“Yalıtım sektörü 150 bin kişiye istihdam sağlıyor”

Güvenli, sağlıklı, konforlu ve enerji verimli binalar inşa etmek için yalıtımın şart olduğunu söyleyen Isı Su Ses ve Yangın Yalıtımcıları Derneği (İZODER) Yönetim Kurulu Baş­kanı Emrullah Eruslu, yalıtımın, çatı ve cepheleri dış etkenlerden koruyarak binaların çok daha uzun ömürlü ve kullanışlı olma­sını, yaşam kalitesini artırdığı­nı söyledi. 2023 yılında yalıtım sektörünün üretimden satışının yaklaşık 2 milyar dolar olduğunu belirten Eruslu, toplam yalıtım sektörünün ise tüm hizmetler dahil 7 milyar dolara yaklaştığını kaydetti.

Bununla beraber direkt ve dolaylı olarak sektörün yak­laşık 150 bin kişilik bir istihdam oluşturarak ülke kalkınmasında etkin rol almaya devam ettiğini kaydeden Eruslu, “Ayrıca ihracat tarafında son yıllarda ciddi bir iv­me kaydettiğimizi, sektörümüz için küresel bir üretim merkezi olma yolunda kayda değer yatı­rımların hayata geçtiğini görüyo­ruz” dedi.

Enerjide dışa bağımlı oldu­ğumuzu hatırlatan Emrullah Eruslu, toplam enerjinin yüzde 32,7’sinin binalarda tüketildiği­ni bildirdi. Tüketilen bu enerji­nin yüzde 80’inin de kışın ısınma, yazın soğutma için kullanıldığını belirten Eruslu, “Enerji kaybını en aza indirmek için ısı yalıtımı önemli bir fırsat barındırıyor. Ya­lıtımlı binalar kışın doğalgaz ya­zın elektrik faturalarını yaklaşık yüzde 50 düşürüyor.

Isı yalıtımı yasal olarak zorunlu olsa da Tür­kiye’deki bina stokunun yüzde 75 gibi büyük bir bölümü maalesef yalıtımsız. 2023 yılında enerji it­halatına yaklaşık 70 milyar dolar ödeyen ülkemizde binaların yak­laşık yüzde 25’i yalıtımlı” diye ko­nuştu. Tüm binaların çatı, duvar ve döşemelerinde ısı yalıtımı ya­parak ve pencerelerde kaplamalı yalıtım camı üniteleri kullanarak Türkiye’nin toplam enerji fatu­rasını yaklaşık yüzde 15 azaltabi­leceğimize dikkat çeken Eruslu, Türkiye’deki binaları enerji ve­rimli hale getirerek enerji fiyatla­rına bağlı olarak her yıl 12-15 mil­yar dolar tasarruf sağlanabilece­ğine vurgu yaptı.

Öte yandan, Türkiye’de yalıtım uygulamalarının yasal bir zemine oturmuş olsa da halen bazı önem­li düzenlemelere ihtiyaç duyul­duğunu anlatan Emrullah Erus­lu, Enerji Verimliliği Strateji Bel­gesi’nde de tanımlandığı üzere Türkiye’nin enerji limitlerinin ve U değerlerinin bir an önce geliş­miş ülkeler seviyesine getirilme­si gerektiğini belirtti.

Enerji israfı gelişmiş ülkelere kıyasla 3 ila 5 kat daha fazla

Birçok gelişmiş ülkede binala­rın ısıtma ve soğutmaya yönelik birim metrekaredeki yıllık ener­ji tüketimi 30-50 kW olacak şe­kilde yalıtımlı olarak tasarlanıp, inşa edildiğini kaydeden Eruslu, Türkiye’de ise halen binalarda ortalama enerji tüketiminin 120- 150 kWh/m2 yıl seviyesinde ol­duğunu kaydetti. Enerji israfının gelişmiş ülkelere kıyasla 3 ila 5 kat daha fazla olduğunu bildiren Eruslu, “2019 yılına revizyon ça­lışmaları başlayan Binalarda Isı Yalıtımı Kuralları Standardı TS 825, bu noktada kritik önem taşı­yor. Yalıtım sektörü olarak revi­ze edilmiş standardın artık daha fazla beklenilmeden en kısa süre­de yayımlanmasını bekliyoruz” diye konuştu.

Deprem güvenliği için su ve ısı yalıtımına önem verilmeli

Mevcut yapı stokunun deprem güvenliği ve yüksek enerji ve­rimliliği hedefleri gözetilerek yenilenmesinin hayati öneme sahip olduğunu sözlerine ek­leyen Eruslu, şunları kaydetti: “Deprem güvenliği için yapıla­rımızda mutlaka doğru su ve ısı yalıtımı olması gerektiğinin al­tını da çizmek istiyorum. Çünkü binaların başlıca düşmanı olan korozyona karşı bir kalkan gö­revi gören su yalıtımı binaların sağlam bir şekilde ayakta kal­masını sağlıyor. Dolayısıyla şe­hirlerimiz yapısal bir dönüşüm­den geçerken yalıtım sektörü de bu konuda önemli bir sorumlu­luk üstlenecek. Tüm çalışmaları­mızda yakın diyalog ve iş birliği halinde olduk. Yalıtımın ülkemi­ze ve vatandaşlarımıza olan ka­zanımlarını artırmak için çalış­malarımız sürecek.”