o yüzyıl hiç unutulmayacak!
Yazar, şair ve editör Öner Ciravoğlu, "Bitmeyen Yüzyıl" isimli şiir kitabıyla geride bıraktığımız 20. yüzyıla selam gönderiyor. Çocukluğun, modern romanın kadın kahramanlarının, efsane ve mitlerin bu el sallayışı yeni çağa da temkinli bir merhaba âdeta.
FARUK ŞÜYÜN
Bu güzel sözcüklerle başlayayım dedim "Bitmeyen Yüzyıl"ı anlatmaya…
Öner Ciravoğlu, eski adıyla Bâbıâli'deki en eski dostlarımdan birisi. Ben, 1976 yılında basın dünyasına adım attığımda, o benden iki yıl kıdemliydi. 1974 yılında düzeltmen olarak başlamıştı bir dergide. Ancak onunla tanışmamız daha sonraları, Yazarlar ve Çevirmenler Kooperatifi (YAZKO) iledir. Yazko yazarları bir araya getirmiş ve kooperatif yöntemiyle hızla kitaplarını basmaya başlamıştı. Bu arada dergiler de çıkarıyorlardı: Memet Fuat yönetiminde Yazko Edebiyat, Ahmet Cemal yönetiminde Yazko Çeviri, Selahattin Hilav yönetiminde Yazko Felsefe ve haftalık gazete Somut… Ben de yazılarımı Somut'ta yayınlıyordum. Yazko'nun Cağaloğlu'ndaki binası edebiyatçıların, yazarların buluşma noktasıydı. Yazko'da çalışan, yazıişleri müdürlüğü yapan Öner'le her uğradığımda kelam etmek, bana keyif veriyordu.
Sonra 1983 yılında Cumhuriyet Kitap Kulübü'nün de kurucuları arasında yer aldı Öner. Geçen seneler içinde onunla hem yazar, hem okur, hem editör olarak çok sık karşılaştık. Uzun bir süredir de Remzi Kitabevi'nin yayın koordinatörlüğünü sürdürüyor.
Yasakmeyve'den çıkan şiir kitabı "Bitmeyen Yüzyıl" ilk olarak 2009'da yayımlanmıştı. Tabii ki o zaman hemen okumuştum. İlk baskısı çoktan tükenmişti. Ona uzun bir şiir ekledi Öner Ciravoğlu, o da ikimizin de çocukluğunun geçtiği 20. yüzyılla ilgiliydi. Böylelikle hem yeni bir kitap oldu, hem de eskisinden kopmadı "Bitmeyen Yüzyıl."
Kitabın ilk şiiri "uzaklarda… çok uzaklarda" "modern dünya romanının tüm kadın kahramanlarına" adanmış. Madam Bovary, Anna Karenina gibi kahramanlar, benim gibi onu da etkilemişti doğal olarak.
Sen şimdi çok uzaklarda
Bir kapı açılır bir kapı kapanır
Sessiz film karesinden çıkıp romana doğru
Gelen lokomotif dumanısın
Bayan Karenina'nın kucağında çocuk elleri
Kimsesizliktir parmak uçlarında
Bir çocuğun uykularına erişemeyen
İkinci şiir, kitaba adını veren "bitmeyen yüzyıl." Ciravoğlu onu "yirminci yüzyılın tüm sevgililerine" adamış:
Yüzyıl bizi memelerinden yarattı
Onun kızları ve oğullarıydık
Aynı hüzün ısıtıyordu
Aynı kumdu yüzümüzü savuran
Aynı tuzdu damağımızdaki
Seni seviyorum diyen hışırtıydı
Sözcük sözcüğe yapıştı
Benim yüzyılım
Geri gelir mi bir daha
Bakın kitabın arka kapağında ne yazıyor:
"Öner Ciravoğlu, '68 kuşağının bir bireyi olarak büyük atılımların yanında büyük acıların da yaşandığı bir yüzyılı lirizmin hüzünlü diline yatırıyor… Bazen yüzyıl bitse de izi kalır; kurşun kalemdeki diş izi gibi…"
O kadar tanıdık imgeler ki yazılanlar. Kitaptaki tüm şiirler çocukluğumuzu, sevdalarımızı, kavgalarımızı, yalnızlıklarımızı yani biriktirdiğimiz pek çok şeyi anlatıyor. Zaten ne diyor Ciravoğlu:
"Biz, 1940 acılı kuşağının 68'de ortaya çıkışıyız. Duyarlıklar temelde hep aynı. Zap Suyu'na köprü yapmaya gideriz. Özel okullara karşı yürürüz, Devrim Ocağı kurarız. Milli Petrol kampanyasına katılırız. Franco'ya karşı Cumhuriyetçilerin safında yer alırız. Kalbimiz Cezayir'de, Vietnam'da zafer için çarpar…"
Ben Fatihliyim. O, İstanbul'un en güzel semtlerinden Fındıkzade'yi kitaplaştırmıştı geçtiğimiz yıllarda. Öyle bir komşuluğumuz da var 20. yüzyıldan. O yılları, o günleri 20. yüzyıl çocukları hiç unutmayacaklar. Gerçekten de onların belleklerinde hiç bitmeyecek bir asır 20. yüzyıl. Bunları anımsattığın, düşündürdüğün için teşekkürler Öner Ciravoğlu…