82 ülkenin ekmeği Ulusoy Un’la pişiyor
Ulusoy Un, 5 kıtada 82 ülkeye Türk unuyla yemek yediriyor. İSO 500’de 373. sırada yer alan şirket, ağırlıklı ihracatını Afrika kıtasına yapıyor. 9 yılda 16 kat büyüyen şirket, cirosunu 1 milyar TL’ye çıkardı.
Abone olİmam GÜNEŞ
İSTANBUL - Ulusoy Un, 5 kıtada 82 ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. İhracatını ağırlıklı olarak Afrika kıtasına yapan şirket, 9 yılda 16 kat büyüme kaydederek, 60 milyon TL’den 1 milyar TL ciroya ulaştı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre en çok ihracat yapan bin şirket arasında 301. sırada yer alan Ulusoy Un, İSO 500’de ise 373. sırada bulunuyor. Geçen yılı 2.8 milyon tonluk ihracatla kapatan şirket, bu yıl bu rakamı 3 milyona çıkarmak istiyor.
Türkiye’nin un üretiminin yıllık 12 milyon ton civarında olduğunu söyleyen Ulusoy Un Yönetim Kurulu Başkanı Eren Günhan Ulusoy, Türkiye un ihracat miktarının son 5 yılda yüzde 40 artışla 2.8 milyon tona yükseldiğini ifade etti. 2015 yılsonu itibariyle Türkiye un ihracatının yüzde 50’den fazlasının Irak, Suriye ve Filipinler’e gerçekleştiğini belirten Ulusoy, şöyle devam etti: “Irak ihracatı, 2008 sonrası, ülkede gerçekleşen politik ve sosyal istikrarsızlık sebebi ile hızlı yükselerek 2015 yıl sonu itibariyle 1 milyon tonu geçti. Bu gelişmelerle birlikte Türkiye, Irak ihracat pazarının tek oyuncusu haline geldi. Benzer süreçlerin Suriye’de de gerçekleşme ihtimali Suriye ihracatının büyüme potansiyelini gösteriyor. 10 yıl önce sadece 40 ülkeye ihracat yaparken bugün 100’den fazla ülkeye ihracat gerçekleştiriyor. Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) verilerine göre 2015/16 sezonunda dünya un ticaretinin yüzde 30’unu yaparak un ihracatında dünyada birinci sırada yer alan Türkiye, 2015 takvim yılında un ihracatını değer bazında bir önceki yıla göre yüzde 5.2 arttırdı. 2015 yılında, çevre ülke pazarlarımızda yaşanan problemlere rağmen, un sanayicilerinin ihracattaki başarısı sayesinde Türkiye’nin kasasına yaklaşık 1 milyar dolar gelir sağlandı.”
‘Unda dünya lideriyiz ama araba kadar değer görmüyoruz’
Ekmeğin yaşamımızda sağlam bir yer tuttuğunu dile getiren Ulusoy, şu sözlere yer verdi: “Ekmek sahip olduğu büyük öneme rağmen spesifik bir ürün olarak sayılmıyor. İhraç edilen ürün ‘bizim arabamız, bizim uçağımız’ olsa herhâlde ülkede bundan haberdar olmayan kalmazdı. Ancak dünya un ihracatında açık ara lider olduğumuzu, dünyada 100’ü aşkın ülkede Türk unuyla yapılan ekmeğin tüketildiğini bilmeyen çok vatandaşımız vardır. Bu anlamda un sanayicilerini tek bir çatı altında toplayan Türkiye Un Sanayicileri Federasyonu, şöhretini sınır ötesindeki tüketim rakamlarıyla kanıtlayan unumuzun, kamuoyunda farkındalık yaratarak hak ettiği değeri görmesi için çalışıyor.” Şirketin 2006 yılında 61 milyon TL olan cirosunun, 2015 yılında 1 milyar TL seviyesine yükseldiğini kaydeden Ulusoy, “9 yılda ciromuz 16 kat artarak, yıllık ortalama yüzde 37 hasılat büyümesi gerçekleştirebildik” dedi. Şirket olarak küresel gelişmeleri, risk ve fırsatları analiz ederek ihracatta hızlı büyüdüklerini aktaran Ulusoy, iç piyasada da yılı beklentilerinin üzerinde bir satışla kapattıklarını belirtti. 1995 yılından bugüne 5 kıtada 82 ülkeye ihracat gerçekleştirdiklerini ifade eden Ulusoy, Afrika kıtası ağırlıklı olmak üzere Uzakdoğu ve Ortadoğu’nun, ihracat yaptıkları bölgeler arasında yer aldığını dile getirdi. “2015 yılında ihracatımız bir önceki yıla göre yüzde 26 artarak 2.8 milyon ton olarak gerçekleşti” diyen Ulusoy, bu senenin ilk 6 ayında 1.6 milyon tonu geçtiklerini, yılı 3 milyon tonun üzerinde ihracat verisi ile kapatacaklarını söyledi.
İki lisanslı deponun yatırımına başladı
Ulusoy Un olarak; biri Çorum Alaca’da, diğeri de Samsun’da yer alacak toplam 100 bin ton kapasiteli iki lisanslı depo yatırımına başladıklarına dikkat çeken Ulusoy, büyümeye devam edeceklerini aktardı. Şirketin Samsun’da ve Çorlu’da iki fabrikası olduğunu vurgulayan Ulusoy, günlük toplam 900 ton buğday işleme kapasiteli iki fabrikayla yıllık 208 bin ton un üretimi yapıldığına dikkat çekti.
'Sürdürülebilir büyüme için şirketler halka açık olmalı'
Ulusoy, "20 Kasım 2014 tarihinde şirketimiz halka arz oldu ve hisselerimiz Borsa İstanbul’da işlem görmeye başladı. Halka açık şirket olmanın gereksinimleri, şirketlerimizin kurumsallaşmaya giden yolda rehberi olacak nitelikte. Geleceğe güvenle bakmayı ve sürdürülebilir büyüme ivmesi yakalamayı hedefleyen şirketlere bu yolculuğa çıkmalarını öneririm. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası piyasalarda yaşanabilecek belirsizlik sürecinin şirket hisseleri üzerindeki negatif etkilerini sınırlamak ve fiyat dalgalanmalarını minimize etmek adına yönetim kurulumuz, SPK’nın verdiği yetkiler çerçevesinde Geri Alım Programı’nı açıklamayı uygun buldu. Bu tarz olağanüstü dönemlerde kullanılmak adına yapılan bu alımların olumlu olacağını düşündüğümüz için uygulamanın içerisinde yer aldık” diye konuştu.