annelerin öğretmediği şarkılar!
Selçuk Altun romanlarının ilginç ve akıcı olmalarının yanı sıra öne çıkan başka ortak özellikleri de var: Öyküler İstanbul başta olmak üzere pek çok farklı kentte örülür. Roman kahramanları genelde varlıklı, kültürlü ailelerden gelmekte olup sanata, edebiyata ilgilidir.
ÇİĞDEM SİRKECİ
Selçuk Altun'un yayınlanan ilk kitabı, 2001 tarihli "Yalnızlık Gittiğin Yoldan Gelir" adını taşıyor. Yabancı dillere çevrilen ve özellikle ABD ve İngiltere'de ilgi gören "Bizans Sultanı", "Annemin Öğretmediği Şarkılar" ve "Senelerce Senelerce Evveldi" romanları benim de favori Altun kitaplarım.
Altun, 1950 Artvin doğumlu. Boğaziçi Üniversitesi'nde İşletme okumuş, yüksek lisansını tamamladıktan sonra çeşitli finans kurumlarında yöneticilik yapmış. Yapı Kredi Yayınları yönetim kurulu üyeliği ve başkanlığı görevlerini üstlenmiş. Kitap-lık ve Cumhuriyet Kitap'ta yazdığı "Kitap İçin" denemelerini takip edenler yazarın derin kitap tutkusuna ve engin edebi birikimine şahit olmuşlardır. Ben, bu denemelerdeki zaman zaman duygusal zaman zaman esprili anlatımı da ilgiyle izlediğimi belirtmek isterim. Bu denemelerin "Kitap İçin", "Kitap İçin 2" ve "Kitap İçin 3" kitaplarında toplanıp yayınlandığını ekleyip Altun'un roman dünyasına geri dönelim.
"Bizans Sultanı" 2011'de okuyucu ile buluşmuş. Roman, kendi halinde bir akademisyen olan kahramanımızın, gizli bir örgüt tarafından Bizans İmparatoru XV. Konstantinos ilan edilmesi üzerine değişen hayatını anlatıyor. Amerikalı babası tarafından bebekken terk edilen kahramanımızın, annesi ve anneannesi ile Galata'da başlayan macerası, imparator olup olmadığının ispatı için girişeceği zorlu, altı aşamalı bir sınav ile devam ediyor. Kahramanımız Bizans Tarihi'nin derinliklerine dalarken hem Türkiye'deki hem dünyadaki önemli Bizans kentlerini ziyaret ediyor. Kurgunun ve gerçeğin birlikte ustaca dokunduğu bu romanın özellikle tarih severler için ilginç olacağı kanısındayım.
Yazarın sevdiğim bir diğer romanı, "Annemin Öğretmediği Şarkılar." 2005 tarihinde yayınlanan bu hikâyede, babasının katilini arayan bir adamın, nasıl olup da iyilik ve doğruluk adına peş peşe cinayetler işleyen bir modern cellada dönüştüğüne tanıklık ediyoruz. Her Selçuk Altun romanında olduğu gibi, öykü boyunca pek çok büyük yazara ve eserlerine selam duruyoruz.
Adını, Edgar Allen Poe'nun meşhur Annabel Lee'sinin ilk dizesinden alan "Senelerce Senelerce Evveldi" bize İstanbul- Buenos Aires arasında mekik dokuturken kulağımıza aşk öyküleri fısıldar. 2008 tarihinde yayınlanan roman, yine şiirden, edebiyattan, sanat ve tarihten alıntılı bir Altun kitabıdır.
Selçuk Altun romanlarının ilginç ve akıcı olmalarının yanı sıra öne çıkan başka ortak özellikleri de var: Öyküler İstanbul başta olmak üzere pek çok farklı kentte örülür. Roman kahramanları genelde varlıklı, kültürlü ailelerden gelmekte olup sanata, edebiyata ilgilidir. Romanlarda pek çok edebi esere, yazara gönderme söz konusudur. Tarihi alıntılardan yararlanılır. Bütün bunlar okuru, romanın ötesinde, başka okumalara yelken açmaya heveslendiren bilinçli satranç hamleleri gibi geliyor bana. Yer yer yazarın nükteci kişiliğinin ipuçlarını da rastlarız; yazar, romanlarında Selçuk Altun ya da Selçuk Altan adında yan karakterler olarak karşımıza çıkmaktan çekinmez.
"Ardıç Ağacının Altında" yazarın dokuzuncu romanı olarak bu ay kitap rafl arındaki yerini aldı. Bakalım yazar, bize bu kez hangi kentleri gezdirecek, hangi ilginç öyküleri anlatacak?
Selçuk Altun'un kitapları, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları tarafından basılıyor…