İlkbahar diyet mevsimi midir?
Kışın kolayca saklayabildiğimiz "birkaç fazla kiloyu", yazlık tiril tiril giysiler kamufle edemeyeceğine göre, telâşla diyetlere başlama zamanı da geldi çattı.
SAĞLIKLI YAŞAM / ÇİĞDEM SİRKECİ
Peki, gazetelerde, sosyal medyada yer alan onlarca diyetten, arkadaş önerilerinden hangisini dikkate alacağız? Diyetisyene gidecek miyiz, gideceksek nasıl bir diyetisyene gitmeliyiz? Kilo vermenin sınırı ne olmalı, sağlıklı beslenme ve diyet arasındaki ilişki ve benzeri sorular arasında bocalıyorsak Diyetisyen Sevinç Akdur'un 10 yıl aradan sonra yeniden basılan "Su İçsem Yarıyor" isimli kitabı tam bize göre. Akdur'un popüler diyet yazarlarından farklı, inanılır, sağduyulu ve naif bir dili var. Mucize vaat etmiyor. Kısa sürede onlarca kilo verdiren şok diyetlere itibar etmiyor. Beslenme alışkanlıklarımızı değiştirmenin neden önemli olduğunu tane tane, yormadan, korkutmadan anlatıyor.
Yazar kitabına kültürümüzün, geleneğimizin yemekle ilişkisine değinerek başlıyor; üzgün olduğumuzda, neşelendiğimizde, kutlama yaparken yemek yiyoruz. Çocuklarımıza karşı ödül ve ceza olarak yemeği kullanıyoruz. Dolayısıyla iliklerimize işlemiş bu yemek alışkanlıklarını değiştirmek kolay değil. Ama Akdur, motivasyonun ve sağlıklı beslenmeye inancın bizi bir süre sonra ideal kilomuza ulaştıracağı konusunda iddialı.
Akdur'un kitap boyunca verdiği ipuçlarına baktığımızda, önerdiği diyetin her gıda çeşidinden dengeli bir beslenmeye dayandığını söyleyebiliriz. Akdur, ekmek şişmanlatır, karbonhidrat ve protein birlikte yenmemelidir gibi yaklaşımları safsata olarak değerlendiriyor. İnsan vücudunun karbonhidrata da ihtiyacı olduğunu dolayısıyla diyet menüsünde mutlaka ekmeğin de yer alması gerektiğini söylüyor. Akdur'a göre nasılsa çok sağlıklı diye yüklenilen ve aşırı tüketilen bir gıda da insana kilo aldırabilir. Önemli olan yemek alışkanlıklarımızı, zararlı ve yanlış tutumlardan arındırarak daha sağlıklı kılmak ve bu yeni ve sağlıklı beslenme şeklini içselleştirebilmek.
Kitapta kolayca uygulayabileceğimiz, küçük bir adım gibi göründüğü halde faydası büyük öneriler var: Asansör yerine merdiven çıkmak meselâ. Kahvaltısız güne başlamamak, her öğüne mutlaka 20 dakika ayırmak. Yemek yerken her çataldan sonra beş saniye beklemek. Mümkün olduğunca yemekleri çiğneyerek yemek. Ara öğünlerle aşırı açlık hissinin önüne geçmek. Akşam porsiyonları küçük tutmak gibi. Akdur, canınız çikolata çektiğinde önce bir portakal yiyin, bu sizi tatmin etmezse marullu, domatesli bir sandviç hazırlayın. Bunları yedikten sonra hâlâ canınız çikolata yemek istiyorsa yiyin, diyor. Peşin peşin bir parça çikolatayı baştan yemek daha az kalorili bile olabilir neden bu kadar uğraşayım diye düşünenlere Akdur, önemli olanın zararlı alışkanlıkları sağlıklı olanlarla yer değiştirmek olduğunu hatırlatıyor. Üstelik bu öneride bulunduğu kişilerin büyük kısmı portakal ve sandviçten sonra çikolata yemek istememişler. Akdur, hayatımızdan tamamen çıkarmamız gerekenler listesine şeker, içki ve sigarayı koyuyor. Çay, kahve, kola tüketiminde dikkatli olmamızı söylüyor. Bu kitap, mevsimlik geçici diyetleri bir kenara bırakıp sağlığımız, geleceğimiz için gerçekten önemli bir adım atmak için yol gösterici olacak. Şimdiden hepimize kolay gelsin.
Su İçsem Yarıyor, Sevinç Akdur, Literatür Yayınları, 179 s.