"ego" adında bir düşman
Ryan Holiday, Ego Düşmanındır adlı kitabında William Tecumseh Sherman, Katharine Garaham, Jackie Robinson, Eleanor Roosevelt, Bill Walsh, Benjamin Franklin, Belisarius, Angela Merkel ve George C. Marshall gibi isimlere yer verdi.
DOĞAN SELÇUK
Hayatın herhangi bir döneminde, insanlar kendilerini şu üç aşamadan birinde bulur: Ya bir şey başarmaya çalışıyoruzdur ya küçük veya büyük bir şey başarmışızdır ya da başarısızlığa uğramışızdır. İşte ego, bu yoldaki her adımın düşmanıdır. Bir başka deyişle, ego, inşa etmenin, kalıcı kılmanın ve başarısızlıktan sonra ayağa kalkma sürecinin düşmanıdır. İşler yolunda gittiğinde bu düşmanlık anlaşılmaz, ama ya değişim hallerinde ve zor zamanlarda?
Ryan Holiday, Ego Düşmanındır'ı insan hayatındaki bu üç hali yansıtacak biçimde üç kısma ayırmış: Amaç, başarı ve başarısızlık. Kitapta bu bölümlendirmeyi yapmasının amacı ise, kötü alışkanlıklar yerleşmeden önce egoyu dizginlemenize, başarının tadına varırken alçakgönüllü ve disiplinli hareket edebilmenize ve talih size yüz çevirdiğinde güçlü ve metin olmanıza yardımcı olmak. Yani amaçlarınızda alçakgönüllü, başarınızda zarif ve çöküşlerinizde ise esnek ve dayanıklı olabilmenize destek olmak. Egonuz, her an beslemeniz gereken bir canavar değil. Egoyu yönetmek ve yönlendirmek elinizde. Holiday kitabında hedefl ere okuyucu ulaştırmaya çalışırken, herkesin eşsiz olduğunun ve egoyu yönetme sürecinde bu gezegendeki kısa yaşamınızda çok değerli bir şey yapamayacağınız, geçmişteki sınırlarınızdan kurtulamayacağınız, keşfedemeyeceğiniz, esinlenemeyeceğiniz, fark yaratamayacağınız veya inovasyon yapamayacağınız anlamına gelmediğinin altını çiziyor. Tam aksine, söz edilenleri yapabilmek ve risk alabilmek için dengeye ihtiyacınız var.
Kitabın satırları arasında William Tecumseh Sherman, Katharine Garaham, Jackie Robinson, Eleanor Roosevelt, Bill Walsh, Benjamin Franklin, Belisarius, Angela Merkel ve George C. Marshall gibi isimlerle karşılaşıyoruz. Yazar şu soruyu soruyor: "Söz konusu isimler, egoları onları temelsiz ve bencil bir hale getirseydi, başarılı olabilirler miydi?" Ve cevap veriyor: "Bu isimlerin imza attıkları sanatın, edebiyatın, tasarımın, işin, pazarlamanın ve liderliğin merkezinde, gerçeklik ve farkındalık anlayışları yatıyor. Onlara yakından baktığımızda ayakları yere basan, basiretli ve son derece gerçekçi insanlar görüyoruz. Çok büyük işlere imza attılar ama alçakgönüllüydüler." Kitapta ayrıca Howard Hughes, Pers Kralı I. Serhas, John DeLorean, Büyük İskender ve gerçekliğe dair anlayışları zayıflayanlara dair ibretlik öykülerden örnekler veren yazar, söz konusu kişilerin ödedikleri bedeli inceliyor. En başarılı insanların tevazuyla ego arasında ne kadar sık bocaladıklarını ve bu durumun yarattığı sorunları anlatan Ryan Holiday, "Ego çalıntı mal gibidir, kendine güven ise bileğin hakkıyla kazanılmıştır. Kimileri alçak gönüllüğü öğrenir, kimileri egonun yolunda gitmeyi tercih eder. Kimileri kaderin cilvelerinden keyif alır, kimileri şartları zorlar." diyor ve soruyor: "Peki siz hangi yoldan gideceksiniz? Yolun sonunda kim olacaksınız?" Cevabı sizde...
EGO DÜŞMANINDIR, Ryan Holiday, Türkçesi: Başak Gündüz, Mediacat Kitapları, 218 s.
"kervan yolda düzülür" dersek!
