'dijitalleşen dünya'yı anlamak

"Doğuştan dijital" bir nesil geliyor ve önümüzdeki birkaç yılda ülkemizin de bu konuda değişimi yakalaması kaçınılmaz görünüyor. Bu dijital rüzgârın da etkisiyle dijitalleşmenin iş hayatına etkilerini gözler önüne seren kitapları tanıtıyoruz.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

Yaygın ve erişilebilir internet ağları, ucuzlayan mobil ve masaüstü teknolojiler, büyük kitlelerin dijital mecraları kullanabilmesine imkân sağladı. Akıllı cihazların cebimize girmesiyle "an"ı paylaşma, bilgiye hemen ulaşma olanağına da kavuştuk. Böylece "sosyal medya" mecrası da ortaya çıktı ve birçok sebepten dolayı günden güne popülerliğini arttırdı.

Nesnelerin interneti, giyilebilir teknolojiler vb. kavramları konuşup tartışıyoruz artık. e-posta ve e-ticaret çoktandır hayatımızdaydı. Ancak onlar bile bu hızlı dönüşümden paylarını alıyor, şekil değiştiriyor.

Drone'lar ile ürün teslimatının gündemde olduğu, eksiklerini otomatik olarak sipariş edebilen buzdolabının üretildiği, evinize doğru geldiğinizin haberini aracınızın evinizdeki klimaya haber verebildiği bir çağa girdik. Yapay zekâ ise artık bilim kurgu bir kavram olmaktan çok uzakta.

Günlük yaşamımızdan iş yapış şekillerimize kadar birçok alanda dijitalleşmenin hayatımızı nasıl kolaylaştırdığını (veya zorlaştırdığını!) görüyoruz. Dijitalleşme ile bilgiye ve eğitime erişim kolaylaşırken yayıncılık sektörü de bu dijital dönüşümden etkilenmeye devam ediyor. Yayıncılık maliyetlerinin daha düşük olması, yazar ve kullanıcı etkileşiminin daha canlı olması ve basılı yayınlarla kıyaslandığında taşıma kolaylığı sağlaması vb. faydaları olan e-kitapların da kullanımı yaygınlaşıyor. Ancak, Türkiye bu konuda henüz gelişmiş ülkelerin çok gerisinde. Ne var ki, "doğuştan dijital" bir nesil geliyor ve önümüzdeki birkaç yılda ülkemizin de bu konuda değişimi yakalaması kaçınılmaz görünüyor.

Bu dijital rüzgârın da etkisiyle, bu sayıda dijitalleşmenin iş hayatına etkilerini gözler önüne seren kitapları tanıtmak istedik.

DİJİTAL DÖNÜŞÜMDE OYUNUN KURALLARI

David L. Rogers Türkçesi: İclal Büyükdevrim Özçelik Optimist Yayın Grubu, 312 s.

Dijital dönüşüm, sadece teknolojiyle değil, strateji ve düşünme biçimiyle de ilgili. Dijital çağ için gerekli olan dönüşüm, şirketin bilgi teknolojileri altyapısını geliştirmekten çok stratejik yaklaşımını güncellemeyi içeriyor. Bir önceki kitabında, dijital teknolojilerin müşteriler ve onların davranışları, etkileşimleri ve her türlü şirket ve kuruluşla olan ilişkileri üzerindeki etkilerine odaklanan David L. Rogers, dijital dönüşümün iş stratejisine bütünsel bir yaklaşım gerektirdiğinden hareketle, bu kitabında daha geniş bir açıdan bakarak iş stratejisinin beş alanını ele alıyor: Müşteriler, rekabet, veri, inovasyon ve değer. Diğer kitaplarında olduğu gibi bunda da, okuyucuların, ölçeği veya sektörü ne olursa olsun, kendi işlerinde karar verirken ve strateji belirlerken uygulayabilecekleri pratik araçlar ve çerçevelere odaklanıyor. Metinde konseptleri açıklayan ve stratejileri aydınlatan vaka çalışmalarına bolca yer veren yazar, yüzlerce yıldan beri faaliyet gösteren çok uluslu şirketlerden günümüzün dijital devlerine ve tohum yatırımcılığıyla kurulan startup'lara kadar geniş bir yelpazede gerçekleştirdiği danışmanlık hizmetlerinden edindiği deneyimi süzüyor. Ancak, kitapta özellikle internetin doğuşundan önce kurulmuş şirketlere odaklanıyor ve bunların dijital çağın ilkelerine uyum içinde faaliyet göstermek üzere kendilerini nasıl başarılı bir dönüşümden geçirdiklerini inceliyor.

