Aşk üzerine iki kitap
Juan Filloy’un 1934 yılında yayımlanan romanı Op Oloop ise aşkın inanılmaz doğası üzerine yazılmış, yayınlandığı tarihten bu yana albenisini kaybetmemiş klasik eserlerden biridir. Aşkın bu kadar tutkulu bir duygulanma hali olmasına karşılık neden zor olduğu ve buna karşılık nasıl mümkün hale gelebileceğini irdeleyen en iyi eserlerden biri de Wilhelm Schmid’in kalem aldığı Aşk.
Doç. Dr. Yavuz DİZDAR
Bir aşk analizi: Op Oloop
Duygular içerisinde en az açıklama bulmuş olanı olasılıkla aşktır. Aşk etraftaki bütün seçeneklere karşılık sadece birine karşı oluşan, saplantıyla harmanlanabilen, ancak kişinin günlük yaşam ve zaman algısını bütünüyle değiştiren sıra dışı bir duygu durumu olarak tanımlanır. Bugüne dek yapılan bilimsel çalışmalar da aşkı net biçimde tanımlayamaz, biyokimyasını keşfedemez. Juan Filloy’un 1934 yılında yayımlanan romanı Op Oloop ise aşkın inanılmaz doğası üzerine yazılmış, yayınlandığı tarihten bu yana albenisini kaybetmemiş klasik eserlerden biridir. Buenos Aires’te yaşayan Fin istatistikçi Optimus Oloop hayatını kusursuz işleyen bir saatin mekanizması gibi, her zaman öngörülebilir ve her daim düzenli yaşanması gereken bir süreç olarak doldururken, günün birinde aşkı ilk kez tadıyor. Mesleği ölçmek ve olasılık hesaplamak olan Oloop’un ilk kez yaşadığı duygu karmaşası Jaun Filloy’un anlatımıyla sıra dışı bir akıcılık kazanırken, okuru dönemin yaşam algısıyla da başarıyla tanıştırıyor. Yazar Filloy zaten kendisi de sıra dışı biri, Cordoba doğumlu olan yazar, Nobel adaylığı da dahil olmak üzere birçok onur nişanı ve ödül almış. Kaleme aldığı 55 eserin ortak noktası hepsine yedi harfli başlıklar vermesi. Op Oloop’un Filloy’u ne kadar yansıttığı tartışma konusu olsa da, yazar her iki yöne de aynı biçimde okunan anlamına gelen altı binden fazla palindrom bulmuş ve genel kullanıma geçen sözcükler türetmiş. Aşkın bir insanı bulutlara taşıyacağı kesin olsa da, Oloop’un hikayesi o kadar başarılı aktarılıyor ki, Freud Filloy’a el yazısıyla kaleme alınmış bir tebrik mektubu göndermiş. Aylak Adam Yayınları, İspanyolcadan çeviren Zeynep Çelikel, 2017, 240 sayfa.
Wilhelm Schmid’e göre aşk okulu
Aşkın bu kadar tutkulu bir duygulanma hali olmasına karşılık neden zor olduğu ve buna karşılık nasıl mümkün hale gelebileceğini irdeleyen en iyi eserlerden biri de Wilhelm Schmid’in kalem aldığı Aşk. Alman felsefeci Wilhelm Schmid, bu kitapta “aşk” üzerine kafa yoruyor. Wilhelm Schmid aşkın doğasına bakarken, aşk öğrenilebilir mi, belli kurallara uyarak mutlu bir aşk ilişkisi yürütmek mümkün müdür, sadakat, kıskançlık, güç ve para, aşka nasıl etki eder gibi sorulara yanıt arayarak irdelemesini sürdürüyor. Schmid’in eseri esas aşkın ne olduğunu merak edenler, deneyimlememiş olanlar, deneyimlese de, aradığını bulamasa bile yeniden bu sürecin içine girmeyi seçenler için bir başucu kılavuzu özelliği gösteriyor. Felsefeyi psikolojiyle buluşturan ve karmaşık konuları kolay ve gündelik bir dille anlatan Wilhelm Schmid, aşkı arayanlara, onu bulup korumak isteyenlere karşılığını kendilerinde bulacakları önemli ipuçları veriyor. On bölümden oluşan kitabın bir de ek bölümü var ki, başlığını vermeden geçemeyeceğiz: “Sevmeyi öğrenmek. Bir aşk okulu olsa müfredatında neler olabilirdi?” Schmid’in Aşk’ı tam da konudan dili yanmışların seçeceği, uzun olmayan, ama yoğun içerikli bir eser. Belki de aşkı arayan, aradığını sanan ve elbette bulduğunu düşünen herkesin bir ders kitabı olarak hatmetmesi gereken bir eser. İletişim Yayınları, Almancadan çeviren Tanıl Bora, 2022, 82 sayfa.