Buğdayda sarı pas, gıda güvenliğini tehdit ediyor...
Tarımda eşi görülmemiş bir sezon yaşanıyor. Kuraklık, don felaketi derken son iki günde özellikle Ege Bölgesi'nde aşırı yağış ve dolu nedeniyle yine tarım alanları büyük zarar gördü.
Türkiye'nin en önemli kiraz üretim merkezlerinden İzmir Kemalpaşa'da üretici hasada hazırlanırken doluya yakalandı. İlçede yağan dolu kirazda yüzde 80'e varan oranda hasara neden oldu.
Muğla'nın Seydikemer İlçesi ve yöresinde ise dolu yağışı domates, biber seralarına zarar verdi.
Büyük ölçüde doğa şartlarına bağlı olan tarımsal üretim, iklim değişikliğinin yanı sıra bir çok hastalık ve zararlı tehlikesi ile karşı karşıya. Buğdayda görülen en tehlikeli hastalıklardan birisi olan sarı pas dünyanın gıda güvenliğini tehdit ediyor.
Bu tehdidi ortadan kaldırmak ve alınacak önlemleri tartışmak üzere İzmir'de pazartesi başlayan ve bugün sona erecek çok önemli bir sempozyum yapılıyor. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Kuru Tarım Alanları Uluslararası Tarımsal Araştırma Merkezi'nin (ICARDA) düzenlediği 2.Uluslararası Buğday Sarı Pas Sempozyumu'na 40 ülkeden 200'ü aşkın biliminsanı ve uzman katılıyor.
Sarı pas, kara pas ve kahverengi pasla birlikte buğdaya zarar veren 3 pas hastalığından biri. Özellikle Orta ve Batı Asya ile Kuzey Afrika'da buğdaya ciddi zarar veriyor. Bu hastalık bitkinin büyümesini engelleyerek ürünün gelişimini zayıflatıyor. Buruşuk dane yapısından dolayı üründe yüzde 50 ve üzeri oranında kayıplara neden oluyor.
Sarı pasa karşı ciddi mücadele veriliyor, ancak iklim değişikliğinin etkisi ile yeni pas ırkları ortaya çıkıyor. Son yıllarda sarı pas hasatlığının zarara neden olduğu ülkeler arasında Afganistan, Azerbaycan, Etiyopya, Gürcistan, Kenya, Kırgızistan, Fas, İran, Irak, Hindistan, Pakistan, Suriye, Tacikistan, Türkiye, Türkmenistan ve Özbekistan var.
Sarı pas hastalığı nedeniyle 2009-2010 yılında Suriye ve Etiyopya'da yüzde 50, Fas'ta yüzde 25-35, Özbekistan'da yüzde 30 ve Türkiye'de yüzde 10 zarar meydana geldi.
Sempozyumun Türkiye'de yapılmasında büyük katkısı olan Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürü Dr. Masum Burak'ın anlattığına göre, sarı pas hastalığı ile bir ülkenin tek başına mücadele etmesinin hiç bir anlamı yok. Çünkü, hastalık rüzgarla yayıldığı için, siz ne kadar önlem alırsanız alın komşu ülkeniz veya bölgedeki ülkeler bu önlemleri almazsa rüzgarla gelip size de zarar veriyor. Ülkeler işbirliği yapmak zorunda. Uganda'da 1999 yılında görülen ve UG99 olarak adlandırılan sarı pas ırkı yıllar sonra İran'da görüldü ve orada durdurulabildi. Bu örnek sarı pasla mücadelede uluslararası işbirliğinin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.
Buğdayda sarı pas hastalığı ve diğer hastalık veya zararlılarla mücadele için sadece kimyasal mücadele de yeterli olmuyor.
Mutlaka araştırma-geliştirme çalışmalarına ağırlık verilerek bu hastalık ve zararlılara karşı dirençli yeni buğday çeşitleri geliştirmek gerekiyor.
Masum Burak'ın anlattıklarından, Türkiye'nin bu konuda önemli çalışmalar yaptığını öğreniyoruz. Bu çalışmalar ağırlıklı olarak Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü'nde yapılıyor. Enstitü bünyesinde 1974 yılında kurulan Türkiye'nin ilk tohum gen bankası var.
Kuru Tarım Alanları Uluslararası Tarımsal Araştırma Merkezi (ICARDA) ile 40 yıldır ortak çalışmalar yapılıyor. Kışlık buğday çeşitlerinin geliştirilmesi, 2007'de yaşanan kuraklıktan sonra Gökçe adıyla yeni nohut çeşidinin geliştirilmesi gibi bir çok proje yaşama geçirildi.
Kuru Tarım Alanları Uluslararası Tarımsal Araştırma Merkezi ile ortaklaşa Amerika, Kanada, Fransa ve Danimarka'dan sonra dünyanın 5. sarı pasa karşı mücadele merkezi yine Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü bünyesinde kuruluyor. Bölgesel Tahıl Pas Hastalıkları Araştırma Merkezi adıyla yıl sonuna kadar tamamlanması beklenen proje için 2.5 milyon liralık yatırım yapılacak.
Sarı pas hastalığı ile mücadele eden ülkelerin üyesi olduğu ICARDA'nın merkezi Suriye Halep'te. Bu ülkedeki iç savaş nedeniyle çalışmalar Beyrut'tan sürdürülüyor. ICARDA'nın Genel Müdürü Mahmoud El Solh'a savaşın tarıma etkilerini soruyoruz. Verdiği yanıt savaşın yıkıcılığını gösteriyor: “Suriye bu savaştan önce yılda 4-5 milyon ton buğday üretiyordu. Bunun yaklaşık 2 milyon tonunu ihraç ediyordu. Savaş başladı insanlar üretim yapamıyor ve Suriye buğday ithal etmek zorunda.”
Özetle felaketlerin üst üste geldiği bir yıl yaşanıyor. Dünyanın pek çok ülkesi için en önemli tarımsal ürün olan buğdayda sarı pas ve diğer hastalıklarla mücadele edilmezse gıda güvenliği ciddi olarak tehlikeye düşer. Gezegende yaşayan 7 milyarı aşkın nüfusun 1 milyarının açlıkla karşı karşıya olduğu düşünüldüğünde tarıma bugün verilen destek ve kaynağın çok daha fazlasına ihtiyaç olduğu net olarak görülüyor.