İş dünyamız, kültürel değerlerimiz
Baltaş'a göre, iş hayatındaki en yanlış varsayımlardan biri, belirli bir sosyo-kültürel ortamda edinilen bilginin her yerde geçerli olduğu inancıdır. Kurumsal işleyişi etkileyen değişkenler, o kurumun bir parçası olduğu kültür tarafından şekilleniyor.
DOĞAN SELÇUK
Türkiye'nin önde gelen psikologlarından Prof. Dr. Acar Baltaş, (sadece genetik kodlarımızın değil, aynı zamanda kültürel genlerimizin de özel ve üstün kıldığı özelliklerimizi gösteren araştırmalardan hareketle) hayata ve iş dünyasına farklı anlamlar yüklemek için bizleri bir yolculuğa davet ediyor.
Yazara göre, yüzlerce kültürel fark yüzünden "vizyon, misyon, strateji, program, plan" gibi kavramların Türkçede kabul edilmiş ve yaygın olarak kullanılan karşılıklarını bulamayız. Benzer biçimde, "vefa borcu", "kırk yıllık hatır", "gönlünden kopmak" gibi ifadeler Batı dillerinde bir anlam ifade etmez. İnsanların dili öğrenmesini, kavramasını, kullanmasını ve üretmesini sağlayan faktörleri inceleyen psikolinguistik (dil psikolojisi), aynı dili konuşan toplulukların düşünce biçimini de inceleyerek, iş hayatındaki değerlerin kültürden nasıl etkilendiği konusunda bize değerli ipuçları veriyor.
Kitapta, aynı pikolinguistik bilimi gibi, Türk iş dünyasının Türk kültürünün değerlerinden nasıl etkilendiğini ortaya koyan yazar, bu bilgiler ışığında liderlik vasfına sahip bir yöneticinin bu dünyada başarılı olmak için neler yapması gerektiğini anlatıyor. Geert Hofstede'nin dediği gibi, "İnsanların değerlerini, inançlarını ve kullandıkları deyimleri anlamadan onları yönetemezsiniz."
Baltaş'a göre, iş hayatındaki en yanlış varsayımlardan biri, belirli bir sosyokültürel ortamda edinilen bilginin her yerde geçerli olduğu inancıdır. Kurumsal işleyişi etkileyen değişkenler, o kurumun bir parçası olduğu kültür tarafından şekilleniyor. Batıdan ithal yönetim teorilerini ve tekniklerini farklı bir kültürde sorgusuz sualsiz uygulamaya çalışmak, diğer bir deyişle Müslüman mahallesinde salyangoz satmak, yarardan çok zarar getiriyor, kurum iklimini ve dolayısıyla iş sonuçlarını olumsuz etkiliyor.
Örnek vermek gerekirse, Türk iş hayatında bir çalışanın liderden beklentisi ağırlıklı olarak ilişki boyutuna odaklanmasıdır. Çalışan liderden kendisini anlamasını ve önemsemesini istiyor. Aynı zamanda liderin kurumu ileriye götürmesini ve değişen şartlarda güçlü bir şekilde ayakta tutmasını bekliyor.
ilişki geliştirmek…
Yazarın yaptığı araştırmalar, ilişki boyutuna verilen önemin çalışan bağlılığını artırmada kritik rol oynadığını gösteriyor. Aynı zamanda üst düzey yönetimin rekabette fark yaratma, değişimi yönetme konularında çalışanlarından beklentisi, çalışanın işini ve kurumu sahiplenmesi ve fark yaratması. İşte bu nedenlerle, yazara göre Türk kültüründe bunları gerçekleştirmek için Anglosakson kültürlere oranla daha fazla ilişki geliştirilmeye odaklanılması gerekiyor.
Üç bölümden oluşan kitabın ilk bölümü "Türk kültüründe lider kimdir?" sorusunun cevabına ayrılmış. Size nasıl davranılmasını istiyorsanız, başkalarına öyle davranmayın, diyen yazar genelleyerek değil, kişiselleştirerek yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Evrensel liderlik değerlerinin yanı sıra kültüre bağlı özelliklerin de açıklandığı bölümde çeşitli araştırmalara ve istatistiklere de yer veriliyor.
İkinci bölüm ise "potansiyelin performansa nasıl çevrileceği" konusuna ayrılmış. Yöneticilerin kişilik psikolojisini bilmelerinin işe alımda, astlarını ve kendilerini yönetmede sağladığı yararların anlatıldığı bölümde, güçlü yönlerimizin iş hayatında bize kattıkları, güçlü yönlerin sınırları, iş hayatında güven duygusunun önemi, çalışan adanmışlığının kârlılığa etkileri gibi konular ele alınıyor. Üçüncü bölüm ise "Birlikten kuvvet nasıl doğar?" sorusuna cevap olarak yazılmış. İlgili bölümde ekip performansında kişiliğin önemi, Türkiye'ye özgü ekipler, ekip çalışmasında yaptığımız yanlışlar, çok kültürlü ekiplerde başarı, müzakere ve uzlaşma kavramları derinlemesine inceleniyor.
Türk Kültüründe Yönetmek / Yerel Değerlerle Küresel Başarılar Kazanmak, Acar Baltaş, Remzi Kitabevi, 240 s.