Her şeye rağmen 3 yılda 3 kat büyüdü, şimdi satın alacak yeni şirket arıyor
Türkiye dibi gördü, pek çok şirket iflas etmiş durumda ama haberi yok, işsizlik en tepede; her yerden CV yağıyor... Bu tespitler Sodexo Genel Müdürü’nden... Bir de haberi var: Merkez, Türkiye’de yeni yatırım, yeni satınalma için düğmeye bastı.
Abone olÖzlem ERMİŞ BEYHAN
Türkiye, her şeye rağmen büyüme potansiyeli ile yabancı devleri cezbediyor. Belki çok yeni giriş duyulmuyor ancak burada yerleşik yabancı sermayeli dev şirketler Türkiye’den büyüme potansiyelini değerlendirme yolunda fırsatları kaçırmamaya kararlı. Sodexo bu şirketlerden biri. Dünyada en fazla istihdama sahip 19’uncu şirket olan Sodexo’nun yeni yatırım kararlarını DÜNYA’ya açıklayan Genel Müdür Ahmet Zeytinoğlu, buradaki fırsat penceresinin merkezi neden heyecanlandırdığını da detayları ile anlattı.
2014 Eylül ayında Sodexo Genel Müdürlüğü koltuğuna oturmuş Ahmet Zeytinoğlu. Şirketlere yemek hizmeti yanı sıra teknik bakımdan çim biçmeye tüm hizmetleri tek çatı altında sunan firma için 3 yılda 3 kat büyüme hedefi koymuş ve bunu başarma yolunda. Merkezi şaşırtıp etkileyen, zor zamanlara rağmen yakalanan bu büyüme olmuş. Zeytinoğlu, şirketin Türkiye’de yeni bir satınalma yapacağını açıklıyor. Zeytinoğlu, bu büyüme hızı ile 10 yıl sonra 40 ila 50 bin çalışana ulaşan bir ölçeğe ulaşmayı istediğini, tüm hesaplarını buna göre yaptığını vurguluyor.
Kriz bizim işimiz sermaye artırıyoruz
► Zorlu zamanlardayız. Sizin için nasıl geçiyor bu günler?
Bizi önce herkes yemekçi bilir ama biz entegre hizmet veriyoruz. Ciromuzun yüzde 62’si yemek, yüzde 38’i hizmetler. 2015’te yüzde 30, geçen yıl yüzde 45 büyüdük. 90 milyon TL cirodan 180 milyon TL’ye çıktık. Bu yıl yüzde 24’lük bir hedefimiz var. Son 3 yılda 3 kat büyüyoruz. Bu yılın başında, içinde bulunduğumuz Sodexo Akdeniz Bölgesi’nin CEO’suna bir sunum yaptım. 2015’ten itibaren Türkiye’de yaşanan politik gelişmeleri anlattım. O dönemde biz yüzde 45 büyümüşüz. Bir alkış koptu.
► Anlayabiliyorlar mı nasıl bu rakamı tutturduğunuzu?
Anlamakta çok zorluk çekiyorlar. Onlar büyümekte zorluk yaşıyor ancak karlılıkları daha fazla. İşler oturmuş ama çok yavaş bir ilerleme var. Biz ise her şeye rağmen hedef küçültmüyoruz. Bu yılı da yüzde 20 büyümeyle 250 milyon TL ciro ile kapatırız diye düşünüyoruz.
► Peki nasıl oluyor bu? Siz pek çok işletmenin içindesiniz. Vadeler ne kadar uzadı? Tahsilat sorunu olmuyor mu?
Şöyle söyleyeyim şirketler ödeme sürelerini uzatmak, tedarikçilerimiz ise alacaklarını daha erken almak istiyor. Bu nedenle arada bir boşluk oluştu. Biz de yurtdışına 'Bana ya borç verin ya da sermaye artışı yapın'. Bana birkaç gün sonra 'Çok iyi gidiyorsunuz, finansal yapınızı korumalısınız, sermaye artışı yapalım' cevabı geldi. Türkiye'de belki dışarıdan terör, politik sıkıntılar, devaluasyon görünüyor ama Sodexo böyle görmüyor.
► Bu Türkiye’ye yeni bir yatırım kararı anlamına geliyor değil mi?
Evet, Türkiye’de şirket alımı için de pazara çıkma kararı aldık. Ben bir Türk profesyoneli olarak burada türlü türlü krizler gördüm. Sodexo da krizi çok iyi bilen bir şirket. Bizim günlük işimiz de kriz yönetmek. Şimdi asıl önemli konu iyi müşteri. Çok dikkatli ilerliyor, müşterinin önceki tedarikçi ile davranışlarını inceliyoruz. Sunduğumuz ürünün fiyatını iyi firmalar ödeyebiliyor. Bizim müşterilerimizin yüzde 85’i global şirketler. Geri kalan da Türkiye’nin en iyi şirketleri. İki ay geciktirebilir ödemeyi ama mutlaka öder. Ayrıca belki yeni şirket girişlerini çok duymuyoruz ama mevcut global şirketler yatırımlarına tam hız devam ediyorlar.