Dokuz stratejik planlama aracına yer veren yazar, bu araçları dünyanın dört bir yanında yüzlerce şirket ile gerçekleştirdiği strateji çalıştaylarında aldığı geri bildirimlere dayanarak geliştirmiş. Her bir araç kitabın metni içinde, nerede ve nasıl kullanılabileceğini analiz eden vakalarla bağlantılı bir şekilde kısaca sunuluyor. Kitap boyunca her bölümün sonuna organizasyonla ilgili bu konuları ve zorlukları ele aldığı bir kısım da ekleyen yazar, "Dijital dönüşüm için sadece doğru stratejiye sahip olmak yeterli değil, aynı zamanda bu stratejinin gerçekleştirilmesini sağlamak gerekiyor." diyor. Bu nedenle liderlik, şirket kültürü, iç yapılar, süreçler veya becerilerde değişiklikler ve dış ilişkilerde değişikliklerle ilgili hususları ele alırken, bu konularla boğuşan liderlerin görüşlerinden de yararlanmış. "Sizin için doğru olan yaklaşım, şirketinizin tarihsel geçmişi ve kişiliğine dayanıyor. Burada değişime engel olabilecek bazı alengirli engellere dikkat çekmek istedim çünkü her ne kadar şirket doğru stratejiye karar vermiş olsa da deneyimlerimiz dijital dönüşümün kendi ivmesiyle yürümediğini gösteriyor" diye ekliyor.

Yazar, kitabın beş bölümünü ekibinizin dijital teknolojilerin strateji alanlarında geçerli geleneksel kuralları nasıl değiştirebileceğine odaklanmasını sağlamak üzere tasarlamış. Bu bölümlerde, ana stratejik temaları nasıl uygulayacağınızı öğrenirken, dijital çağdaki yönelimlerini yeniden gözden geçiren çeşitli şirketlerden örnekler göreceksiniz. Kitabın son bölümü ise sıklıkla tartışılan ama pek o kadar da iyi anlaşılmayan bir olgu olan "yıkım"ı ve dijital çağda nasıl geliştiğini ele alıyor. Bu bölüm, ortaya çıkan bir zorluğun şirketiniz için gerçekten yıkıcı bir tehdit olup olmadığını anlamanıza yardımcı olacak bir araç sunuyor. Aynı zamanda gerçekten yıkıcı bir zorlukla karşılaştığınızda önünüzdeki seçenekleri değerlendirmeniz için bir araç da ortaya koyuyor: Buna karşı mücadele etmek mi yoksa yoldan çekilmek mi en doğrusu?

Kitabın sonuç bölümü, şirketlerin dijital dönüşümde oyunun kurallarının merkezinde yer alan yeni stratejik düşünce yapısını gerçekten be nimsemek için üstesinden gelmeleri gereken diğer zorlukları ele alıyor. Ne yazık ki, her şirket Britannica örneği gibi başarılı değil. Her bir Britannica'ya karşılık, oyunun kurallarının değiştiğini fark edemeyen ve stratejisini dijital gerçeklere uyum sağlayacak şekilde değiştirmeyi başaramayan Kodak veya Blockbuster gibi bir şirket de var. Burada bazı kurumların niçin ve nasıl ayak uyduramadığını inceleyen yazar, ayrıca kendi şirketinizin dijital dönüşüme ne kadar hazır olduğunu ölçmenize yardımcı olacak bir değerlendirme aracı da sunuyor.

MARKA İLETİŞİMİ VE DİJİTAL STRATEJİLER

Hatun Boztepe Taşkıran Der Yayınları, 204 s.

Birbirine benzer ürün ve hizmetlerin tüketici tercihine sunulduğu günümüz koşullarında, işletmeler ürün ve hizmetlerinin tüketiciler tarafından tercih edilmesini sağlamak için yoğun rekabet yarışıyla karşı karşıya. Rekabet üstünlüğü elde etmenin en önemli yolu da güçlü ve başarılı markalar oluşturmak. Kimlik yapılarıyla kendilerini hedef kitlelerine anlatan markalar, hedef kitlelerin zihninde farklı bir yere konumlanarak çeşitli alternatifl er arasında seçim yapmak durumunda kalan tüketicilerin tercihi haline gelmeyi amaçlıyor. Marka yoluyla farklılaşmanın sağlanması, ürün ve hizmetlerin tüketiciler tarafından tercih edilmesi amacına hizmet etmenin yanı sıra marka sadakatinin oluşmasına ve marka değerinin ortaya çıkmasına zemin hazırlıyor ve böylelikle işletmelere ekonomik açıdan da önemli katkılar sağlıyor.

