Girişim sermayesi ‘kalfalık’ dönemine girdi

NBGI Private Equity Türkiye ve Balkanlar Yatırım Direktörü Mete İkiz, girişim sermayesi sektörünün çıraklık döneminden çıkarak artık kalfalık dönemine geçtiğini anlattı

Abone ol

JÜLİDE YİĞİTTÜRK GÜRDAMAR

Türkiye, 2006 yılından sonra tanıştığı girişim sermayesi fonlarında artık ‘çıraklık’ dönemini bitirdi. 20’ye yakın fonun işlem yaptığı Türkiye pazarında sektörün ‘çıraklık’ döneminden ‘kalfalık’ dönemine geçtiği belirtiliyor. 

NBGI Private Equity Türkiye ve Balkanlar Yatırım Direktörü Mete İkiz, “Bundan sonra girişim sermayesi fonları Türkiye ekonomisinin yüzde 85’ini oluşturan KOBİ’ler ile büyüyecek. Üretimin yüksek olduğu Anadolu kentlerinde işlemler artacak. Private Equity fonları artık üretime daha fazla girecek. Üretimle birlikte özellikle hizmet, perakende, sağlık ve eğitim sektörleri ön planda olacak” dedi. 

Türk girişimcilerin kurduğu lokal fonların yanı sıra İstanbul’da ofis açan yabancı fonların da son 10 yılda Türkiye’de çıraklık dönemini geride bıraktığını ve yeni bir döneme giriş yapıldığını aktaran İkiz, “Türkiye’nin ekonomisi ile ilgili olumlu beklentilerle bu sektörün ivmelenerek büyümesini bekliyorum. Bu fonların yatırım yaptığı şirketler de öğrenme sürecinden geçti. Artık onlar da girişim sermayelerinin sadece para yatırmadığını, know how ve uluslararası bağlantılar koyduğunu, yüksek raporlama standartları ve bütçeleme sistemlerinin şirketlere getirdiğini öğrenmiş oldular” ifadesini kullandı. 

Başarının anahtarı için iki kriter var 

Uluslararası bu fonlar için iki başarı kriteri olduğundan söz eden İkiz, “Türkiye batı değil, doğu da değil. Bugün sadece doğudan veya batıdan gelerek ülkemizde iş yapmak kolay değil. Uluslararası private equity fonlarının Türkiye’de elini taşın altına sokması gerekiyor. Bu da Türkiye’ye bizzat gelip ofis kurmaktan geçiyor. Uluslararası fon, mevcudiyetini yatırım yapmak istediği şirketin sahibine hissettirecek; ‘Türkiye’ye inandım’ diyecek. Ayrıca Türkiye’de iş yapış şeklini bilen lokal yöneticilerle çalışılması bana göre bir diğer önemli faktör. Bunlar başarının anahtarı” diye konuştu. 

Mete İkiz, girişim sermayesinin büyümesine yönelik Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) bünyesinde bir çalışma yapıldığını dile getirerek, vergi ile ilgili bir teşvik üzerinde çalışıldığını da sözlerine ekledi. 

Türkiye'nin önümüzdeki 10 yıl önü açık 

Türkiye’nin içerisinde bulunduğu coğrafyada ciddi anlamda bir çalkantı olduğunu, fakat yabancı yatırımcıların Türkiye’nin uzun vadeli geleceğine inandığını ifade eden Mete İkiz, “Türkiye ekonomisi büyümesine devam ediyor. Türkiye’de artan bir dinamizm var. Önümüzdeki 10 yıl Türkiye’nin önü açık” dedi ve ekledi: 

“Gelişmekte olan ülkeler arasında Türkiye’ye sermaye girişi devam edecek ve belli sektörler öne çıkacak. Sağlık sektöründe birçok uluslararası şirket genel merkezlerini Türkiye’ye taşıyor. Uluslararası dev şirketler Türkiye’yi üretim ve hayati stratejik konumundan dolayı dağıtım açısından hub olarak görüyorlar. Perakende anlamında Türkiye çok iyi bir pazar. Gıda, telekomünikasyon ve eğitim sektörlerine ciddi yatırımlar gelecektir. Buğün baktığımızda internet ve GSM kullanımı genç nüfus tarafından ciddi olarak kullanılıyor. Hastenede işin içinde olmak üzere sağlık sektörünün de büyümemesi imkansız.” 

2015 yılında FED ve seçimler önemli 

2015 yılının risklerine de değinen Mete İkiz, FED’in faiz artırımı sürecinde para girişinin azalabileceğini, fakat tekrar geri geleceğini tahmin ederek, içeride ise 2015 yılındaki seçimlerin belirsizlik yaratabileceğini dile getirdi. İkiz, “2014 yılında iki önemli seçim geçirdik. 2015 yılı ortasında da genel seçimler olacak. Bu bir belirsizlik. 10 yılı aşkın uzun bir dönemdir iktidarda olan AK Parti’de partinin lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı makamına seçilmesinin ardından lider değişikliği oldu. Bu nedenle piyasalarda bir bekleme dönemi yaşanabilir, 2015’in ortasında gerçekleşecek olan genel seçimler yakından izlenebilir. Risk değil ama belirsizlik var” tahmininde bulundu.

NBGI Private Equity Fonu 

NBGI Private Equity Fonu 2000 yılında Londra’da, Finansbank’ın da sahibi olan National Bank of Greece (NBG) tarafından kuruldu. NBG, söz konusu dönemde küçük ve orta ölçekli şirketlere yatırım yapılmadığını görünce şirket bazında 5-10 milyon pound civarında yatırımlar yapacak olan NBGI’ı kurdu. NBG Bulgaristan, Romanya ve Türkiye gibi Balkan ülkelerinde bankalar satın alarak bölgesel hale gelince 2007 yılında Balkan Fonu kuruldukdan sonra 2008 yılında Türkiye’de ofis açıldı.

Yeraltı sularındaki azalma, kârı yüzde 10 düşürecek “Ülkenin birinci sorunu ekonomi değil Güneydoğu” Mersin'de yan yatan geminin mürettebatı kurtarıldı Borsa günü düşüşle tamamladı 'Ateşkes' derken İsrail yine Beyrut'u vurdu