ortak lezzetlerimiz
Üç kıtaya yayılmış Osmanlı kültürü, mutfağını birlikte barış içinde yaşadığı bu halkların mutfağıyla zenginleştirmiş. O yüzden dünyanın bilinen en zengin birkaç mutfağından biri olarak anılıyor.
Biz aşure diyoruz, Ermeniler anuşabur diyor; biz kete diyoruz, onlar kata diyor. Biz ıspanak diyoruz, Museviler ıspanaka diyor; biz zeytin diyoruz, onlar azetuna diyor.
Rumlar fasulaki diyor, biz kuru fasulye diyoruz; onlar kılıçbalığının pastırmasını yapıyor, biz etin.
Üç kıtaya yayılmış Osmanlı kültürü, mutfağını birlikte barış içinde yaşadığı bu halkların mutfağıyla zenginleştirmiş. O yüzden dünyanın bilinen en zengin birkaç mutfağından biri olarak anılıyor.
Meyve kurularıyla, baharatlarla pişirilen etler, köfteler, dolmalar, pilavlar, burekas'tan gül böreğine hamur işleri, tarator çeşitleri, mezeden ana yemeğe deniz mahsulü tarifl eri, meyve püreleri, hoşafl ar, tatlılar, ezmeler, reçeller, ekmekler… Gülhan Kaya, işte bu lezzetleri derlemiş, tarifl erini kitaplaştırmış… Kaya, 1970 Ankara doğumlu. Selanik göçmeni bir ailenin çocuğu olan babaannesi Antik Şehriban'ın mutfağından çocukluğundan itibaren çok etkilenmiş ve onun tarifl erini günümüze taşımayı hayal etmiş. Bu hayalini, 2000 yılında kurduğu ilk işletmesi olan Mahzen Giritli Restaurant'la gerçekleştirmeye çalışmış. Mahzen Giritli, 2008 Girit Balıkçısı'nın kurulmasına vesile olmuş. Kaya, "bu lokantalarının mutfağında geliştirdiği yemekleri, sonraki nesillere aktarmak amacıyla bu kitabı kaleme aldığını" söylüyor…
ERMENİ, MUSEVİ, RUM EVLERİNDE PİŞEN YEMEKLER, Gülhan Kaya, Hayykitap, 248 s.