Marka ile tüketici arasındaki bağın tesisi ve güçlendirilmesinde marka yapısının tüketici odaklı yaklaşımla oluşturulması ve etkili marka iletişimi stratejilerinin benimsenmesi önem taşıyor. Son yıllarda tüketicilerin artan oranda sanal ortamlara kaymasıyla birlikte, marka iletişiminde dijital stratejilerden faydalanılması gereklilik halini aldı, tüketiciler ile markalar arasındaki ilişkilerin tesis edilmesini ve pekiştirilmesini sağlayan her fırsattan faydalanmak önem taşımaya başladı.

Bu bilgilerden hareketle, Hatun Boztepe Taşkıran çalışmasında markaların yerine getirdiği fonksiyonların neler olduğunu irdelemeyi, güçlü ve başarılı marka yapısının oluşturulması için ön plana çıkan kavramları ele almayı, marka iletişiminin nasıl yönetilmesi gerektiğini ve dijital stratejilerin marka iletişimine adapte edilmesinin neden önem taşıdığını değerlendirmeyi amaçlamış.

Çalışmanın birinci bölümünde, marka fikrinin nasıl ortaya çıktığına ve marka kavramının günümüz çağdaş yaklaşımı ekseninde nasıl tanımlanabileceğine yönelik bilgilerin yanı sıra markanın kapsamını oluşturan marka kimliği, marka imajı, marka kişiliği, marka çağrışımı, marka farkındalığı, marka tercihi, marka sadakati ve marka değeri kavramları detaylı biçimde ele alınıyor. Markanın kavramsal çerçevesi ve kapsamına yönelik genel bir kavrayış geliştirilmesine yönelik bilgilerin yer aldığı bu bölümde, marka oluşturma süreci ve markanın konumlandırılması konuları da irdeleniyor.

Çalışmanın ikinci bölümünde ise, marka iletişim sürecinin ne olduğu ve ne şekilde yönetilmesi gerektiğine ilişkin bilgilerin ardından marka iletişimi unsurları olarak halkla ilişkiler, reklam, kişisel satış, satış geliştirme, doğrudan pazarlama ve satın alma noktası iletişiminden nasıl faydalanılabileceğine dair bilgilere ayrı ayrı yer veriliyor. Bu bölümde ayrıca kurumsal markaların, kişisel markaların ve şehir markalarının iletişim yönetimi süreçlerine ilişkin incelemelerin ardından, bu türdeki markaların iletişim yönetimlerini gerçekleştirirken nelere dikkat etmeleri gerektiğine dair bilgiler paylaşılıyor. Çalışmanın son bölümünde ise dijitalleşme çağında marka iletişim yönetiminin taşıdığı boyut ele alınarak dijital stratejilerin marka iletişimine adaptasyonu konusuna yer veriliyor. Bu bölümde marka iletişimi ve dijital stratejiler bağlamında elektronik ağızdan ağza marka iletişimi, sanal marka toplulukları, dijital oyunlar ve marka iletişimi, dijital ortamlarda markalara yönelik hikâye anlatımı, sanal ortamda kanaat önderleri ve marka iletişimi konularına yer verilerek dijital ortamlarda gerçekleştirilen marka iletişiminin, markalar açısından fırsat mı yoksa tehdit mi olduğu sorusuna yanıt veriliyor.

Dijital ortamların ve sosyal medyanın insanlar arasındaki iletişim biçimlerinde yaptığı köklü değişimler dikkate alındığında, markalar ile tüketiciler arasındaki iletişimin sağlanması noktasında, pazarlama stratejilerinde olduğu gibi marka iletişimi stratejilerinde de yeniden düzenlemelerin yapılması zorunlu bir hâl aldı. Marka yöneticileri, dijital stratejilerin marka iletişimine entegre edilmesinin kaçınılmaz bir hale geldiğini bilmeli ve dijital ortamların marka iletişimi amaçlarına ulaşılmasına ne tür katkılar yapabileceğini hesaba katarak bu ortamların sunduğu fırsatlardan faydalanmalı.

