Karbon kredileri emisyon azaltmada yetersiz kaldı

 Bilim Temelli Hedefler İnisiyatifi 2023 İzleme Raporu’na göre net sıfır emisyon hedefi olan şirket sayısı önceki yıla göre yüzde 102 artsa da listedeki şirketlerin önemli kısmı emisyon yoğunluğu düşük sektörleri kapsadı. Doç. Dr. İzzet Arı, “Projeler abartıldığı için gerçekten önlenen emisyonlardan daha fazla karbon kredisi verilmiş oluyor. Karbon kredisi son çare olmalı” dedi.

Dünya Gazetesi | Abone ol

Başak Nur GÖKÇAM

Küresel ısınmayı yavaş­latmak ve gezegen sı­caklığını 1.5 santigrat derecede sabit tutmak için kar­bon emisyonlarını azaltmak kritik öneme sahip. Bu kap­samda net sıfır emisyon he­defleyen ve yatırımlarını bu­na göre şekillendirerek, yeşil finansman desteği alan şirket sayısının her geçen gün katla­narak arttığını söylemek müm­kün.

Bilim Temelli Hedefler İnisiyatifi’nin 2023 İzleme Raporu’na gö­re net sıfır emisyon he­defi belirleyen şirket­lerin sayısında büyük bir artış yaşandı. Söz konusu artış, hedefle­rin başarısı, şirketle­rin satın aldığı karbon kredilerinin etkinliği ile doğrudan etkili ol­sa da yine rapora göre karbon kredilerinin çoğunlukla etkili olmadığı, hatta karbon kredile­rinin çoğu zaman etkili olmadı­ğı, gerçek karbonsuzlaşma ça­lışmalarını da yavaşlatma riski taşıdığı görüldü.

Rapora göre net sıfır emis­yon hedefi olan şirket sayı­sı bir önceki yıla kıyasla yüzde 102 artarak 4 bin 205’e yüksel­di. Fakat sorun şu ki listede­ki şirketlerin önemli bir kıs­mı emisyon yoğunluğu düşük sektörleri kapsadı ve şirket­lerin yalnızca yüzde 1.3’ünün enerji sektöründen olduğu be­lirtildi.

Bunun yanı sıra 2022 yılında Türkiye’de net sıfır emisyon hedefi olan 6 şirket bulunurken, bu sayı 2023 yılın­da ise 16’ya yükseldi. Durumu değerlendiren Doç. Dr. İzzet Arı, projelerde yaratılan olum­lu etkinin abartılı hesaplandı­ğına dikkat çekerek, “Yeniden ormanlaştırma projelerinde, ormansızlaşma riski abartılı­yor ve böylelikle önlenen kar­bon miktarı da olduğundan faz­la tahmin ediliyor.

Dolayısıyla gerçekten önlenen emisyon­lardan daha fazla karbon kredi­si verilmiş oluyor. Dengeleme projeleri ise gerçek etkisini öl­çen, güvenilir bir yöntem değil. Gönüllü karbon piyasalarının geleceği ve iklim değişikliği ile mücadelede etkili bir çözüm haline gelebil­mesi, şeffaflık ve yöne­tişim alanında kapsam­lı iyileştirmeler gerçekleştiril­mesine bağlı” dedi.

Mevcut karbon yönetim mo­delleriyle ilgili temel sorunun, karbon kredileri satın alarak karbon dengeleme yoluna git­meden önce yapılması gere­ken emisyon azaltımlarıyla il­gili net koşullar bulunmama­sına dayandığına vurgu yapan İzzet Arı, “Kısacası bir şirket, kendi sebep olduğu emisyonla­rı azaltmak için elinden geleni yapmak zorunda tutulmuyor; bilim temelli hedefler belirle­mesi veya daha geniş sürdürü­lebilirlik girişimlerinde nasıl bir rol oynayabileceği hakkın­da plan yapması gerekmiyor; doğrudan karbon kredisi satın alarak emisyonlarını kağıt üs­tünde düşürebiliyor.

