Güler Sabancı'dan yeni yıl mesajı

Sabancı Holding Yönetim Kurulu Başkanı Güler Sabancı, yeni yıl mesajını paylaştı. Sabancı mesajında 2015 yılının Türkiye ekonomisi için yeni ve önemli fırsatlar sunacağını dile getirdi

Abone ol

Güler Sabancı yeni yıl mesajında,"Düşük petrol fiyatlarının 2015'te de devam etmesi bekleniyor. Bunun Japonya'ya, Eurozone ve Çin'e büyük faydası dokunacak. Şüphe yok ki bu durum Türkiye'ye de büyük avantajlar sağlayacak" değerlendirmesinde bulundu. 

Sabancı, mesajında 2014 yılını değerlendirirken, 2015 yılına ilişkin olarak beklentilerini dile getirdi. Güler Sabancı'nın mesajı şöyle:

"2015 yılına girerken, global anlamda yaşanan ekonomik ve siyasi gelişmeleri, ülkemizin içinde bulunduğu durumu, yeni yıla dair görüş ve beklentilerimizi, hem global bir bakış açısıyla hem de Sabancı Topluluğu’nun perspektifinden sizlerle paylaşmak isteriz.

Öncelikle, dünyanın henüz 2008’deki büyük krizin yaralarını tam anlamıyla saramadığını gözlemliyoruz. Öte yandan, 2015’in hızlı büyüme oranlarına sahne olacağı tahmin ediliyor. 6 yıldan bu yana ilk kez gelir artışı yaşayan Amerika’da yılbaşı itibarıyla yüzde 3’e yaklaşan büyüme oranı açıklanması bekleniyor. Fakat maalesef Eurozone ve Japonya için aynısını söyleyemiyoruz. Her iki bölgede de büyüme oranı oldukça düşük kaldığı gibi; resesyon korkusu da yaşanıyor.

'Düşük petrol fiyatları Türkiye'ye avantaj sağlıyor'

Düşük petrol fiyatlarının 2015’te de devam etmesi bekleniyor. Bunun Japonya’ya, Eurozone ve Çin’e büyük faydası dokunacak. Şüphe yok ki bu durum Türkiye’ye de büyük avantajlar sağlayacak. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüşün beraberinde getireceği şartları iyi okumak lazım. Petrol ihraç eden ülkelerin gelirlerindeki düşüş, 100 milyar doları aşan bir meblağın dünyadaki finansal sistemden çekilmesi anlamına geliyor.

Bu durumu, Amerika’da yürürlüğe konan “maddi rahatlatma” (Quantitative Easing) ile birlikte ele aldığımızda, likiditenin özellikle gelişmekte olan pazarlarda daha zor bulunur bir hale geleceğini görüyoruz.

Dünyadaki ekonomik büyümeye çok geniş anlamda katkısı bulunan Çin’in de frene bastığı bir dönemdeyiz. Bu yavaşlama eğilimi, petrol fiyatlarındaki düşüşün de başlıca sebepleri arasında yer alıyor. Çin’in büyüme oranı yüzde 8’den yüzde 6-7’lere doğru geriliyor. Bu başlı başına bakıldığında oldukça yüksek bir büyüme oranı gibi görünse de, dünyanın en büyük 2. ekonomisi söz konusu olduğunda yaşanan bariz yavaşlamanın etkileri hissediliyor.

'Büyüme rakamları ihtiyacımızın oldukça altında'

Global arenada yaşanan ekonomik zorlukların yanı sıra; ülkemizde son birkaç yıldır büyüme hızımızın yüzde 2.5-3 arasında seyrettiğini gözlemliyoruz. Bu rakamlar ne yazık ki hem ihtiyacımızın hem de potansiyelimizin oldukça altında.

Ancak büyüme oranımızda izlenen gerileme, dünyadaki çalkantılı ekonomik ortamdan, büyüyen pazarlara duyulan güvensizlikten ve ulusal tasarruflarımızın düşük olmasından dolayı yeterli yatırım yapılamamasındandır.

'Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar bizi kaygılandırıyor'

Ekonomi sahnesinde bütün bu gelişmeler izlenirken; Orta Doğu’da, Afrika’da son derece üzücü olaylar yaşanmaya devam ediyor.

