Kırmızı çizgi!
Çocuklarımızı cinsel istismardan korumanın en iyi yolu çocuğun bilgi sahibi olmasıdır. Kırmızı Çizgi, Samar Mahfouz Barraj tarafından yazılıp Mona Yakzan ve Myra el Myr tarafından resimlenen ve Ebru Akkaş Kuseyri tarafından dilimize kazandırılan bir kitap. Yayıncısı Erdem Çocuk.
AYFER GÜRDAL ÜNAL
Çocuğun istismarı tüm dünyada bir sorun olarak karşımıza çıkmakta ve çocuklar cinsel, fiziksel veya duygusal şiddet ve istismara maruz kalabilmektedir. Üstelik bu istismar genellikle çocuğun tanıdığı ve çevresinde olan bir kişiden kaynaklanır.
İstismarcı, çocukları savunmasız oldukları, kolay tehdit edilip susturulabilir, kolay kandırılabilir oldukları ve ne yaşadığını anlamlandıramayabileceği için seçiyor ve peşinde ömür boyu ruhsal travma ile başa çıkmak zorunda olacak bir kişi bırakarak çoğu vakada yakalanmadan ya da yakalansa bile ülkemizdeki kanunların yetersizliği nedeni ile salıverilerek kimbilir hangi canları yakmaya devam ederek yaşıyor. Bize olmaz diye düşünmeyin sakın, adli tıp uzmanı Prof. Selim Özkök'ün açıklamasını düşünün:
"Türkiye'de tespit edilen cinsel istismar oranı kız çocuklar da her 3 kız çocuğundan biri, erkek çocuklar da 5 erkek çocuğundan biri. Önlemini almak ve bu çocukları tedavi edip kazanmak zorundayız."
Çocuklarımızı cinsel istismardan korumanın en iyi yolu çocuğun bilgi sahibi olmasıdır. Bu amaçla kullanabileceğiniz bir kitabı Bedenim Bana Ait/Gergedan Yayınevi, daha önce yazmıştım. (http://www.ayfergurdalunal.com/tr/cgy/168.html) Bu yazımda yeni çıkan bir kitabı hemen tanıtmaya çalışacağım.
yazarı mahfouz barraj
Kırmızı Çizgi, Samar Mahfouz Barraj tarafından yazılıp Mona Yakzan ve Myra el Myr tarafından resimlenen ve Ebru Akkaş Kuseyri tarafından dilimize kazandırılan bir kitap. Yayıncısı Erdem Çocuk. Kitap, Arap Düşünce Vakfı, Arapça Çocuk Kitabı Ödülü'nü 2015 yılında kazanmış.
Anlatı, küçük Emir'in annesine "Besim Amca park yerini kırmızıya boyadım, burası benim park yerim diye bağırıyor" haberini vermesi ile başlıyor. Bunun üzerine annesi kırmızı çizginin aşılamaz sınırı ifade ettiğini anlatıyor. Kırmızı çizginin içindeki alana yaklaşmak yasak diye belirtince, Emir, "benim oyuncaklarımda kırmızı çizginin içinde, kardeşim Rana onlara dokunamaz o zaman" diye ne anladığını ifade ediyor. "Evet", diyor annesi "Rana'nınkiler de kırmızı çizgi içinde sen de onlara dokunamazsın."
Ama oyuncaklardan daha önemli kırmızı çizgiler olduğunu açıklıyor.
"Ülkemiz, bizim kırmızı çizgimizdir, evimiz de ailemizin kırmızı çizgisidir. Başka hiçbir ülke topraklarımıza izinsiz giremez. Tıpkı evimize yabancıların izinsiz giremeyeceği gibi." Ayrıca diye ekliyor "Vücudun da bir kırmızı çizgidir."
"Vücudum mu?" diye hayretle bakan Emir'e annesi açıklıyor. "Elbette, bedenine de özen göstermelisin. Kimsenin canını yakmasına, sana vurmasına ya da dokunmasına izin vermemelisin." Sonra vücuttaki özel bölgeleri anlatıyor. "Oralara senden başka kimse dokunamaz, sadece seni yıkarken ben, bazen de anneannen dokunabilir." Emir, kardeşi Rana'nın da özel bölgesi olup olmadığını merak ediyor. Annesi Rana'nın da özel bölgeleri olduğunu belirtip ekliyor:
özel bölgelerin dokunulmazlığı
"Her çocuğun vücudunda özel bölge var. Başka hiç kimsenin özellikle de ne kadar iyi davranırlarsa davransınlar yabancıların özel bölgelerine yaklaşmasına ve dokunmasına izin vermemelisin. Arkadaşın, komşun,tanıdığın biri dahi olsa hiç kimse sana bu şekilde yaklaşamaz."
