İdil Biret: dans eden parmaklar
İdil Biret: Dans Eden Parmaklar, Prof. Dr. Gülçin Alpöge tarafından kaleme alınmış ve Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlanmış. 87 sayfalık anlatının hedef okuyucusu 8-12 yaş grubu.
AYFER GÜRDAL ÜNAL
Her ne kadar son yıllarda gerek telif gerek çeviri olarak yayınlanan çocuklara uygun yaşam öyküleri sayısında artış olsa da, kat edilecek çok yol olduğu aşikâr. Devlet büyüklerimiz, eski padişahlar, kahramanlar ile ilgili biyografilere daha kolay ulaşılmakta, ancak sanatçı biyografileri için durum o denli parlak olmamakta.
Onun için çok deneyimli bir eğitimci yazarın dünya çapındaki bir piyanistimiz için yazdığı kitap çok değerli. İdil Biret: Dans Eden Parmaklar, 10 yılı aşkın süre bizzat anaokulu kurmuş ve yönetmiş, daha sonra Boğaziçi Eğitim Fakültesi'nde her alanda çalışmış, 40'dan fazla çocuk kitabı yazmış Prof. Dr. Gülçin Alpöge tarafından kaleme alınmış ve Can Çocuk Yayınları tarafından yayımlanmış. 87 sayfalık anlatının hedef okuyucusu 8-12 yaş grubu. Anlatı, sanatçının yaşamından fotoğrafl arla zenginleştirilmiş ve bu özellik okurun yaşamöyküsünü canlandırmasını kolaylaştırıyor.
tanrı özel bir yetenek verdi
İdil Biret, Tanrı'nın özel yetenek armağan ettiği bir çocuk. Daha 3-4 aylıkken huysuzlandığında piyano çalındığında ya da radyodan çalan musiki sesiyle sakinleşen bir bebek. 2 yaşında sabırla orkestra eseri dinleyebilen, dört yaşında iki el piyano çalabilen bir özel yetenek. 4.5 yaşında kucakta sahneye çıkaran beş yaşında derse başlatan ilk hocası Mithat Fenmen, ona nota öğretmek için uğraşırken, küçük İdil, nota yerine dinleyerek çalmayı yeğliyor. Fenmen, öğrencisini sınamak için bir gün bildiği bir eserin bir bölümünü yanlış çalar. İdil Biret, hemen "bu plak yanlış çalıyor" deyip doğrusunu çalar. Bir kez dinlediği müziği hiç hata yapmadan tekrar çalabilme yeteneği olan Biret, belki de hocasına saygısından kabahati plakta bulmuştu.
Biret'in özel yeteneği 1948 yılında, "İdil Yasası" diye anılan, yetenekli çocukların yurt dışında öğrenim görmesini sağlayan bir yasayla destekleniyor. 1949'da 7 yaşındaki Biret, daha okula bile gitmeden müzik öğrenimi için Fransa'nın yolunu tutuyor. Yanında anne ve babası var. Fransa'ya doğru yola çıkarken İdil'e soruyorlar "Paris'te ne yapacağını biliyor musun?"
Küçük kızdan "biliyorum, adam olacağım" yanıtı geliyor. Gazeteci ekliyor, "adam olmak için ne yapacağını biliyor musun?" Biret'in yanıtı:
"Evet biliyorum. Çalışmak lâzım. Ben de çalışacağım. Zaten ben tembelliği sevmem ki!"
Gerçekten çok çalışır küçük kız. Öğretmeni Nadia Boulanger gam ve arpej egzersizleri yaptırmaya bayılır. Hiç hatasız bu egzersizleri yaptığında "öyleyse bu gamı ellerini çapraz yaparak çal" der. Çıta sürekli yukarı taşınır.
ağırlık ve halter çalıştı
Çocukken zor alıştırmalar yapan piyanist daha ileri yaşlarda daha dayanıklı olmak, yorgunluk duymamak için ağırlıklarla ve halterle çalışır. Çok faydasını görür. "Beni sağlamlaştırdı, aynı zamanda gücümü, dayanıklılığımı geliştirdi. Sabah çok erken kalkıp bu çalışmaları yapıyordum. Bugün hiç ara vermeden sekiz saat kayıt yapsam hiçbir kas ya da beyin yorgunluğu hissetmem" diye anlatır bu çalışmaların yararını.
Sürekli, bıksa da bıkmasa da çalışması ve dehası sonucu konservatuarın Yüksek Piyano, Piyanoda Eşlik ve Oda Müziği bölümlerinin tümünü birincilerin birincisi olarak bitirir. Bütün bu çalışmalar sırasında her çocuk gibi yaramazlıklar ve muziplikler de yapar. Okurken göreceğiniz bu muziplikler kitabın en şirin ve içten bölümleri, anlatıya sıcaklık ve ulaşılabilirlik katmış.
Sanatçı toplam 39 ülkede 119 değişik orkestra ile konser verir. Konserler dışında kayıtlar da var. Kayıtlar ödül de getirir. Chopin'in yalnız piyano için yazdığı eserlerin tümünü kayda aldıktan sonra Chopin'in doğduğu ülke Polonya, Biret'e ödül verir.
Anlatıda İdil Biret'in özgürlük, huzur, denge ve hayat arkadaşı ile uyum konusundaki düşünceleri de var.
çıtayı daima yükseltti
Anlatının tümünden çıkan sonuç dahi olduğu gerçeğine hiç sırtını yaslamadan sürekli çalışan, çalıştıkça çıtayı daha da yükselten, daha çok çalışan bir sanatçı portresi. Ne mutlu bize ki dünyaya böyle yetkin bir sanatçı sunabilmişiz.
Alpöge, anlatının sonunda sanatçı ile görüşme de dahil olmak üzere faydalandığı kaynakları da belirtmiş.
8-12 yaş grubunda müziğe sevdalanmış ya da sevdalanma yolundaki çocuklar örnek alacak, üzerinde düşünecek çok unsur bulacaklar bu kitapta.
Bir yazının daha sonuna geldik. Goethe'den bir sözle bitireyim:
"İnsan her gün bir parça müzik dinlemeli, iyi bir şiir okumalı, güzel bir tablo görmeli ve mümkünse birkaç mantıklı cümle söylemelidir."
Dilerim İdil Biret ile buluşursunuz Eylül ayında.