Dünya Kitap '301' dedi
İlk sayısından bu yana kitap dünyasındaki gelişmeleri yakından izleyerek okurlarına aktarmayı başaran Dünya Kitap, 301. sayısına ulaştı!
Kutlanması gereken, alışıldık olan 300'dü belki...
Ama biz 301'i tercih ettik
Çünkü, onda 1'in güzelliğini, umudunu, yıpranmamışlığını sezdik
Yayın dünyasının belleği olduğumuz
25 yıl ve geride kalan,
üst üste konduğunda
59 santimetreyi bulan
301 sayının
getirdiği şevkle
302. ay; gel!
Kitap tutkunu yüreklerdeki
o eskitilemez umutla,
Dünya ailesi olarak
daimi heyecanla bekliyoruz.
Nice güzel yıllara hep birlikte
Bu özel sayı için benden ufak bir yazı isteyen yayın yönetmenim beni aslında çok eskilere götürdü. Kendi kendime sorguladığımda kitap benim için olmazsa olmaz bir şey, diye düşündüm. Gözümü açtığımda zaten kitap dolu bir evde yaşamaktan mı, yoksa etrafımdaki herkesin okumasından mı kitap hep yanımda yer aldı. Okumaya zamanım dahi olmasa her gittiğim yerde sanki yanımda olmazsa olmaz bir parçam gibi taşıdım.
Benim için değeri büyüktür gibi yuvarlak sözler söylemek de istemem aslında.
Sadece vazgeçilmez olduğunu bilirim.
Sıkılınca, üzülünce, sevinince, merak edince tek aradığım dost odur. Sanki başucumda olmazsa uyuyamam. Sanki o olmazsa yolculuk yapamam. Elimin altında, gözümün önünde mutlaka ihtiyaç duyduğum ve aradığım en sıkı bağımlılığım…
İş hayatımda en baştan beri zevkle baktığım, üzerinde notlar aldığım ve vazgeçilmezim bir derginin sahibi olmak ve sevdiğim bir şeyin yaratılmasına katkıda bulunmak inanılmaz keyif verici. Bütün bunları düşünürken aradan 26 sene geçmiş gitmiş.
Nice güzel yıllara hep birlikte…
Uzun soluklu olmak ilkeli olmakla başarıyı getirir
Dünya Kitap, 300. sayısını aşarak 301. sayısına ulaşmış. Elimizdeki sayı bu 301. sayı. Bu önemli bir başarıdır. Bu uzun soluklu başarı için Faruk Şuyün ve ekibini kutluyor, başarı ile nice 301. sayılara diyorum. Uzun soluklu olmak ilkeli olmakla başarıyı getirir.
Dünya Kitap ilk sayısından bu yana kitap dünyasındaki gelişmeleri yakından izleyerek okuruna aktarmayı başaran bir yayındır. Bunu sağlarken önemli birçok yazarın değerlendirmelerine yer vererek dönemin ruhuna uygun bağı her zaman sağladığı için etkin olmuştur. Bunun yanı sıra her yıl telif eserler, çeviri eserler için bir seçiciler kuruluyla değerlendirmeler yaparak kitap dünyasını sıcak takip ve izlemeye tabi tutmuştur. Bütün bunlar Dünya Kitap dergisini izlenir kılıp başarıyla süreklilik kazanmasını sağlamıştır. Bana göre Dünya Kitap'ın sırrı budur.
Bu dergide 130 sayı kitap tanıtımı yazısı yazıp, karınca kararınca katkıda bulunabildiğim için kendimi mutlu sayıyorum.
Bir sis çanı gibi...
Kim söylemişti şimdi hatırlamıyorum, galiba ünlü bir Amerikalı gazeteciydi, “gazetecilik, aceleyle yapılan edebiyattır” diyordu. Doğrusu, gazetecilik ve yazarlık arasındaki akrabalığı yadsımak zor. Hele biraz da insanların zaaf ve erdemlerini konu alan roman, öykü ve şiirin gördüğü ilgiyi izleyen gazetecilikteki ‘insana dönüş' eğilimi yazarlar ile gazetecileri daha da yakınlaştırdı. Gazeteler sayfalarında insan öykülerine daha fazla yer verir oldular.