Türkiye’nin jeopolitik konumu, özellikle enerjide bir kesişim noktası olması bize avantaj yaratıyor, büyük bir potansiyel sağlıyor. Ancak özellikle Ortadoğu coğrafyasında yaşananlar bizi kaygılandırıyor. Rusya-Ukrayna hattında yaşanan siyasi gelişmeler de bizi yakından ilgilendiriyor ve birçok alanda direkt etkiliyor.  

Ancak herşeye rağmen ümitsizliğe kapılmaktan kaçınmalıyız. Her geçen gün globalleşen, sınırların belirsizleştiği dünyamızda, bizim gibi yüksek kalkınma gücüne sahip ülkelerin büyüme ve gelişme yolunda hız kesmeden ilerlemeye devam etmesi, zorluklarla mücadele eden ülkelere örnek ve destek olması gerekiyor.

'2015 yılının daha sonraki seçimsiz bir dönemin geçiş yılı olacağı görülüyor'

2014’te yaşadığımız iki seçim sürecinin ardından önümüzdeki yıl genel seçimleri gerçekleştireceğiz. Demokrasilerin en temel gereklerinden olan seçim sürecinin, kutuplaşmaları derinleştirmeden demokratik olgunluk içerisinde yaşanmasını temenni ediyoruz.

Bu bağlamda, önümüzdeki yıl seçim olmasına rağmen, hükümetin uzun vadeli bir eylem planı ortaya koymasını olumlu buluyoruz. Bu yol haritası bizi geleceğe dair umutlandırıyor.

2015 yılının daha sonraki seçimsiz bir dönemin “geçiş yılı” olacağı görülüyor. Bu bağlamda, düşük gitmesi beklenen petrol fiyatları ve hedeflenen uzun vadeli reformların hayata geçirilmesi yönünde atılacak adımlarla, bu “geçiş yılı” önümüze fırsatlar sunuyor. Hükümetin uzun vadeli bakış açısı ile açıklanan eylem planlarının önceliklendirilerek, en kısa zamanda uygulamaya geçilmesini ve 2015 yılının yeni bir kalkınma hamlesinin ilk basamağı olmasını bekliyoruz. 

Ayrıca, Türkiye’nin devraldığı G20 dönem başkanlığı ve Türkiye’de yapılacak B20 toplantıları hem ülkemiz hem de global iş dünyası için büyük önem taşımaktadır. 2015 yılında yürütülecek çalışmalar, üretilecek politikalar ve uygulamalar ile Türkiye’nin önemli bir liderlik ortaya koyacağına inanıyoruz. G20/B20 ev sahipliğinin ülkemizin tanıtımı için bir fırsat olduğu inancıyla, Grup olarak üstümüze düşen görevi yerine getireceğiz.

Ülkemizde, 2015 yılında enerjimizi yeni anayasaya, Avrupa Birliği yolunda atılacak adımlara ve reformlara harcamalıyız. Eğitim sistemimizdeki ihtiyaçların anlaşılmasına, çözüm yollarının açılmasına ve kadının toplumdaki rolünün güçlendirilmesine odaklanmamız, 2023 hedeflerine giden yolda daha başarıyla ilerlememizi sağlayacaktır.

Çözüm sürecini uzun vadeli bir perspektifle, hem toplumsal hem ekonomik gelişimimize katkı sağlayacak en önemli yapı taşlarından biri olarak değerlendiriyoruz. Tüm vatandaşlarımızın eşitliğini yücelten, demokratik bir ortam sağlanmasına katkıda bulunacak bütünleştirici bir yaklaşım içinde olmalıyız. Cumhuriyet Bayramı mesajımızda da altını çizdiğimiz gibi, farklılıkları kucaklayarak, birlik içinde ve “biz” duygusunu kaybetmeden hedeflerimize koşmalıyız.

Son yıllarda teknoloji ve inovasyon alanında yaşanan olağanüstü gelişmeler, başarılı girişimciler aracılığıyla ihtiyaç duyulan nitelikli iş gücünü de ortaya çıkarmaya başladı. Türkiye “orta gelir tuzağı”nı ancak eğitim kalitesini artırarak, inovasyon ve yaratıcılıkla aşabilir. Özellikle “STEM (Science, Technology, Engineering, Mathematics)”, yani bilim, teknoloji, matematik, mühendislik eğitimine daha fazla odaklanılması, gençlerin bu alandaki yetkinliklerinin artırılması ve teşvik edilmesi gerekiyor.

