Dr. Bertan KAYA

YENİ DÜNYADA YÖNETİM bertan.kaya@dunya.com
TÜM YAZILARI
Aile şirketleri kurtarılmalı mı? İş hayatına girdiğim 1990'ların sonun­dan bu yana ülkede hep aile şirketle­ri ve onların sorunlarının konuşulduğu­na şahit oldum. Muhtemelen 80 ve 70'ler­de de konuşuluyordu! Birilerine göre hep kurtarılması veya düzeltilmesi gereken yapılar olarak görülüyor.
Şampiyon şirketlerin özellikleri Geçen haftaki yazılarımı takip eden­ler hatırlayacaktır, “gizli şampiyon­lar” kavramından bahsetmiştim. Bunlar dünya çapında orta ölçekli diyebileceği­niz, niş alanlarda faaliyet gösteren, küre­sel ölçekte ciddi pazar payına sahip, pek tanınmayan ancak çok güçlü iş sonuçları elde eden ve iyi yönetilen aile şirketleriy­di. Şampiyon olmak ister misiniz? Bir önceki yazımda şirketlerimizin haklarında kitaplar yazılan, yönetim tarzları tüm dünyada pazarlanan ulusla­rarası dev şirketleri örnek almak yerine, kendilerine özgü yönetim modelleri oluş­turmalarını tavsiye etmiştim.
Yönetim sisteminiz size mi ait? Bundan beş sene önce tanıştığım, sek­töründe tanınan ve önemli pazar pa­yına sahip şirketin ikinci nesilden yöne­tim kurulu başkanı bana “Hocam biz Go­ogle, Amazon, Apple gibi firmaları örnek alıyoruz, onların yönetim tekniklerini uygulamaya çalışıyoruz. Hedefimiz onla­rınkine benzer bir kültür ile ülkede öncü olmak” demişti. Çok değerli, akıllı, vizyo­ner bir insandır. Çalışanlarınızı nasıl elde tutarsınız? Bir önceki yazımda turnover ve şirketler açısından oluşturacağı zararlardan bahsetmiştim. Çalışan sirkülasyonu, şirketlerin sürdürülebilir bir yönetim ve operasyona sahip olmalarının önündeki en büyük engel haline gelmiş durumda. Çalışan devir hızına dikkat Şirketler olarak senelerdir zor şart­larda faaliyet gösteriyoruz. Kurum­sal olarak en üst seviyede makro ekono­mik, jeopolitik, siyasi, finansal, rekabet ve yasal riskler ile karlı karşıya kalırken, şirket içinde de pek çok yönetsel ve ope­rasyonel riski yönetmek durumunda ka­lıyoruz. “Turnover” da bu risklerden bir tanesi. Turnover’ı iş gücü devri ya da ça­lışan sirkülasyonu olarak tanımlayabili­ BYD yatırımının getirdiği risk ve fırsatlar Dünyanın en büyük elektrikli araç üreti­cisi olarak bilinen Çinli BYD firma­sının 1 milyar dolar yatırımla Türkiye’de bir fabrika kuracağı açıklandı. İmzalar atıldı, süreç başladı. İnsanları değil sistemi konuşalım! Bu yazımda Milli Takımımız üzerin­den “yönetim” konusu ile ilgili bir­kaç düşüncemi paylaşmak istiyorum. Yönetim meselesi, kolay gibi gözüken ancak üzerinde çok düşünülmesi ve ko­nuşulması gereken bir mesele. Daha önce pek çok yazımda yönetimin öne­mine ve sürdürülebilir büyüme ve kâr­lılık ile ilişkisine değinmiştim. Bu zorlu dönemde nasıl ayakta kalırız? Bir önceki yazımda şirketle­rin bir senelik zorlu bir dö­neme girdiğini yazmıştım. Gerek dünyadaki gelişmeler gerek ül­kemizde uygulanan program ge­rekse de veriler, işlerin Haziran 2025’ten önce düzelmeyeceği­ni gösteriyor. Bu ne anlama geli­yor? 2025’e kadar denizler dalgalı! Geçtiğimiz hafta demir çelik sektö­ründe faaliyet gösteren ülkemi­zin köklü firmalarından bir tane­sinin iflas sürecine girdiğini öğrendim. Yıllık yüzbinlerce ton üretim kapasite­si olan, dünyanın pek çok ülkesine ihra­cat yapan bir şirket bu. Müthiş üzüldüm. Benzer haberleri maalesef farklı sektör­lerden de alıyoruz. Organizasyonunuz stratejiniz ile uyumlu mu? Bir şirketin en önemli meselesi stra­tejidir. Şirketler nereye gitmek is­tedikleri ve oraya nasıl ulaşacaklarına dair net bir fikre sahip olmalıdır. Ço­ğu zaman sıkıntı tam da burada başlar. Pazarlamanın gücü Türkiye’de pazarlama işi 2024 sene­sinde olmamıza rağmen, halen satış ile karıştırılıyor. Özellikle imalat sanayi KOBİ’lerinde, bu kavramların oturması gerekiyor. Bayram sonrası motivasyona dikkat Bayram tatilleri kabul edelim hepimize iyi geliyor. Kafamızı dinleme, biraz ol­sun zihnimizi işlerden uzaklaştırma, gele­ceğe dair planlarımız üzerinde düşünebil­me imkânı sağlıyor. Ted Lasso’dan liderlik dersleri Hızlı büyüme ne zaman tehlikeli olur? Büyümek güzeldir. Hızlı büyümek de güzeldir. Ancak organizasyonun ar­kanızdan gelmesi şartıyla!