DOĞUŞTAN DİJİTAL

John Palfrey ve Urs Gasser Türkçesi: Nagihan Aydın İKÜ Yayınevi, 360 s.

Dijital dünya(d/y)a doğan ve büyüyen dijital yerlilerin ilk kuşağı ekonomik, politik, kültürel ve hatta özel hayatımızı yeniden şekillendiriyor. Onların yarattığı dönüşüm, umut verdiği kadar yeni riskler de yaratabiliyor. Aileleri, eğitimcileri, işyerlerindeki yöneticileri, hukukçuları, siyasetçileri, sanatçıları ve toplumun diğer tüm kesimlerini etkileyen, kimi zaman endişelendiren bu riskler neler? Gençlerin dijital dünya ile etkileşimleri kendilerini ve toplumların geleceğini nasıl etkiliyor?

Bu sorulardan hareketle, John Palfrey ve Urs Gasser bugün ve yarınımızın dinamiklerini değiştiren dijital çağın gençlerini mercek altına alıyorlar. Dijital kültürün ekonomiden siyasete, toplumsal hayattan hukuka, sanattan benlik algımıza ve özel hayatlarımıza kadar pek çok alanda ne kadar dönüştürücü olabildiğini gözler önüne seriyorlar. İnternet ve bilgi hukuku alanında çalışmalarıyla tanınan Harvard Üniversitesi Hukuk Fakültesi profesörleri Palfrey ve Gasser, Doğuştan Dijital'de yukarıdaki sorulara yanıtlar ararken farklı konu başlıklarına da değiniyorlar. Sanal kimlikler ve avatarlardan yenilikçiliğe, gizlilik ve güvenlikten siber zorbalığa, telif haklarından siyasal eylemciliğe, üreticilikten sanatsal yaratıcılığa kadar dijital çağın, toplumların önüne çıkardığı umut vadeden yolları ve sınırları masaya yatırıyorlar. Yazarlar, kitapta toplumun farklı alanlardaki aktörlerinin dijital dünyanın geleceği için üstlenebileceği rollere de dikkat çekiyor ve öngördükleri sorunlara işbirliği içinde üretilebilecek somut çözümler öneriyorlar. Dahası umutlular ve şöyle diyorlar:

"Dijital yerlilerin dijital bilgiyle etkileşme, sosyal alanlarda kendilerini ifade etme, yeni sanat türleri yaratma, yeni iş modelleri kurgulama ve yeni eylem girişimleri başlatma şekillerinde umut görüyoruz. Bu kitabın amacı; endişelenmemiz gerekenleri o kadar da korkutucu olmayan şeylerden, direnmemiz gereken şeyleri sahiplenmemiz gerekenlerden ayırmaktır."

Palfrey ve Gasser, Amerika'dan Asya'ya, Avrupa'dan Orta Doğu'ya dünyanın farklı yerlerinde dijital kültürün içinde büyüyen dijital yerlilerle görüşmeler yaparak hazırladıkları bu kitapta dijital kuşağın bakış açısını ve onları ayrı coğrafya ve kültürlere rağmen benzeştiren özellikleri de gözler önüne seriyorlar. Ayrıca dijital kültüre sonradan uyum sağlayan eski kuşaklarla -dijital göçmenlerlearalarındaki farklara da değiniyorlar. Sanal dünyaya doğan genç kuşağı anlamaya ve onların yarattığı gelecekte yolumuzu nasıl bulabileceğimize dair okurları aydınlatıyorlar.

DİJİTAL ÇAĞDA İLLÜZYONEL PAZARLAMA

Adnan Veysel Ertemel, Abaküs Yayıncılık, 169 s.

Hepimizin 24 saati var ve artan onca bilgiye rağmen zamanımız bir dakika bile artmıyor. Üretilen bilginin üstel olarak arttığı bir dünyada tüketicilerin aktif dikkati git gide daha kıt ve değerli hâle geldi. Tüketicilerin dikkatini çekerek etkileşime ikna etmek her zamankinden daha zor. İllüzyonel pazarlama, tüketicilerin bilinçli dikkatini çekmenin gittikçe zorlaştığı gerçeğinden hareketle bilinçaltına yani eski beyne hitap etme düşüncesine dayanıyor.