► Sodexo’nun Türkiye’de şirket alım kararında doların değerlenmesi ile şirketlerin ucuzlamasının etkisi var mı?
Hayır, bizim yatırım kararının ardında daha da güçlenme arayışı var. Eksik alanlarda biraz daha know how almamız gerek. Bulunmadığımız illerde iş alabilmemiz için, Türkiye’nin her ilinde olabilmemiz için bulunmadığımız bölgelerdeki şirketler şu an bizim içindeğerli. Spesifik, teknik firmalarla ilgilenebiliriz. Örneğin enerji tasarrufu üzerine uzmanlaşan firmalar...
► Yani yakalanan büyüme ile yeni yatırım çektiniz. Peki nasıl büyüyebildiğinizi anlatabildiniz mi?
Soruyorlar, bu şartlarda nasıl böyle bir büyüme yakaladığımızı her toplantıda soruyorlar. Ben her müşterinin ne istediğine odaklanıyorum, hangi müşteri ne istiyorsa onu gerçekleştirmek için elimden geleni yapıyorum. Biri beni görmek ister, biri lezzet ister, biri maliyet, diğeri hız ister. Her müşterinin ne istediğine odaklanıyoruz.
Verim yakalayamayan bu enflasyonla zarar eder
► Siz verdiğiniz hizmetle bir tasarruf kalemisiniz, bir yandan da enflasyon baskısını en ağır hisseden sektörlerden birindesiniz. Nasıl yönetiyorsunuz bunu?
Ocak ayında gıda maliyetleri yüzde 6’nın üzerinde arttı. Hiçbir tedarikçi, hiçbir müşteri bunu öngöremezdi. 1 Eylül’de başlar sözleşmelerimiz, o zamandan bu yana gıda enfl asyonu yüzde 12. Yüzde 3-4 karların olduğu bir sektördeyiz ve ben verimlilik yapamazsam zarar ederim. Şirketlerden bu ortamda zam isteyemiyorsak biz de ‘elemanlarımız bir 6 ay sizin servisleri kullansın’ diyerek diğer maliyetlerimizi düşürmeye çalışıyoruz. Temizlik sistemini inceliyor, teknik düzeltmelerle daha az sürede işi yapar hale gelebiliyoruz. İşin kalitesinden feragat edemeyiz, onun dışında tüm verimlilik önlemlerini alıyoruz. İç maliyetlerimizi inanılmaz kıstık, operasyonel mükemmellik peşinde verimli çalışıyoruz.
► Peki bu fiyat baskısı, kurumsal olmayan firmalarda yemeğin kalitesinden tasarrufa yol açabilir mi?
Bizim sektörün en büyük sorunu merdivenaltı. İnanılmaz bir merdiven altı üretim ve haksız rekabet var. Türk kanunlarına uymayan firmalar var. Maliyetler belli. Et bir emtia olmuş. Benden ucuza et alması mümkün değil. Müşterime ‘açık maliyet yapalım’ diyorum. Menünün reçetesini koyalım, maliyeti çıkartalım. Buna maksimum yüzde 4 karımı ekleyerek bir fiyat çıkartıyorum. Benim 7.5 liraya verdiğim yemeği sen 5.5 liraya verebiliyorsan, orada başka bir şey var; aynı şeyi satmıyoruz o zaman... Müşterinin yemeğine sahip çıkması, aldığı hizmete sahip çıkması gerekiyor.
► Şu anda bir rakam var mı; şu fiyatın altında yemek zor gibi...
4 kap artı salata, aynı menü, birinde et 250 gram, diğerinde 150 gram yazarsa, birinde haftada 2, diğerinde haftada 4 gün et yemeği yazarsa, birinin fiyatı 7.5, diğeri 9.5 liraya çıkabilir. Piyasa şartlarında yemek fiyatları 7.5’tan başlar, ama sınırlı menülerde 6 lira olabilir. Çok kişi için yemek isteniyorsa fiyat aşağı çekilebiliyor.
► Sektörde gıda mühendislerinin maaşını denetimini yaptığı şirketin ödemesi ne kadar doğru sizce?
Bu, uygulamaya bağlı. Benim 18 kişilik bir denetim ekibim var, doğrudan bana bağlı ve ben bile ne zaman nereye denetim yapacaklarını bilmiyorum. Bizde her şey matematiktir. Her şeyi ölçer takip ederiz. Bir müşteriye yapılan yemekte o ay soğan şu kadar kilo az kullanılmış. Neden? Hemen bakarız.Kontrol odaklı bir sistem kurduk.