Günümüzün rekabet yoğun iş ortamında proje yönetimi giderek daha da önem kazanıyor. Proje yönetimiyle ilgili dünya genelinde standartları belirleyen bir organizasyon olan Project Management Institute'un (PMI) "Proje Yönetiminin Değeri" isimli çalışmasında da belirtildiği üzere, proje yönetimi projelerin risklerini azaltıyor, maliyetlerini düşürüyor ve proje başarı oranlarını yükseltiyor.
Ayrıca dünya genelinde üst düzey yöneticilerle yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre de, yöneticilerin yüzde 90'ı proje yönetimini rekabette başarı için önemli bir araç olarak değerlendiriyor. Bir vakıf üniversitesinde lisansüstü öğrencilerine proje yönetimi dersleri veren Mahir Çipil, bu derslerde Türkiye'deki proje uygulamalarının yurt dışındaki benzerlerine göre farklarını anlatmaya çalışırken tahtaya üç sözcüğü sıklıkla yazdığını söylüyor: Kervan Yolda Düzülür. Aynı adı taşıyan kitabın serüveni de bu eski deyimle başlıyor. Türkiye'de işleri, dolayısıyla projeleri nasıl farklı yönettiğimize dair derslerinde verdiği örnekler ve genellemeler birikince, bu birikimi kitap şeklinde daha derli toplu bir hale getirmeyi düşünen yazar, bir yandan Türkiye'de proje yönetmenin diğer ülkelerle farkını ortaya koymaya çalışırken, diğer yandan da proje yönetimi konusuna ilgi duyan herkesin rahatça okuyabileceği akademik veya teknik olmayan bir başvuru kaynağı oluşturmayı hedefliyor.
Hayatının farklı dönemlerinde yabancılarla çeşitli konularda ve büyüklüklerde projelerde çalışırken değişik kültürlerden insanların proje yönetim uygulamalarındaki farklılıklarını bire bir tecrübe etme şansı bulduğunu söyleyen Mahir Çipil, Türkiye'de bizlerin iş yapış ve proje yönetim tarzlarımız ile değişik ülkelerden insanlarınki arasında bazı farklılıklar olduğunu tespit etmiş. Peki ama nasıl ve neden farklıyız? Bir işe başlarken neden "hele bir başlayalım da gerisini bir şekilde hallederiz" deme eğilimindeyizdir?
Yazar, bu sorulara yanıtlar verirken, mecburen bazı genellemeler yapmak durumunda kaldığını ifade ediyor. Genellemeleri (olabildiğince) sübjektifl ikten uzaklaştırıp mantıklı ve kıyaslanabilir bir zemine oturtmak adına kültürlerarası farklılıkları inceleyen temel modellerden yararlanmış. Kitapta ortaya konan farklılıkların bir kısmı pratik zekâ ile ilginç çözümler yaratabilmek veya fırsatları görüp hızla değerlendirebilmek gibi olumlu sonuçlar doğururken, bazıları ise plansızlık başta olmak üzere olumlu olmayan sonuçlar ortaya çıkarabiliyor. Mahir Çipil anlatmak istediklerini okuyucu nezdinde daha elle tutulur hale getirmek için kitap boyunca çeşitli projelerden örnekler vermiş. Kamu eliyle yapılmış proje örneklerini ise ülkemiz tarihinin farklı dönemlerinden seçmeye özellikle dikkat etmiş. Türk usulü proje yönetiminin manifestosunu gerçek hayattan anlaşılır örneklerle ve rahat okunan bir dille anlatırken dünyanın önde gelen yöntemlerinden yola çıkarak projeleri daha iyi yönetebilmek için pratik, uygulanabilir tavsiyeler de vermiş. Kitapta Profesör Acar Baltaş, Bosch Türkiye ve Ortadoğu Başkanı Steven Young, Türk Telekom CEO'su Paul Doany gibi deneyimli yöneticilerin de yorumları yer almış.
Çipil, kitabın sonuna üç önemli ek koymuş. Proje yönetim sürecindeki temel kavramlar ve araçları açıkladığı bir ekin yanı sıra bir de proje yönetim sözlüğü mevcut. Ayrıca kültürler arasındaki farklılıkları açıklamak için kullandığı karşılaştırmalı kültürlerarası modellere de yer vermiş.
KERVAN YOLDA DÜZÜLÜR, Mahir Çipil, Optimist Kitap, 192 s.