Eserlerinde çağının insanını tüm erdemleri ve zaafl arıyla inceleyen Balzac'ı belki de gazetecilikten gelme yazarlar listesinin başına koymalıyız. Onun 1840'larda yazdığı ‘Paris basınının monografisi' eseri, yaklaşık 20 yıl boyunca gazete odalarında redaktörlükten makale yazarlığına uzanan gazetecilik yıllarını anlatır.
Bir dönem başarısız bir gazete patronluğu denemesinden sonra giriştiği yazarlıkta zirveye çıkan Balzac için kendisi de gazeteci olan Dostoyevski şöyle diyor:
“Balzac'ın da neredeyse bütün eserlerini okudum. Büyük bir yazar. Karakterleri dünya çapındaki bir kafanın ürünleri... Böyle bir gelişme yalnızca içinde yaşanılan zamanın atmosferinden değil, ancak birkaç bin yılı kapsamına alan bir hesaplaşmadan kaynaklanmış olabilir.”
İnsan ve eylemiyle uğraşan Karl Marx, Friedrich List gibi ünlü iktisatçılar, Hegel gibi filozofl ar, Heinrich Heine gibi şairler hep gazeteci kökenlidir. Ama biz yine edebiyatçılardan gidelim... Alexandr Puşkin, George Sand, Charles Dickens, Emil Zola, Bernard Shaw, Maxim Gorki ve daha niceleri... Bizde de örnekleri çoktur. Ünlü yazarımız Ahmet Rasim gözlemci gazetecilerin en büyüklerinden biridir.
Özellikle Mark Twain, Ernest Hemingway, John Steinbeck ve Gabriel Garcia Marquez gibi gazeteci kökenli yazarların eserleri de gazetecilikte hem öykü anlatımını yaygınlaştırdı hem de iki alanı birbirine yakınlaştırdı. Ünlü romancı Marquez yazıyı temel alan bu iki uğraş arasındaki benzerliği şöyle vurguluyor:
“Roman yazmak ile gazetecilik arasında bir fark olduğunu düşünmüyorum. Kökleri aynı... Malzeme aynı... Kaynak ve dil aynı... Gazetecilikteki bir tek yanlış, bütün bir işi hükümsüz kılar. Romanda ise tam tersi... Bir gerçek bütün işi meşru kılar. Tek fark bu. Bir de yazarın yazdıklarına ne kadar inandığına bağlı...”
İyi gazetecilik ve iyi yazarlık...
Teslim edelim, her ikisi de kolay değil... Üstün bir kavrayış, titizlik ve işine güçlü duygularla bağlılık gerektiriyor. 30 yılı aşkın zamandır gazetecilik yapan birisi olarak bana hâlâ zor geliyor. Ustaların çok uzağında hissediyorum hâlâ kendimi... Her iki alanın kesiştiği bir platform olan Dünya Kitap açısından bakınca ise daha bir zor geliyor doğrusu... Belki de onun için, Faruk Şüyün ve arkadaşlarının Dünya Kitap'ta başından beri başarıyla yürüttükleri çalışmaya büyük hayranlık duyuyorum. Ve biliyorum ki, bu hayranlığımda yalnız değilim.
Dünya Kitap, varlığıyla, duruşuyla, yaptıklarıyla hem gazetemize hem Türkiye'nin entelektüel birikimlerine çok şey kattı. Türkiye'nin tek ve bağımsız ekonomi gazetesi Dünya'nın ufkunu, temel felsefesini bir gün olsun ihmal etmeden sürekli genişletti. Okurlarımızı binlerce dünya ile tanıştırdı. Sadece bu bile sonsuz teşekkürü hak ediyor.
İnanıyorum ki, Dünya Kitap, köklerindeki gazeteciliğin verdiği güçle süzülen kanatlarıyla çok daha başarılı bir geleceğe doğru yol alacak ve bu yolculuğu sırasında hepimize bir sis çanı gibi yol göstermeye devam edecek. Aklınıza, kolunuza, kaleminize sağlık. Emeğiniz için, kattıklarınız için sonsuz teşekkürler. Nice 300'lere...