Sabancı Topluluğu

Sabancı Topluluğu şirketleri girişimci ruhlarını canlı tutarak, teknoloji ve inovasyon sahasında büyük başarılara imza atıyor. Geçtiğimiz günlerde temel atma törenini gerçekleştirdiğimiz ve sanayi-üniversite iş birliğine farklı bir model getiren Kompozit Teknolojileri Mükemmeliyet Merkezi, bu yöndeki gayretimizin canlı bir kanıtıdır.

2015’e girerken artık en değerli “madenimizin” teknolojik gelişim olduğunun da altını çizmeliyiz. Günümüzde inovasyon, ileri teknoloji ve sürdürülebilirlik, global ticaret arenasında başarıya ulaşmak ve başarısını korumak isteyen kurumların taviz veremeyeceği, birbirinden ayrılmayan üç kardeş kavram haline gelmiştir. 

Faaliyet gösterdiğimiz sektörlerde fark yaratmak için, bu üç kavramın rehberliğinde hareket etmemiz şart. Son yıllarda akıllı telefonların, pratik uygulamaların ve dijital araçların iş ve sosyal hayatımızı tamamen tekeline aldığı yeni bir dünyaya gözlerimizi açtık. Bu yeni dünyanın hızına yetişmeyi, değişen beklentileri karşılayacak şekilde yine hızlıca aksiyon almayı öğreniyoruz. Bu belki de günümüz dünyasında kurumsal oluşumların en büyük sınavı. Ancak bu sınavda başarılı olduğumuz takdirde, ihtiyaçları doğru tespit ederek yaşamımıza değer katacak fikir ve ürünler geliştirmemiz, yeni iş modelleriyle yeni çözümler sunmamız ve gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya mirası bırakmamız mümkün olacaktır.

Değerli Arkadaşlarım,

Türkiye Cumhuriyeti, 100. yılını kutlayacağı 2023 itibarıyla dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefine doğru ilerliyor. Bu süreçte daha güçlü, daha üretken, daha çalışkan, geleceğin teknolojisini yaratmak adına bugünden belirleyici katkı sağlayan, her zamankinden daha etkili bir Türkiye yaratmak adına biz Sabancı Topluluğu olarak yine iş başındayız.

Bu noktada, Birleşmiş Milletler’in “Kadını Güçlendirme Prensipleri”ni Türkiye’de ilk imzalayan şirket olan Sabancı Holding, tüm kurumlarıyla kadının iş hayatında ve toplumdaki rolünün güçlendirilmesini en önemli hedeflerinden biri olarak belirlemiştir. Gerek şirketlerimizdeki Türkiye ortalamalarını aşan oranlardaki kadın iş gücüyle, gerek Sabancı Vakfı’mızın yoğun çabaları ve toplumun farklı katmanlarına ulaşan projeleriyle tüm Türkiye’ye bu konuda da öncülük etmeye devam edeceğiz.

Topluluk olarak başarılı bir yıl geçirdik. Bu gurur verici tablo hepimizin ortak eseridir. Başta enerji olmak üzere, faaliyet gösterdiğimiz tüm sektörlerde yatırım yapmaya, büyümeye ve değer yaratmaya devam ediyoruz. Türkiye ekonomisini sırtlayan lokomotif ve lider kurumlar arasında yer alan Sabancı Topluluğu, siz değerli çalışanlarından aldığı güçle, birlikte başarmanın verdiği heyecan ve mutlulukla insana yatırım yapmaya ve yarının dünyasını inşa etmeye devam edecektir.

Hepinize emekleriniz için sonsuz teşekkürlerimi sunuyor; ailelerinizle birlikte sağlıklı, huzurlu ve keyifli bir yıl diliyorum.

Sahte dolar nasıl farkediliyor? TÜYEMDER Başkanı Şeren açıkladı Hazırlıklar tamamlandı! 'Dijital Telif Yasası' Meclis'e geliyor Papa Francis, mayıs ayında Türkiye'ye geliyor Elon Musk hedef göstermişti... ABD'de 'Musk' endişesi büyüyor Teğmenlerin Yüksek Disiplin Kurulu süreci başladı