TÜM YAZILARI
Kimi insan ev, kimi ev insan peşinde
“Türkiye’de yaşadıktan sonra SSCB’ye olan kızgınlığım biraz azaldı” demişti gülerek Rus bir arkadaşım. “Hiç değilse 70 yılda hepimizi ev sahibi yaptığına şükrettim!” 90’ların sonuydu; ‘yeni Rusya’ krizden krize savruluyordu. Arkadaşım da birkaç yıl İstanbul’da şirket yöneticiliği yapıp Moskova’ya dönmüştü. İki ülkeyi kıyaslarken en çok, “Nasıl bu kadar fazla insan Türkiye’de kirada yaşıyor?”
AB'nin 'gurbetçi paraları' kimi ne kadar besliyor?
“Kendi insanlarımız geliri az diye gurbete çalışmaya gidiyor, biz Asya’dan göçmen taşıyoruz. Bunu ‘maliyet hesabı’ ile açıklıyoruz. Oysa bir Hırvat kendi ülkesinde kalsa, kazancının tamamını burada harcar, o para yerel ekonomiyi çevirir. Oysa Asya’dan gelenler kazandığını memleketine yolluyor.
1 cent için plastik şişe toplar mısınız?
Ruslar SSCB'nin son yıllarını anarken, boş market raflarını hatırlar, "Uzaya ilk insanı biz yolladık ama tuvalet kağıdı üretmeyi beceremedik" diye acıklı esprilere tebessüm ederdi. Ev atıkları ile ilgili yazıya niyetlendiğimde fikir aldığım bir gazeteci dostum, "Uzaya ilk astronotumuz Alper Gezeravcı'yı yolladık ama atıklarımızı tasnif edip çöpe yollayamıyoruz" deyince Rus esprisini hatırladı
Değişen dünyada hobi ve fobi dertleri
“Birinin insan olarak olgun bir hayata ulaştığını anlamak için, para kazandığı işin dışında tutkuyla bağlı olduğu bir hobisi olup olmadığına bakıyorum. Genellikle beni yanıltmıyor” demişti bir bankacı-DJ arkadaşım. Aklıma yattı, izinden gittim. E
Bürokrasi otobanında Roma’ya çıkan yollar
İtalyan üniversitelerinden kabul alıp vize alamayan Türk öğrencilerinin isyanı, günlerdir medya gündeminde. Hatta o kadar büyük gürültü koptu ki, İtalya Dışişleri Bakanı Antonio Tajani da lütfedip konuşmuş, “Birçok konsolosluk, vize talepleriyle dolup taşıyor ve istenileni her zaman hızla yerine getiremiyor ama Türk öğrencilerin İtalya’da okumak istemeleri konusunda kesinlikle engel yok” diy
Bir küçük ülkeden alınacak büyük zevkler ve dersler
Yıl biterken herkesin beklentisi, planı farklı: Kimisi piyasalarda ‘geleneksel yeni yıl rallisi’ bekliyor, kimisi de geleneksel Noel panayırlarının açılmasını! Avrupa’da ‘Christmas Market’ dedikleri bu pazar ya da panayırlar, pek çok insanın uğruna uzun yollara çıktığı, şehir şehir dolaştığı bir şenlik, bir güzel rutin.
Turizm ‘yeşillenirken’: Bana bir hikaye anlat...
Pek çok Avrupa şehrinin ‘turist işgalinden’ yıldığı, daha çok turistin “ruhunu ve bedenini dinlendirmek ve ödüllendirmek için” kuytu köşeler ve ilginç hikayeler aradığı bir dönemde bu işe kafa yoran kurumlar da var.
AB’de gelirin yarısıyla 30 metrekare ev kiralamak…
Bırakın İstanbul’u; Ayvalık’ta bir dairenin kirasının Zagreb’de oturduğumuz aşağı yukarı aynı vasıflardaki eve eşit olduğunu öğrenmek beni şaşırttı. Malum, Türkiye fiyatların “akılla anlaşılamayacağı” bir dönemden geçiyor, hele de ev kiraları denince. Dönüp bakınca Avrupa’da da bir tuhaflık var.
“Memlekete dön, beş yıl gelir vergisinden muaf ol”
Bir çocuğu doğumundan eli ekmek tutacak seviyeye dek yetiştirmenin maliyeti ne kadar? Yani yaklaşık 20 yıllık bir dönemde ne harcanıyor? Türkiye için bunun hesabını yapan oldu mu bilmiyorum, ama mesela ABD ve İngiltere’de yapılmış araştırmalar var.
Organik tarımın zor yılları…
Organik tarım son yılların gözde konusu. Övmeyeni neredeyse dövüyorlar! Ancak Avrupa Sayıştayı’nın (ECA) son denetim raporuna göre, AB’nin organik tarım politikası fena halde çatırdıyor. Rapora göre, AB fonları üye ülkeler tarafından tutarsız bir şekilde uygulanıyor ve gidişat parlak değil.
Turizmin istikameti bu terimde: Coolcation
Dünyanın kesin çivisi çıktı. Birkaç gündür haberler, iklim felaketinde kıyamet alametleri gibi sıralanıyor: Yeni bir kuraklık araştırması Barselona ve Mallorca'nın 2050 yılına kadar ‘çöl iklimine’ dönüşeceğini söylüyor…
Yıkılan duvar yeniden inşa ediliyor
Berlin Duvarı'nın yıkıldığı 9 Kasım 1989’da, Cumhuriyet haber merkezi ile yazı işleri arasında mekik dokuyan genç bir gazeteciydim.
Sorun işsizlik değil mesleksizlik ise…
İş gücü açığı yüzünden Avrupa’nın artık sadece kalifiye eleman değil bisikletle kuryelik yapacak en vasıfsız elemanı bile üçüncü dünyadan getirme telaşında olduğunu epeydir yazıyorum. Üstelik sadece Almanya gibi zengin Avrupa değil; daha AB kapısından yeni giren mütevazı Hırvatistan bile harıl harıl yabancı işçi getiriyor…
"Türkler gerçekten hayat sihirbazı!”
“Biz dayanamadık, ayrıldık. O pahalılıkta yaşamak zorunda kalan Türkler gerçekten hayat sihirbazı!” diyor Sergey. O bir Rus IT uzmanı. Eşi Tatyana, Ukraynalı ekonomist.
Schengen’de yaya kaldık!
İstanbul'dan gelen Türk arkadaşıma hayretle sordum: "Tanıdığım pek çok kişi aylardır Schengen vizesi alamıyor, çoğu ret yedi. Sen nasıl bu kadar çabuk hallettin?" Güldü: "Benim Schengen'e ihtiyacım yok ki, ben Gürcistan vatandaşıyım. 90 güne kadar Avrupa bize vizesiz!".