Başarılı bir büyüme için…
Yazarlar, başarılı büyüme girişimlerine rehberlik eden beş prensibi geliştirmek için çeşitli vaka çalışmalarından, günlük sohbetlerinden, büyümeyi becerenlerle yaptıkları yazışmalardan ve yüzlerce akademik çalışmadan yararlanmışlar.
DOĞAN SELÇUK
Stanford Üniversitesi profesörlerinden Robert I. Sutton ve Huggy Rao tarafından kaleme alınan “Mükemmeli Büyütmek”, her liderin ve kuruluşun karşılaştığı yapıcı görüş ve davranışları birkaç kişiden pek çok kişiye yayma zorluğunun üstesinden gelmeye çalışıyor.
Yazarlar, 2006 yılında Stanford’da başlattıkları “Müşteri Odaklı İnovasyon” konulu haftalık işletme eğitimi programında görüştükleri katılımcıların müşteri odaklı bir kuruluş oluştururken karşılaştıklarını ifade ettikleri bu probleme “Daha Fazla Problemi” ismini vermişler. Programa katılan yöneticiler, işletmelerinde insanların müşteri ihtiyaçlarını ortaya çıkarma ve bu ihtiyaçları karşılama konusunda harika iş başardıkları alanları büyütme ve daha fazla kişiye yayma konusunda güçlük yaşadıklarını vurgulamışlar. Bu güçlükler karşısında ortaya koydukları çözümlerin ve yöneticilerin sordukları sorulara verdikleri cevapların yetersiz kaldığının farkına varan yazarlar, bu noktadan hareketle bu kitabı ortaya çıkaran 7 yıllık bir projeye başlamışlar.
Proje süresince iyi yönde büyüme ile kötü yönde büyüme arasındaki farkları belirleyerek kitaba yansıtmışlar. Ayrıca bu süreçte kendilerine iki temel hedef belirlemişler: Birincisi, bulabildikleri en kesin ispatı ve teoriyi ortaya çıkarmak, ikincisi ise gözlemler yaparak aralarından bir anlam ifade edenleri mükemmeli büyütmeyi kafasına koyanlara tavsiye etmek.
dört temel ders
Yazarlar kendi yolculuklarından dört temel ders çıkarmışlar. Birinci olarak, detaylar ve gündelik işleyişler her ne kadar büyük farklılıklar gösterse de büyüme zorlukları arasındaki benzerlikler farklılıklardan daha önemlidir. Bu aşamada, büyümenin gelişimine şekil veren genel ve hayati kararları derinlemesine incelemişler. Şirketimizin büyümesi Katolik (yeni insanları ve yerleri herhangi bir orijinal modelin mükemmel klonları haline getirmek) mi, yoksa Budist (yerel varyasyonu, deneyimlemeyi ve kişiselleştirmeyi teşvik etmek) mi olmalı? En iyi liderlerin ve kuruluşların bu evrensel kararla başa çıkma hikâyelerine kitapta yer verilmiş.
İkinci önemli ders ise, iyi büyüme hiçbir zaman “yeterince iyi” ile yetinmemeyi gerektirir ve sürekli olarak araştırmanın, düşünmenin ve de sistemin eski ve yeni yönlerini çaprazlama olarak harekete geçirmenin yollarını bulmak anlamına gelir.
Üçüncü önemli ders, mükemmelliği büyütme sürecinde beklenmedik ve nahoş olaylardan darbeler alabiliriz, hüsran ve kafa karışıklığı beraberinde havadaki başarısızlık kokusunu getirebilir. Ancak en iyi liderler ve büyüme ekipleri böyle karmaşa anlarının içinden sıyrılır, hatta bundan keyif alırlar.
Dördüncü büyük ders ise, büyüme bireylerle başlar ve yine bireylerle biter. Başarı, kuruluşta görev alan her seviyedeki insanın azmine ve yeteneğine bağlıdır. Tabii ki pek çok büyüme girişimi tepe yönetimin attığı ilk adımla başlar, ancak kuruluşu oluşturan bütün insanların şevki, gayreti ve hayal gücü olmaksızın mükemmelliği yaymak mümkün değildir.
Yazarlar, başarılı büyüme girişimlerine rehberlik eden beş prensibi geliştirmek için çeşitli vaka çalışmalarından, günlük sohbetlerinden, büyümeyi becerenlerle yaptıkları yazışmalardan ve yüzlerce akademik çalışmadan yararlanmışlar. Bu noktada kitabın tam bir vaka analizi kitabı olduğunu söylememizde bir beis yok. Kitap örnek teşkil eden performansları hayata geçirmek ve parmakla gösterilen başarıları yaymak için nelerin gerektiğini, ayrıca bir kuruluşun büyüyüp olgunlaştıkça, sıradanlığa kaymadan kendini nasıl zenginleştireceğini gösteriyor. Mükemmeli Büyütmek, Robert I. Sutton, Huggy Rao, Türkçesi: Dilan Sarıoğlu, Numen Yayıncılık, 356 s.