iş'te kahkaha
Alper Almelek İş'te Kahkaha adlı kitabını küçük çaplı bir iş mizahı kütüphanesi olarak tanımlıyor.
Bir sosyal sorumluluk projesi olarak kurduğu Almelek kitap indeksi isimli arama motoruyla tanınan yazarın yıllardır iş mizahıyla ilgili topladığı kitaplardan ve seçtiği esprili söz ve fıkralardan oluşuyor İş'te Kahkaha.
Alper Almelek bu kitabı küçük çaplı bir iş mizahı kütüphanesi olarak tanımlıyor. Yoğun stresin kol gezdiği ofis koridorlarından çıkıp, küçük bir gülümseme molası vermek isteyenler için bir fırsat sunduğunu söylüyor.
Babası Yakup Almelek ile şirket içi bir bülten hazırlamaya karar vermişler. Gelişigüzel şirket bültenlerinin dışında, iş bülteni anlayışına farklı bir bakış açısı getirebilecek, iş hayatının ciddiyetini yansıtmayan bir bülten hazırlanmış. Gülümsetmeyi, gülmeyi hatta herkesin dimağına göre, icabında kahkaha attırmayı hedeflediklerinden dolayı bültenin adı da İş'te Kahkaha konmuş. Okuyanlardan aldıkları geri bildirimler, çabalarının haklılığını ispat ediyor ve bu kitabı hazırlama konusunda yazarı cesaretlendiriyor. Hemen hepsi düşündüren, kimisi inceden inceye güldüren birbirinden keyifli anekdotlar, fıkralar ve komik sözlerden oluşan İş'te Kahkaha kitabı alanında ilklerden biri olma özelliğini taşıyor. Sizlere kitaptan iki güzel örnek vermek istiyorum.
Bir zengine, "Nasıl para kazandınız?" diye sormuşlar. O da anlatmış: "Ben para kazanmayı daha küçükken aklıma koymuştum. Okula başlamamıştım daha. Ninem bana bir armut verdi. Yemedim. Mahallede çocuklara sattım. O parayla iki armut aldım. Onları sattım. Okul sıralarında şeker, simit sattım. Ortaokula geldiğimde limon satıyordum. Lise sırasında sokaklarda çorap sattım. Liseden sonra…" diye devam ederken, karşısındaki gazeteci söze karışmış:
"Demek böylece çok para kazandınız."
Bizimki, "Yok yok!" demiş. "O sırada halam öldü. Çok zengindi. Kimsesi yoktu. Bütün parası bana kaldı."
Çok çekingen görünüşlü bir adam ofise girer. Disiplin ve sertliğiyle etrafındakileri sindirdiği belli olan pazarlama müdürüne sorar:
"Affedersiniz, bugün hayat sigortası yaptırmak istemezdiniz, değil mi?"
"Umurumda bile değil!"
"Bende öyle düşünmüştüm efendim."
Sigortacı tam kapıdan çıkacakken, pazarlama müdürü kükrer:
"Buraya gel bakalım genç arkadaşım! Sen, hayatımda gördüğüm en kötü pazarlamacısın.
Karşındakine güven vermen gerek, bunun için de öncelikle kendine güvenmesini öğrenmelisin anladın mı? Satabileceğini göstermek için sana burada 10 bin dolarlık bir sigorta poliçesi çeki veriyorum."
Pazarlama müdürü sigorta poliçesini imzalar ve satıcı da iyi günler dileyip çıkarken pazarlama müdürü arkasından seslenir:
"İnsanları ikna etmek için bazı etkili teknikler geliştirmelisin."
Sigorta satıcısı dönüp cevap verir:
"Ben de bunu yapıyorum efendim. Her iş insanı için ayrı bir yaklaşma metodu uyguluyorum. Şu anki stratejim pazarlama müdürleri için olanıydı."
İŞ'TE KAHKAHA, Alper Almelek, Hümanist Kitap, 181s.