kitaplı kalın...
Bu ay da kitaplar eksik olmasın raflarınızdan, daima kitaplı kalın…
Yayıncılık sektörü açısından zor geçen Eylül ayının iyi haberlerinden birisi, Can Yayınları'nın kurucusu Erdal Öz'ün anısını yaşatmak için ailesi tarafından her yıl düzenlenen Erdal Öz Edebiyat Ödülü'nün Adalet Ağaoğlu'na verilmesiydi… Seçici Kurul, gerekçesini şöyle açıklıyordu:
"Çağdaş edebiyatımızın temel taşlarından Adalet Ağaoğlu, edebiyatımıza sağladığı tüm katkılardan dolayı bu yılki ödüle layık görülmüştür. Adalet Ağaoğlu, arka planlarında Türkiye'nin sosyal, siyasi, kültürel yapılarını işlediği romanlarını, yenilikçi anlatım teknikleriyle kaleme almış, günlükleri, öyküleri, roman ve oyunlarıyla edebiyatımızın doruklarından biri olmuştur."
Eylül'ün diğer güzel haberi, TÜYAP'ın 11-16 Aralık tarihleri arasında Eskişehir'de ilk kez kitap fuarı düzenleyecek olması… Fuarlar, kitap okumayı seven çocukların yetişeceği umudunu taze tutan nedenlerden birisi… Bilindiği gibi tüm gelişmiş ülkelerde çocukların kendi dilinde okuduğunu anlamasının en önemli yolu, okuma kültürü… Önce ailelerden başlayan okuma alışkanlığı daha sonra okullarda öğretmenlerin çocukları kitapla, kütüphaneyle yakınlaştırıp kitap okumalarını teşvik etmesiyle devam ediyor. Kitap okumayan çocuklar normal bir cümleyi 45 saniyede anlayabiliyorken, bu süre kitap okuma kültürü edinmiş çocuklarda 13 saniyeye düşüyor.
4 yıl aradan sonra geçtiğimiz hafta yeniden gerçekleştirilen Diyarbakır Kitap Fuarı'nın açılış konuşmasında Türkiye Yayıncılar Birliği 2. Başkanı Fahri Aral, şöyle diyordu:
"Önümüzdeki en önemli görev, okuma kültürünü geliştirmektir. Bilindiği gibi ülkemizin de kurucularından olduğu Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD), 15 yaşa uygulanan ve en son 2015 yılında yapılan PISA uygulamasına göre, Türkiye 72 ülke arasında matematik alanında 49'uncu, okuma yeterliliğinde 50'nci ve fen bilimleri alanında 52'nci sırada. Araştırmada, ülkemizin ilk kez 2003 yılında katıldığı PISA testinden 2012 yılındaki teste kadar aldığımız puanlarda genel bir yükseliş varken, 2015 yılına gelindiğinde puanlarımızda 2003'ün de gerisine düşüş göze çarpıyor.
Çocukların yüzde 51.3'ü matematikte, yüzde 44.5'i fen bilimlerinde en kötü seviyede, okuma yeterliliğinde bu oran yüzde 40. En iyilerin oranı ise 2012 sonrası düşmüş, matematikte bin çocuktan 8'i en iyi seviyede, fen bilimlerinde 1'i, okuma yeterliliğinde ise 3'ü. Yani bin çocuktan 3'ü okuduğunu anlıyor."
İşte bu koşullarda, artan maliyetler karşısında zor durumda kalan yayıncılara bizler kitap alarak destek olurken Aral'ın konuşmasında söylediği gibi kütüphanelerin de çoğalması gerekiyor:
"İlk ve orta öğretimde sınıf kitaplıkları ve okul kütüphaneleri kurmalıyız. Milli Eğitim Bakanlığı kütüphanelere kitap alımı için bütçe ayırmalı, Kültür ve Turizm Bakanlığı'yla koordineli çalışmalı. 2016 yılı TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde bin 137 adet halk kütüphanesi var. Geçtiğimiz yıllarda 12 milyon TL civarında bir ödenek ayrıldı. Bu rakam, Almanya'nın bir kasabasındaki kütüphaneye ayrılan kitap alım bütçesine eşit. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın hem halk kütüphaneleri sayısını hem de kitap satın alma bütçelerini artırmasını talep ediyoruz. Ülke olarak 180'den fazla sayıya ulaşan üniversite kütüphanelerinin hem nitelik hem nicelik olarak zenginleşmesini de mutlaka gerçekleştirmeliyiz."
Bu ay da kitaplar eksik olmasın raflarınızdan, daima kitaplı kalın…