Emir, bunları işitince doktor amcanın oma dokunduğunu ve bir daha doktora gitmeyeceğini açıklıyor. Annesi ise doktorun Emir'e ailesi yanında iken dokunduğunu belirtiyor.
Sonra "İyi ki bu soruyu sordun" diyor. "Kafanı karıştıran her şeyi bize sorabilirsin" diye de ekliyor. "Fakat, birisi sana biz yokken dokunmaya kalkarsa, seni rahatsız ederse ve bunları kimseye söylememeni tembih ederse işte o zaman çok dikkatli ol. O zaman bir aslan gibi HAYIIIIIIIIIIIIR diye kükre. Bir ceylan gibi de kaç. Öyle bir kükre ki sesin her yerden duyulsun. En önemlisi yakın bulduğun herkese başına geleni anlat. Bana, babana, dedene, anneannene, öğretmenine ya da güvendiğin birine." Sonra anne oğul, konuştuklarını Rana'ya da anlatmak üzere onun odasına gidiyorlar.
ebeveynlere etkinlik önerileri
Kitabın sonunda ebeveynlere not var. Özellikle çocuğun sorularına açık olmayı ve iletişimi yüreklendiren bu not bölümünde kitaptan en çok yararı sağlamak için okuru etkinlik önerilerinden de faydalanmaya davet ediyor…
Etkinlik önerileri kitabın değerine değer katmış. Psikolog Özlem Mumcuoğlu tarafından hazırlanan etkinlik önerileri 4 tane.
1. Özel bölgeler resmi
2. Doktorculuk oyunu
3. Aslan ve ceylan oyunu
4. İyi sır kötü sır oyunu
Özel bölgeler resmi etkinliğini örnek olsun diye sunayım:
"Bir adet kraft kâğıdını yere serin. Üzerine sırt üstü yatmasını isteyin. Vücudunun etrafından boya kalemi ile çizerek vücudunun kalıbını çıkarın. Aynı şekilde sizin de kalıbınızı çocuğunuz çizsin. Vücutlarındaki özel bölgelere atlet ve külot çizmesini isteyin. Tekrar özel bölgelerin ne demek olduğunu konuşun. "Atlet ve külotumuzun kapandığı bölgeler özel bölgelerdir. Ve izinsiz kimse dokunamaz" bilgisini verin.
Cinsellik konusunda utanmadan konuşabilmek, çocuğun bilmek istediklerini doğallıkla anlayabileceği biçimde yanıtlamak, çocuğa ebeveyn ile çekinmeden her şeyi konuşabileceğinin güvencesini verir, bu tür bir güven ilişkisi istenmeyen bir durumu hızla fark ederek çocuğu koruyabilmenin en büyük güvencesidir.
kötüler layığını bulmalı!
Kırmızı Çizgi, bu çok hassas konuda anne ve babalara olduğu kadar yuva öğretmenleri için de çok değerli bir katkı.
Dilerim okunur, oyunlar oynanır ve güçlü çocuklar yeri geldiğinde aslan gibi kükrer, ceylan gibi güvenli limanlara kaçar ve kötüler layığını bulup insan içine bir daha çıkamazlar.
Bu yazıyı Nisan ayında okuyacaksınız. Bahar tüm coşkusu ile hüküm sürecek. Erikler gelin olmuş, leylaklar, erguvanlar mora bürünmüş, mimozalar papatyalardan rol çalarak ruhumuzu şenlendiriyor olacak. Vedayı Orhan Veli ustanın Baharın İlk Sabahları şiiri ile yapayım:
Tüyden hafif olurum böyle sabahlar
Karşı damda bir güneş parçası,
İçimde kuş cıvıltıları, şarkılar, Bağıra çağıra düşerim yollara Döner döner durur başım havalarda.
Sanırım ki günler hep güzel gidecek;
Her sabah böyle bahar;
Ne iş güç gelir aklıma,
ne yoksulluğum.
Derim ki: "Sıkıntılar duradursun!"
Şairliğimle yetinir,
Avunurum.
Biz de şiir okuyarak avunalım. Sağlık, huzur ve sevgi eksik olmasın yüreklerinizden, evlerinizden.