Şirketle­rin ilk yapması gere­ken, tüm iş planlarını gözden geçirerek kar­bon yoğun aktivite­lerden olabildiğince kaçınmanın yollarını aramak. İkinci adım, verimliliği artırmak; üçüncü adım ise kar­bon-yoğun enerji kay­naklarını, düşük kay­naklı alternatifler ile değiştir­mek. Karbon kredileri satın almak ise, ancak bu adımlarla önlenemeyen emisyonları den­gelemek için önerilen son ça­re” dedi.

Hedef belirlemede Japonya başı çekiyor

İzleme Raporu’na göre bilim temelli hedefler belirleyen şir­ketlerin sayısı yüzde 53 ile en fazla Avrupa’da arttı. Avrupa’yı Asya yüzde 27, Kuzey Ameri­ka ise yüzde 14 ile merkezli şe­hirlerle takip etti. 2023 yılında net sıfır emisyon hedefi bulu­nan şirketlerin sayısı 2022 yı­lına kıyasla yüzde 102 artarak 4 bin 205’e yükseldi.

Bu şirketle­rin, küresel ekonominin piya­sa kapitalizasyonunun yüzde 39’unu temsil ettiği düşünül­düğünde, ilerleme içi iyimser bir tablo çizildiğini belirten Doç. Dr. İzzet Arı, “Net sıfır emisyon hedefi bulunan 4 bin 2023'te net sıfır emisyon hede­fi belirleyen şirketlerin sayısı incelendiğinde, Japon şirketle­rin başı çektiği görülüyor. Lis­tede Hindistan, Meksika ve En­donezya gibi gelişmekte olan ülke merkezli şirketlerin de bu­lunması, dikkat çekici” dedi.

Hizmet sektöründe faali­yet gösteren şirketlerin, net sı­fır hedefi bulunan şirketlerin yüzde 32,3’üne denk geldiğini belirten Arı, enerji sektörünün yalnızca yüzde 1,3'nü temsil et­tiğini söyledi.

Bilim temelli hedef belirlemede KOBİ’ler önde

Bilim temelli hedef belirle­mede KOBİ’lerin (Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeler) ku­rumsal firmalara ve finan­sal kuruluşlara kıyasla önde olduğunu belirten Doç. Dr. İzzet Arı, “KOBİ’ler 2 bin 253 ile en üst sırada yer alıyor. Kurumsal firmaların sayısı bin 866 iken, finansal kuru­luşlar ise 86 ile son sırada. KOBİ’lerin bilim temelli he­defler belirleme oranları­nın yüksek olması, küçük işletmeler arasında sür­dürülebilirlik ve iklim eylemine yönelik ar­tan farkındalığın bir göstergesi olarak yorumlanabi­lir” ifadele­rinde bu­lundu.

Türkiye küresel ortalamanın üzerinde Türkiye’de 2022 yılında

yalnızca altı şirketin net sıfır hedefi bulunuyor. Bu sayının 2023’te 16’ya yükseldiğini belirten Doç. Dr. İzzet Arı, “Küresel ortalamanın üzerinde olan bu artış oranı, gelişmekte olan ülkelerde şirketlerin, emisyon azaltımında ulusal hükümetlere kıyasla daha aktif rol üstlenebileceğine işaret ediyor. Öte yandan, emisyon yoğunluğu düşük olan ve müşteri hizmetleri gereği reklama önem veren sektörlerin, listede sayıca fazla olduğu da dikkat çekiyor. Enerji şirketlerinin listenin en sonunda yer alması, net sıfır hedeflerinin durumunu değerlendirirken nicelik kadar niteliğe de önem verilmesi gerektiğini ortaya koyuyor” yorumunu yaptı.

“Cumhuriyetin yolu 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu ile açıldı” Ofise dönüştürülen Sapphire’de kiralamalar başlıyor Karbon kredileri emisyon azaltmada yetersiz kaldı Efece Galvaniz’den İzmir’e yeni tesis yatırımı Antalya’nın tarım ürünleri ‘FoodFest’ ile dünyaya açılıyor