Bir psikoloğun terapi defteri

Ben bu tarz kitapları önemli buluyorum. Kendinize hitap eden yazarı/dili bulup böyle bir kitabı elinizin altında bulundurmanızda fayda var.

YAYINLAMA
GÜNCELLEME

ÇİĞDEM SİRKECİ

Klinik Psikolog Deniz Bolsoy Erdem’in Doğan Novus’tan yayınlanan "Terapi Defteri" isimli kitabı, ihtiyacı olan birilerinin elinden tutma, umut olma amacını taşıyor. Yazar, mutsuzluğu kanıksamanın insanın kendisine yapabileceği en büyük kötülük olacağını belirtip mutluluk duygusunun insanın kendini yaşam kalitesini artırmaya adaması ile mümkün kılınacağını söylüyor.

Erdem, kitabını "Yavaş Yavaş Başlasın Değişim", "Kendini Geliştirme" ve "Kendinle Yüzleşme" adlarında üç bölüme ayırmış. Yazar, insan psikolojisini göz önüne alarak yavaştan başlayıp insana daha zor gelebilecek ifadeleri sona bıraktığını belirtmiş kitabın önsözünde. Büyük çoğunluğunu danışanları ile olan seanslarından damıttığı, özlü ifadeleri paylaşmış bizlerle. Önemli bulduğu bazı yaşanmışlıkları ise daha detaylı olarak anlatmış. 

İlk bölümde yazar, çocukça davranışlarını ısrarla sürdüren yetişkinlere yönelik sözlere yer veriyor sıklıkla. Sağlıklı-olgun yetişkin moduna geçişin önemine değiniyor. Farkındalığın, kendinle yüzleşmenin başlangıçta rahatsızlık verebileceği ama uzun vadede bizi iyileştirebileceğini söylüyor. Aynı bölümde pek çok insanın değişimin belirsizliğinden korkarak harekete geçmediğinden dem vuruyor. Yazar, insanın kendini sevmesinin gerekliliğine değinip ancak bu sayede başkalarının sizin için yaptığı güzelliklerin farkına varıp, insan ilişkilerinizi yoluna koyabilirsiniz diyor. İkili ilişkilerdeki bağımlılık, el âlem ne der kaygısı, terk edilme korkusu gibi ilişkiyi yıpratıcı yanlışlara dair paylaşımlarda bulunup, kitapta en hoşuma giden deyişlerden birini dillendiriyor: Karşılıksız olması gereken tek ilişki ebeveyn-çocuk ilişkisidir. 

Kendini Geliştirme isimli ikinci bölümde, öğrenilmiş çaresizlik, yaşanılan hayattan tatmin olma, özgüven, hayata olumlu bakmak gibi konulara değiniliyor. Aynı bölümde yetenek ve sınırlarının farkında olmak, insanın hayattan beklentilerini gerçekçi belirlemesinde en önemli etkendir deniyor. 

Son bölümde yazar, emek vermeden, zorlanmadan ve ağlamadan değişmek olmaz diyor. Benzer şekilde yazılmış popüler psikoloji ya da kişisel gelişim kitapları ile daha önce de karşılaşmış olabilirsiniz. Bu özlü ifadeler doğrudur doğru olmasına ama aslında pek çoğu size yepyeni, bilmediğiniz bir şey söylemezler; hatta bazıları birbirinin tekrarı gibi de gelebilir. Ancak bir bakmışsınız orada okuduğunuz bir cümleye aklınız takılmış, üzerinde düşünmektesiniz. Gün gelir sizi olumlu anlamda değiştirecek bir sürece girmiş olduğunuzu fark edersiniz. Her şey okurken belki de dikkatinizi bir nebze olsun çekmemiş küçük bir cümleyle değişiverir. 

Ben bu tarz kitapları bu yüzden önemli buluyorum. Kendinize hitap eden yazarı/dili bulup böyle bir kitabı elinizin altında bulundurmanızda fayda var; kendinizi kötü hissettiğinizde, bir soluk almak istediğinizde ya da ben şimdi ne yapmalıyım çıkmazına girdiğinizde sığınabileceğiniz bir liman. Kısa, öz, kafanızı karıştırmadan sadelikle ne yapabileceğinizi, işe nereden koyulabileceğinizi, korkularınızdan nasıl sıyrılabileceğinizi söyleyecek; yeri geldiğinde sadece konforun verdiği alışkanlıkla kabullendiğiniz türlü ilişkilerin yükünden nasıl kurtulabileceğinizin ipuçlarını verecek bir rehber. Aslında içten içe sağduyumuzla neyin doğru neyin yanlış olduğunu bildiğimiz ama inadına yanlış yaptığımız zamanlarda bizi uyaracak bir arkadaş. 

Yazar, bazen sığınabileceğiniz insanlar müsait olmayabilir, o zamanlarda en sevdiğiniz kitap ya da filmle idare edebilirsiniz, diyor. İşte bu kitap, kendinizi yalnız hissettiğiniz dönemlerde göz atacağınız kitaplardan biri olabilir. 

Terapi Defteri, Deniz Bolsoy Erdem, Doğan Novus, 212 s.