTANBUL, Haldun Hürel, Kapı Yayınları, 400 s.

Bu konularda ilginizi çekebilir