Adnan Veysel Ertemel, illüzyonel pazarlamada, doğru yolda olup olmadığınızı sınamanın en iyi yolunun bir ürünü yedi-sekiz yaşlarında bir çocukta denemek olduğunu iddia ediyor. "Ürününüz çocukların bile anlayabileceği ölçüde; zihinlerde yer eden bir hikâye anlatmalı, düşündürtmeden kullanılabilmeli (kullanıcı deneyimi), etkileşim için motive etmeli (oyunlaştırma).

Tüketicilerin eski beynine bir başka ifadeyle sağ beyne hitap eden yaklaşımın ilk ve önemli adımı markanın tüketicilerce karşılık bulan bir hikâyesinin olması. Diğer yandan kullanıcı deneyimi; tüketicilerin aktif, bilinçli dikkatini çekmenin daha önce hiç olmadığı kadar zorlaştığı bir ortamda, farklı bir yöntem olarak bilinçaltına hitap ederek tüketicilerin ürünleri çaba sarf etmeksizin sezgisel olarak kullanması esasına dayanıyor. Kısaca düşündürtmeyen tasarım olarak sloganlaştırılan kullanıcı deneyimi tasarımı, tüketicileri başlangıç noktasından arzu edilen noktaya düşündürtmeden taşıyor. Son olarak oyunlaştırma, tüketicileri etkileşime ikna etmek için motivasyonu artırmayı hedefliyor. Oyunlaştırmada, ürün ve hizmet kullanım sürecine rekabet, liderlik tabloları, puanlar, rozetler gibi oyun unsurları ekleniyor ve ‘oyuncular'ı teşvik edecek çeşitli havuçlarla ürünlerin kullanımı daha eğlenceli hâle getiriliyor.

Bu tekniklerin etkinliği ispatlanmış olmakla beraber, "Hadi süreçlerimizi oyunlaştıralım ya da bizim de bir hikâyemiz olsun." deyince hemen başarıya ulaşmak mümkün değil. Bu kitapta söz konusu tekniklerin doğru uygulanması için adım adım yapılması gerekenler, başarı örnekleriyle beraber veriliyor. Kitapta ilk olarak, dijitalleşmenin asıl vaadinin ne olduğu ve henüz çok başında olduğumuz bilgi çağında, bizi nelerin beklediğine dair ipuçları veriliyor. Ardından bilgi deryası içinde tüketicilerin aktif ve bilinçli olarak dikkatini çekmenin zorlaştığı "dikkat ekonomisi" anlatılıyor. Markaların bu çağda yaşadığı yeni zorluklar, pazarlamada tümüyle etkisizleşen teknikler ve yeni yönelimler inceleniyor.

"İllüzyonel Pazarlama Teknikleri" olarak adlandırılan üçüncü bölümde ise, markaların takım çantasındaki yeni araçlar, güncel örnekler verilerek ve eğlenceli bir üslûbla ele alınıyor. Kitapta, görsel ve video içerikli güncel örnekler eşliğinde, pazarlama dünyasında yeni adına uygulanan birçok pratiğin temel nedenleri ve nasıl yapılması gerektiği, iş yöneticilerinin perspektifinden incelenerek sistematik biçimde ortaya konuyor.

SOSYAL MEDYA İLE DİJİTAL PAZARLAMA

Alaattin Çağıl Dikeyeksen Yayın Dağıtım, 212 s.

Pazarlama bölümü çalışanlarının tutundurma faaliyetleri çerçevesinde en çok önem verdikleri konulardan birisi, potansiyel/mevcut müşterileri ile yer ve zaman kısıtları olmadan iletişim kurabilmek ve bilinirliklerini arttırmak. Günümüzde bu amaçlara ulaşmada en etkin kullanılabilecek araçlardan biri de sosyal medya. Sosyal medya bireylerin video, fotoğraf, görüntü, yazı, karikatür, fikir, dedikodu, haberler gibi içerikleri paylaşmak için kullandığı çevrimiçi (online) kaynaklardır ve bu kaynaklar blogları, vlogları, sosyal ağları, mesaj panolarını, podcastleri ve wikileri içeriyor. Sosyal medya uygulamalarının yaygın örnekleri sayacak olursak Instagram, Pinterest ve Flickr (çevrimiçi fotoğraf paylaşım sitesi), Wikipedia (bilgi, referans), Facebook ve Myspace (sosyal ağ), Twitter (mikro blog), del.icio.us (işaretleme, etiketleme). Bireylerin, politikacıların, kamu kurumlarının, özel kuruluşların ve sivil toplum örgütlerinin de yer almasının kaçınılmaz olduğu bu platformlar, olumlu veya olumsuz pek çok farklı amaca hizmet ediyor.