Çıraklıktan yetişen mühendisim fabrikalardaki verimsizliği bilirim
“Ben çıraklıktan başladım işe, bir fabrikayı sıfırdan kurabilirim. Makine mühendisiyim. 17 yıl fabrikalarda çalıştım. O nedenle biliyorum ki o alanda büyük bir verimsizlik var. Biz entegre hizmetler kapsamında örneğin bir otomobil fabrikasına otomobil yapma dışındaki tüm işleri için teknik destek sağlayabiliyoruz. Bir fabrikada asansör, havalandırma tamiratı yapan bir eleman bulundurmaktansa bizden bunun hizmetini alabilirler. Böylece bu bakımları çok daha ucuza bize yaptırabiliyorlar. İşe mühendislik kattık; temizlik isteyen şirketle kişi üzerinden değil iş üzerinden anlaşıyoruz. Örneğin bir global şirket 4 toplantı odasını 1’er saat arayla temizlemek için 2 kişi istedi. Biz bir inceledik, toplantı odalarından biri genel müdürün odasının yanında, insanlar çekindiği için günde sadece 2 kez kullanılıyor. İkincisi 3 kez, üçüncü daha fazla, en sondaki full kullanılıyor. Hesabını bir yaptık ki doğru bir planlama ile bir kişi bu odaları temizleyebiliyor. Bu, işte kazan kazan ilişkisi...”
HİZMETTE İNOVASYON İHRACATI YAPTI
“Bir global firmanın çimlerini biçiyoruz. Bir solusyon kullanmaya başladık. Çim biçme makinesinin çöp torbalarını çıkartıp atığı o solüsyon ile gübre haline getirdik. Bu inovasyon bize inanılmaz maliyet avantajı getirdik. Bir diğer inovasyon, ofiste çöp kutularını kaldırmak, merkezi çöp kutusuna geçmek. Önemli bir maliyet avantajı sağladık. Bu iki projeyi en iyi uygulama olarak yurtdışına ihraç ettik. Yemek yaparken parmak kesilmesin diye bir aparat icat ettik, o da yurtdışında kullanılıyor.”
DİBİ GÖRDÜK AMA ETKİLERİNİ DAHA DEĞİL...
Bazı işler var ki ekonominin pek çok önemli aktörünün nabzını tutuyor, şirketlerin durumunu içeriden görüyor. Şirketlere yemekten temizik ve bakıma kadar pek çok hizmeti entegre olarak sunan Sodexo Genel Müdürü Ahmet Zeytinoğlu piyasada yaşananları şöyle anlatıyor: “Biz TUİK gibiyiz. Hastane, okul, şirketler. Bizim her yerde müşterimiz var. Kader birliği yaptık onlarla. Bana müşterim ‘6 ay zam yapma’ diyor, ben bunu karşılıklı güven ilişkisi içinde karşılayabiliyorum. Türkiye şu anda iyi bir durumda değil. Dünya da aynı durumda. Bu bir süreç, bunu yaşayacağız. Bana göre dibi gördük ama etkilerini değil. Benim piyasadan tanıdığım birçok firma ifl as etmiş durumda ama bunun farkında değil. Çünkü müşterisinden 90 günde parayı alıyor, tedarikçisine 120 günde veriyor. Aradaki o 30 günde elinde kalan nakdi kendi parası sanıyor. Ama öyle bir parası yok aslında. Şirketleri nakit akışı batırır. Şirketlerin kâr edip kârı cebine koyabilmesi lazım. Eğer şirketin olmayan parayı harcıyorsanız zorlanacaksınız. Önümüzdeki 1 yıl ayakta kalabilen çok önemli avantaj yakalayacak” diyor.
AŞÇI KIZLAR YETİŞTİRİYOR
Ahmet Zeytinoğlu ile 8 Mart Kadınlar Günü’nde konuştuk. Zeytinoğlu kadın meselesini çok önemsiyor: “Sodexo olarak Fehmi Yılmaz Kız Meslek Lisesi’ne sponsor olduk. Bir atölye kurduk, aşçı kızlar yetiştiriyoruz. Staj garantisi ve yüzde 20’sine işe alım garantisi verdik. Ben kişisel olarak da He for She platformuna üyeyim. Kadının olmadığı yer kısır kalır. Çok destek olmamız gerek, hele şu dönemde.”
İŞTEN ÇIKARTMAYI YASAKLADI
Ahmet Zeytinoğlu, şirkette işten çıkartma yapmayı yasaklamış. 3 bin 800 kişinin çalıştığı Sodexo bu yıl 1000 kişiye yakın yeni istihdam yapacak. 10 yıl sonra 40 bin kişiyi aşan bir istihdam hayali kuruyor Zeytinoğlu. İşsizliğin çok arttığı bugünlerde en önemli sorumluluklarının istihdam olduğunu düşünüyor, işten çıkartmaları kötü niyet gibi özel durumlar harici yasakladığını anlatıyor. “Biz hizmet firmasıyız, çalışanlarımızı böyle bir dönemde koruyamazsak ne zaman koruyacağız? İş garantisi veriyoruz biz” diyor. Her ay 100’ü aşkın CV geliyormuş Zeytinoğlu’na. “Hiç böyle bir dönem görmedim” çıkışı yapıyor. Sodexo’da çalışanların yüzde 65’i asgari ücretli. Aralarında okuma yazma bilmeyenler bile var. Bu açıdan çok önemli bir hizmet üstlendiklerini düşünüyor Zeytinoğlu ve büyük bir gururla çalışanların oyu ile “çalışanlarının en sevdiği işveren” seçildiklerini söylüyor.