İstanbul'un son kalemkarları çırak bulamıyor

Tatil zamanlarını değerlendirmesi için atölyesine getirdiği oğlu şimdi İstanbul'un son kalemkarlık ustalarından biri olarak çalışıyor. Bakanlığın desteği ile baba-oğul üretim yapan kalemkarlık ustaları, işin öğrenilebilmesi için sabır gerektiğini söylüyor.

AA | Abone ol

Erken yaşlardan itibaren okul tatillerinde babası Vedat Durmaz'ın bakırcılık atölyesine gelen 19 yaşındaki Ertuğrul Durmaz, şimdilerde tam zamanlı kalemkar olarak sanatını icra ediyor.

Küçük yaşta babasının mesleği kalemkarlığa ilgi duyan Durmaz, liseden mezun olduktan sonra babasının yanında çıraklığa başladı.

Genç zanaatkar, AA muhabirine, babası Vedat Durmaz'dan çok şey öğrendiğini söyledi.

Durmaz, "Babamın hem çırağı hem kalfası hem de yeri geliyor ustası olduğumu görmek beni çok mutlu ediyor. Atölyeye geldiğimiz andan itibaren baba-oğul ilişkimiz bitiyor, usta-çırak ilişkimiz başlıyor." dedi.

"Bu ülkeye zanaatkar da lazım"

Henüz ilkokul yıllarında babasının atölyesine gittiğini anlatan Ertuğrul Durmaz, "O zamanlardan itibaren babamın mesleğine çok ilgi duyardım. Beni atölyeye getirerek, emeğin nasıl verildiğini, paranın nasıl kazanıldığını ve sabrı o yaşta öğretmeye başladı." ifadelerini kullandı.

Durmaz, kalemkarlığın sabır işi olduğunu belirterek, şöyle devam etti:

"Babamın bana verdiği işlerin bazıları bir gün, bazıları bir ay, bazıları ise bir yıl sürüyor. Dolayısıyla sabır, bu işin olmazsa olmazı. Bu alanda çırak yetişmemesinin nedeni de bu, insanların sabrı yok. Etrafıma bakıyorum, hiç yaşıtım olan bir arkadaşım yok. İnsanlar kolay para kazanma yolunu tercih ediyorlar. Ben İstanbul'daki kalemkarlık mesleğindeki son çıraklardan biriyim. Bence bir insana 18 yaşından sonra bir şey öğretmek zordur. Böyle bir mesleğiniz olacaksa çocukluktan itibaren bu işin içinde olmanız gerekir."

Bu sanat dalına Kültür ve Turizm Bakanlığının da destek verdiğini ifade eden Durmaz, "Bakanlık bu tarz meslek gruplarına destek çıkıyor ama iş insanda bitiyor. Onlar sabır göstermedikçe bu alanda ilerleyemiyoruz. Ama unutmamak lazım ki bu ülkeye zanaatkar da lazım. Ben de babam gibi geleceğin ustalarını yetiştirmek istiyorum." diye konuştu.

"Oğlum yerleri süpürerek bu işe başladı"

Kültür ve Turizm Bakanlığına bağlı bakırcı ustalarından baba Vedat Durmaz ise tatil zamanlarını iyi değerlendirmesi için oğlunu atölyesine getirdiğini, ilgisini fark edince de bu konunun üstüne gittiğini söyledi.

Vedat Durmaz, "Baktım işe bayağı ilgi duyuyor, 'ilgi duyuyorsa bu çocuk bu işi öğrenir' dedim. Oğlum önce yerleri süpürerek çalışmaya başladı. Zamanla birçok şeyin üstesinden geldiğini gördüm. Bir ürünü eline alıp temizlediğinde bile çok mutlu oluyordu. Ben de onu bu konuda teşvik ettim ve sonuçta benim hem çırağım hem kalfam hem de ustam olmuş oldu." dedi.

Çırak anlamında kendisini şanslı gördüğünü ifade eden Durmaz, artık bu alanda çırak bulunamamasına dair ise şunları kaydetti:

"Babam beni de alıp ustama götürdü ve 'ustam, eti senin, kemiği benim, ne öğretebiliyorsan öğret' dedi. Bir yanlışımız olduğu zaman babam, ustamın sözünü doğru kabul eder ve terbiyeyi kendisinden sonra ustamdan öğreneceğimi vurgulardı. Şimdiki gençlere bırakın yanlış yaptıklarında kızmayı, en ufak bir şey söylediğinizde çekip gidiyorlar. Bu yüzden artık çırak ya da kalfa bulunamıyor. Mesleğimiz göz göre göre unutulup gidecek. Ben arkadaşlarımla konuştuğumda 'ben şanslıyım, benim çırağım var. Hani sizin çırağınız?' diyorum."

TBMM bütçe görüşmelerine 9 Aralık'ta başlayacak A Milli Erkek Basketbol Takımı finale kaldı NATO Genel Sekreteri Rutte'den TUSAŞ'a ziyaret İstanbul'da kiralar fırladı, küçük esnaf kepenk kapattı Erdoğan'dan İstanbul Sözleşmesi açıklaması: Hiçbir anlamı yok