Kitapta sosyal medyanın ne olduğu, hayatımıza nasıl girdiği, sosyal medya akımının nasıl başladığı ve sosyal medyadan nasıl kazanç elde edilebileceği gibi konularla giriş yapan Alaattin Çağıl, sosyal medya hesapları, reklam yöntemleri, paylaşım kuralları ve takipçi arttırmanın ne kadar gerekli ve önemli olduğu gibi başlıklarla devam ediyor. Ardından internet reklamcılığının ne olduğu, nasıl geliştiği, klasik reklamcılık ve internet reklamcılığı arasındaki farklar ile mobil pazarlama ve sosyal ağlarda neler yapılabileceğini anlatıyor.

Sosyal medyada doğru kitleye ulaşmak ve yapılan paylaşımların satın almaya etkilerini ölçmek çok önemli. Belirli tüyolarla sosyal medyanın satın almaya etkilerinin artırılması, milyonlarca takipçiye rağmen hedef kitlemizin olmadığı yerlerde geri dönüşlerin azlığı ve satış taktiklerinin neler olması gerektiği hakkında bilgilendirmede bulunan yazar, sosyal medyada etkili reklam yapma, Facebook, Twitter ve Youtube'da reklam yönetimi nasıl yapılmalı, nasıl reklam vermeli ve nelere dikkat edilmeli gibi konuları ayrıntılarıyla açıklıyor. Kitlenin nasıl elde tutulacağına dair birçok ipucunun yer aldığı kitapta içerik üretimi, SEO temelli içerik üretebilme, viral reklamlar ve algı yönetiminin sırlarını da bulabiliyorsunuz.

DİJİTAL PAZARLAMA

Dmian Ryan Türkçesi: Mehmet Murat Kemaloğlu, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, 536 s.

Mehmet Murat Kemaloğlu, "Bu dijital devrimi bu kadar heyecan verici yapan şey tam da şu anda oluşudur. Bu devrimin canlı tanıklarıyız. Ona katılmak ve bu tarihi dönüşümün bir parçası olmak için bulunmaz bir fırsata sahibiz." diyor ve bizi dijital pazarlama dünyasında bir yolculuğa çıkarmayı vadediyor.

Ürün veya hizmet satışı için interneti başarılı bir şekilde kullanmanın yollarını anlatan yazar, kitabına bu mecranın kökenleriyle başlıyor ve okuru farklı disiplinlerden dijital pazarlama kampanyalarına götürüyor. Kitapta, tüm dünyadan farklı alanlarda kabul görmüş uzmanlar, markalar ve şirketlerden vaka, sayı, yorum ve görüşler toplanmış. Bu noktada, şirketlere ürün ve hizmetlerini büyük ve sürekli genişleyen bir pazara sunan online reklam ve pazarlama kanallarının seçiminde yardımcı olacak ipuçları sunuluyor.

Kitabı okudukça dijital pazarlamanın kökenlerini ve geleceğini belirleyecek eğilimleri görerek, işinizin gelecekteki değişim ve güncellemelere ayak uydurup uyduramayacağını test etme imkânı bulabiliyorsunuz. Online pazarın büyüklüğü, pazardaki keşfedilmemiş fırsatlar ve faydalanabileceğiniz dijital hizmet sağlayıcılar hakkında bilgi sahibi olabileceğiniz kitap, gerçek yaşamdan başarılı dijital pazarlama örnekleri ve dijital pazarlama uzmanlarıyla yapılan söyleşiler yardımıyla internetin gücünden faydalanmayı sağlayacak gerekli araçlar sunuyor. Pratik bir rehber hazırlamayı amaç edinen yazar, her bölümü bir içerik özetiyle başlatmış. Böylece kolayca kitabın bölümlerine göz atabiliyor ve ilgilendiğiniz konuyu seçebiliyorsunuz. Ayrıca kitabın sonunda dijital pazarlamacıların kullandığı terimleri açıklayan bir sözlük de bulunuyor.